• agucuk mugucuk diye anlaşılmaz şeyler icra eder bu bebekler ya, onların muhabbeti işte. ne sifon ne de bir sofbendir, dikkat çekmek isteyen bir şefikadır.
    (bkz: sakallı bebek)
  • patates baskısı bilgisi ve bir o kadara da kokonyalı mendil gerek sohbet.
    (bkz: jelatin).
  • - geçen gün dolmalık biber aldım çarşıdan
    - anlat hele
    - aldım, geeldim, sen nasıl ettiysen, bizim mutlak, al o biberleri içine içine işe..
    - mutlak kim?
    - benim piç, kutluk'tan olma, hani bahçe düzenleyicisi vardı ya..
    - bak bak
    - ben aldım o biberleri elinden ama, mutlak şey demesin mi bu sefer de..
    - ney?
    - anne ben piçim diye izin vermiyosun bibere işememeee, demesin mi?
    - tüh
    - tüh ya, verdim eline garibimin, babası da yok hem.işedi durdu, hayır nerden buluyor o kadar idrarı, inatçı bu çocuk inatçı.. kutluk'a çekmiş
    - hı
    - bunun babası da böyleydi, döl yatağı kuruyasıca.şimdi bunla bigün yine yataktayız, 69dan kertenkele yapıyoruz*...........
  • - ama beeerk çoook taatlıı
    - berk kim kız, yeni manitamı yaptın kendine?
    - ay yok ayol
    - kim ulan, sanal mı veriyosun artık.hı?
    - berk üst komşumuzun oğlu.üçbuçuk yaşında*.bi görsen kırmızı kırmızı kirpikleri, yeşil yeşil elleri var.çok değişik bi çocuk, bi görsen.ne annesine ne babasına çekmiş.
    - niye annesi su kurbağası mı?
    - bi görsen, o ağzı burnu, yersin yersin.. dün oturuyoduk ebruyla, bak dedim berk benim nişanlım.. biraz büyüsün ben alıcam onu.
    - berk ne diyo bu konuda?
    - askerliğimi yapmadan, ekonomik özgürlüğümü elime almadan olmaz diyo.
    - desene sen iyicene manyadın.
    - ay niye ayoool?
  • - altını değiştirmek gerekiyor.
    - e tabi
    - her saat başı hiç sektirmez.
    - neyi?
    - bir ceviz büyüklüğünde dışkı sıçar.
    - dışkı sıçar?
    - sıçar bağırsakları çıksın.
    - el kadar bebe niye öyle diyosun
    - buna bez mi dayanır be, çaput bağlıyorum bu sefer.aha..
    - yapma etme noolur.
    - ama bak tuğrulcan öyle mi?
    - tuğrulcan kim?
    - sönmez flamentte başkan şimdi..
    - e nası başka, çocuk değil mi ayol?
    - yok 34 sene önce çocuktu.o günde bi kere sıçardı.
    - e iyiymiş evet.
    - ben tuğrulcan'ın altını hiç değiştirmedim ama annesi antalya kolejinden arkadaşım.o anlatırdı, çok eğlenirdik. ben o zamanlarda bu it sıpasının anasının altını değiştiriyorum tabi..
    - ee?
    - bunun anası da fındık kadar sıçardı.sıpa bunlar, sen hiç sıpa boku gördün mü?
    - yok, ee?
    - tuğrulcan çok akıllı sıçardı.yine bigün bunun altına bez kalmamış, daha çocuk 1buçuk yaşında, laftan anlar mı? anası demiş bez yok, sen bir hafta sıçma
    - ee?
    - çocuktaki asilliğe bak sıçmamış valla bi hafta, o yıllar da savaş yılları tabi..
    - hı
    - tuğrulcan'ı şimdi ara, bir hafta sıçma sen diye, yine sıçmaz, yine sıçmaz, asil çocuk.
  • bir de bunun yeni anne babalar tarafindan yapilan versiyonu vardir; bitmek bilmez.
    uzadikca uzar muhabbeti, 2 dakika normal muhabbet edicem dersin edemezsin, varsa yoksa bebekleri.
    sanki dunyada baska konu kalmamis gibi bebekten once (bkz: 9 ay) konusulan tum konular unutulur sadece bebegin sicmasi, bebegin kusmasi, bebegin mamasi konusulur. butun dunya o bebek etrafinda donuyor sanabilir insan.
    tabi bir yerde hak vermek lazim, sonucta o bebek o insanlarin en degerli varligidir. ama bu demek degildir ki herkes icin oyle olacak, butun diger konular unutulacak.
    ayiptir, gunahtir, yaziktir. insana saygi olmali biraz.
  • - hiç yemek yemiyo, halbuki rahmimde şov yapıyodu.
    - ne ediyodu
    - semiriyodu, bak ben gudül'den önce, modül'ü de hatırlıyorum
    - aa
    - ya, işte mesela onda böyle bi aşerme durumu yoktu
    - enteresan
    - çok çook.ama şimdi uğraştırıyo bizi, yemiyo bi türlü
    - tv'yi açsanız.belki gözü takılır.
    - denedik.onu da denedik.
    - nooldu?
    - yemedi.
    - hay aksi..
    - ama şu mamalar yenmez mi? ıspanaklı fasulyeli çorba, pırasalı hindi dolması, tereyağlı bamya böreği
    - yok ama olmaz ki, çocuk haklı
    - ne hakkı? onun hiç bir hakkı hukuku yoktur.
    - niye?
    - biz küçükken babamızın yanında el pençe divan olurduk.yere bakmaktan boyun fıtığı oldu ablam.ben de renkli halı göre göre stendhal sendromuna girmişim.
    - deme
    - ya, onun için yiyecek.bak afrika'da bunu bulamayanlar var.
    - aman bulmasınlar.
    - gudül aç bakiim ağzını.ham yap bakalım.
    - pffff..

    aslında yemek yeme fasıllarından hoşlanmaz çocuklar.. bu tür mızmızlık peşinde koşan it sıpalarının öğünleri, bitmeyen yemekler ve elde dolaşmaktan el terlerinin geçiverdiği tabaklarla sürer gider.. sonuç olarak bu bebe muhabbeti de çocuğun iştahsızlığıyla paralel, evin bir numaralı konusu olur."şımarıklık bununkisi canım"
  • *akraba ziyareti**
    - ayyy dayvimcim gelmişş...
    - merhaba morukgül teyze...
    - ah ah anneannesi, ne kadar da çabuk büyüdü. daha kaç sene oldu ki bizim evde nurkatır'la oynarlardı...
    - doğrudur....
    - hatta bi keresinde bir baktım, nurkatır'ın üstüne işiyosun... ay ne güldük ne güldük...
    - hakketmiştir elbet.
  • eski sevgili ve komşunun çocuğu sentezi: saatler süren çocuk ayrıntılarının ardından artık ebeveyn olunacak kıvama gelinmiştir.

    -...sonra geldi bu kucağıma oturdu hoop elini memelerime soktu.
    -ha..vay .mına koduumun piçi.
    -efendim?
    -yok bişey..ee?
    -yazı yazmış bu bana getirdi..
    -yazı? kaç yaşında bu çocuk?
    -altı yaşında.
    -altı mı..ulan seni beni sker o be..
    -yaa saçmalama..
    -elletme bi daha.
hesabın var mı? giriş yap