cebrail
-
[bir gece ruhül-emin sidre'deydi. tanrı'dan "buyur kulum!" sesi geliyordu. bu sesi duyunca] feridüddin attar - mantıku't-tayr
[cebrail, rum ülkesine vardı, tanrı'nın buyurduğu kiliseye girdi. bir de ne görsün? bir kafir, bir putun önünde zari zari* ağlamakta, o puta hitap edip durmakta.] feridüddin attar - mantıku't-tayr
["o bizim vuslat incimizi elde edemedi, yok yoksul bir halde kaldı; daima sakalıyla meşgul olup durdu."
musa bunu söyleyince, adamcağız hem sakalını yolar, hem ağlardı.
cebrail derhal gelip musa'ya dedi ki: "şimdi de yine sakalıyla meşgul!
sakalını süsler, bezerse, teşvişlere düşer; yolmaya kalkışırsa, yine sakalıyla meşgul oluyor demektir."] feridüddin attar - mantıku't-tayr
(bkz: erdenay)
(bkz: ruhül-emin)
(bkz: ruhulkudüs), ruhul kudüs, ruhu'l-kudüs
(bkz: cibril), gabriel, djibril
(bkz: anşabacılılar), horoz
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap