• bir özgürlük değil, hele ki gereklilik hiç değildir! adına silah denilen meta, insan yaralamak ve öldürmekten başka hiçbir işe yaramadığı gibi; bireysel silahlanma, halkın, emniyet kuvvetlerini de sorgulamasını gerektirir. madem kendini savunmak ya da referans entrydeki gibi salt silahları sevmek gibi dandik izahatler adı altında her maganda belinde silahla gezebilecekse, ne gerek var polise, askere, özel güvenlik görevlilerine ve diğerlerine? nasıl olsa herkes kendi güvenliğini kendi imkanlarıyla savunacaksa, neden her yıl bütçeden milyonlarca lira güvenlik harcamalarına tahsis edilsin ki? ayrıca bireysel silahlanma bugüne kadar kime ne kazandırmış; hedef gözetmeksizin sağa sola sıkılan mermiler, bugüne kadar kaç can almış diye bi düşündü mü acaba hiç silah fetişisti arkadaşlar?

    silahla yaşayan, silahla ölür; gerisi palavra... yok, benim şarjör boşaltmak gibi bi derdim yok; tek olayım, silahın girintisiyle diyosan, o ayrı tabii. bak işte o, özgürlüktür. dilediğin çıkıntıyı dileğin girintine sokmakta özgürsün.

    edit: ortalık yıllar sonra şenlenmiş. başlık da başa kaldığından, iki kelam etme gereği hissettim. kendisini ve ailesini savunması gerektiğini düşünenler tarafından, bu entry zamanın ötesinde sağlam bir yer edinmiş kendisine. aradan geçen 3.5 yılda, benim düşüncelerimde hiçbir değişiklik olmadı. aşağıda bir yerde, istisnasız herkesin silah sahibi olması gerektiği ve böylece kimsenin kimseden üstün olmadığını anlayarak, magandalık yapamayacağı minvalinde bi şeylerden bahsedilen entry'nin tam tersine; istisnasız herkesin, silah almasının ve taşımasının yasaklanması gerektiğine inanıyorum.

    "muhafazakar demokrat" olduğunu söyleyen ve haddini bilmez bir biçimde, yaşam biçimlerine iyiden iyiye burnunu sokan iktidar partisinin icraatlarının, silah bulundurmayı meşru kılmasını iddia etmek de, en hafif tabirle aptalca. toplumsal olaylara silahla karşılık vererek kendinizi korumayı nasıl düşünebilirsiniz? 6-7 eylül olaylarında, insanlar kendilerini silahla koruyabilirler miydi? kime kurşun yetecekti ki? hangisine yetecekti? aşağıda da belirtildiği gibi, silahlar aydınları sivas katliamından koruyabilir miydi? kaçını? kaç kişiye karşı? manyak mısın lan siz? terminatörün, skynet binasının penceresinden tüm polis arabalarını taraması gibi bi fantezi mi kuruyosunuz? gerçek hayatta böyle mi olur sanıyosunuz gerçekten de?

    silah, öldürür; kapiş?

    edit2: başlığın yaklaşık 4.5 yıl sonra alevlenmesiyle yazılanlara bi göz attım da, tam bir barzo cehenneminde yaşıyoruz. evet, biz "ılık enteller cemiyeti" olarak bireysel silahlanmaya karşı çıkarken, sen tam bir maço olarak, "karım, kızım, anam, bacım" argümanıyla savunuyosun ya bu durumu; gerçekten de çok sert erkeksin, bravo! sana punisher olmak yakışır aslan parçası...

    bugün, ethem'in katili olan ahmet şahbaz'ın 7 yıl 9 ay 10 gün ceza alması üzerinden bireysel silahlanmanın gerekliliğini savunanlar var ki, insan gerçekten hayret ediyor! ne yapmalıydık sert çocuk, gezi'de polise ateş mi açmalıydık yani? bunun için mi istiyosun silahlanmayı?
  • allahuekber diye bagira bagira ailenizi katletmeye gelenlerin kafasina sikabilmek icin sart.
  • tinerciler hakkında ön yargıya sahip insan açıklaması. tinerciler (madde bağımlıları), sokakta yaşayan insanlar, çoğunluğu çocuk, olan insanlarla ilgili sorunların çözümü eline silah almak mı? ortadaki durumu yaratan şeyleri ortadan kaldırmadıkça gta oynar gibi tek tek kafalarına sıksan neye yarar? diye sorularla karşılık verilebilecek tespit.

    tecavüzcüler ortada kaynıyorsa bunu silahlanma değil adil bir ceza kanunu çözer. kültürel, toplumsal yargıların ortadan kaldırılması çözer. tecavüzcüleri namus iyi niyet kadın lgbtt ya da erkek birey zaten niyetliydi, kıyafeti şöyleydi böyleydi zihniyeti ile serbest bırakan yargıyı sorunlaştır sorgula dedirten açıklamadır.
  • toplumsal çatışmaların olduğu yerlerde ters tepen gerkliliktir.
  • devletin kadınların haklarını korumakta yetersiz ve basiretsiz olması.
    bütün şiddet gören kadınların silahlanacagi bi ülke görsem cok sevinirim.
  • biraz sonra uçağa bineceğim. gördüğüm kadarı ile halkım halletmiş bu problemi. silah tükkanı gibi ortalık.
    ama benim çözümüm gerçekten çok daha etkili. elektrik tabancası. ne ölen oluyor ortada ne de saldırgandan bir iz kalıyor. kullanmayana şaşarım. gerçi ülkemde yasal mı değil mi bilmiyorum ama en etkili yöntem budur hırsıza uğursuza tinerciye değnekçiye.. bir de denersem haber vereceğim polise de işe yarar mı.
    hadi arrivederci.
  • kendinden olmayanın malını, canını, haremini helal sayan zihniyet güçlendikçe artık gereklilik olandır. adam seni öldürmeyi, malına el koymayı, karına kızına tecavüzü hak sayıyor, yeri geliyor ekstra bonus bekliyor(cennette ekstra bakire), ve gün gelecek diğer ülkelerde olduğu gibi burda da bunları yapmak isteyecek. esas soru, o gün sen ne yapacaksın?

    edit: valla ben yazmadım, yeğenim göbelscan yazmış.
  • ömrü hayatında hiçbir meseleyi kökünden nasıl çözebileceğine kafa yormamış insanların olmazsa olmaz gördüğü gerekliliktir.

    reddit'te vardı böyle bir tartışma. amerikalı bir eleman ingilizlere sövüyordu. ingiltere'de yakın zamanda vuku bulmuş bir şiddet vakasının halbuki bireysel silahlanma amerika'daki gibi olsa önlenebileceğini falan savunuyordu. ingiliz bir eleman da gayet sağduyuyla cevap vermiş, uzun uzun yazmış falan. ben de oradan hatırladıklarımla buraya yazılanları harmanlayıp bir şeyler söyleyeyim.

    - bir kere bu iş tamamen devletlerin yaklaşımıyla alakalı. kimi ülkelerin yönetimleri tercihleri (daha doğrusu oy alma potansiyeli) gereği bu işi ona göre regüle ediyor.

    - amerikalı "kişisel güvenlik için şart" derken, ingiliz ingiltere'de "böyle bir önleme ihtiyaç olmadığını savunuyor.".

    - sokakta gasp mı ediliyorsunuz? silahınız yok mu? muhtemelen gaspçınızın da silahı yok ya da en fazla bıçağı var. sizin silahınız var mı? büyük ihtimalle (sizin silaha sahip olmanızdan daha yüksek ihtimalle, zira adamın işi bu) gaspçının da var. bu iki durumda, bu gasp olayının bir kişinin (ki yine söyleyeyim işi bu olan adama karşı olan şansınız daha düşüktür.) ölümüyle sonuçlanma ihtimali daha fazla.

    - evinize giren hırsız için de aynı şey geçerli.

    - büyük kalabalıklar tarafından ailenize tecavüz edileceğini, malınıza el konacağını, öldürüleceğinizi mi düşünüyorsunuz? elinizde silah olması yine bir şey değiştirmeyecektir. sivas katliamını bireysel silahlanma durdurur muydu? ya da daha gündelik örnek verelim, komşunuzla takıştınız 2+1 evden 12312 kişi kapınıza dayandı ve silahlılar... silahında 6 kurşun olsa 6'sını bile sıkamazsın.

    cinayetler, adam öldürmeye teşebbüsler, ölümle sonuçlanan gasplar, tecavüzler, sokak kavgaları öyle hızlı artar ve bugün dahi memnun olmadığınız durum öyle çabuk kontrolden çıkar ki şaşırır kalırsınız.

    ben de korkuyorum. her an yolda gasp edilebilirim. metrobüste yer kavgası çıkabilir ve dayak yiyebilirim. yanımdaki kız arkadaşıma laf atılabilir ve akabinde dövülüp gözümün önünde tecavüz edilebilir. buradaki en korkağınızdan daha da çok korkuyorum. ancak meseleleri enine boyuna düşünebilecek kadar da beynim var.

    çok şükür ne yapmamak gerektiğini algılayabiliyorum, ama ne yapmak gerektiğini düşündüğümde aklıma yalnızca şunlar geliyor

    - devlet eliyle silahlanmaya karşı savaş açılmalı.

    - suça sebep olan her türlü sosyal ve ekonomik neden, yine devlet tarafından ortadan kaldırılmalı.

    - ve eğitim... yalnızca okulda verilenden bahsetmiyorum. okulda verilen eğitim de bir sike yaramıyor o da daha yararlı bir hale gelmeli o ayrı, ama bizim memlekette en çok yetişkinlerin eğitime ihtiyacı var. misal yukarıda örnek vermiş birisi trafikte yaptıkları hata sonucu biri diğerine sövmeye başlamış. işte onun niçin sövmemesi gerektiğini öğrenmesi lazım. diğer ayı oğlu ayının da dolmuşundan inip, insanların camını yumruklamaması gerektiğini öğrenmesi lazım. hani bu ilk aklıma gelen örnek.

    fark ettiyseniz hep "devlet" geçiyor çözümlerimde. ancak bu ülkede böyle bir devlet yok. işte ben en çok da bundan korkuyorum.
hesabın var mı? giriş yap