• (bkz: cemetmek)
  • aritmetikteki toplama işlemine eskilerin verdiği isim.

    ayrıca namazları birleştirmek anlamı vardır. sünni mezhepleri arasında yorum farkı olmakla birlikte; yolculuk gibi mücbir durumda olan kimselerin öğlen ile ikindi ve akşam ile yatsı namazlarını birleştirerek kılabileceği kabul edilir. buna da cemetmek denir.
  • namazları birleştirerek kılmanın islamî terminolojideki ismi. "iran'da namaz bile namaz değil. 5 vakit değil 3 vakit kılıyorlar" diyen insanlar duyarsanız "hayır" deyiniz. zira 5 vakit namazı birleştirerek kılmaktadırlar. esasta değil usülde bir değişiklik vardır yani. ha doğrudur-yanlıştır...
    namazı cem edebilmek için zaruret gerekip gerekmediğinde, gerekiyorsa zaruretin boyutunun ne olması gerektiğinde islam aleminde muhtelif görüşler vardır. ehl-i sünnet alimleri bilhassa imam-ı azam ebu hanife çıtayı epey yukarıya çekmişken, şii alimleri zaruret haline gerek bile yoktur demektedirler. iki taraf da kimi hadislere dayanmaktadır.
    peki neden öğle ile ikindi ve akşam ile yatsı cem edilebilmektedir? nacizane biraz kafa yordum ve düşündüm ki: sabah namazı vaktinin girdiğini anlamamız için net bir olay var: güneş doğması. öğlen vakti için: güneşin en tepeye gelmesi, akşam vakti için ise güneşin batması. ama farkındaysanız öğle ile ikindiyi ve akşam ile yatsıyı birbirinden ayıracak berrak bir olay yok. kanaatimce bu sebepten dolayı bu iki durumda -ve belli şartlar da oluştuğunda- namazların cemine cevaz verilmiştir. çok pis yamuluyor da olabilirim*
  • bünyesinde toplamak, birleştirmek.
  • "ölüm ayrılıktır. ayrılık ölümdür. cem ettim, semah çektim, kocamın ölümüne dayandım." diyordu. ruhsal olarak yaralıydı, gözlerinin içleri acı acı da olsa gülüyordu, parlıyordu. bir vakit daha geçtikten sonra koca bunak bir bebek olmaya yönelmişti, yuvarlanmayı bir yerden sonra yönetemiyordu. gözleri hala canlı, ve artık bokunu oraya buraya silen sıvayan. ve canlı, yaramaz, ateşli gözlerle kuyusuna bakacağını, korkarken aynı kalacağını, belki korkmayı bunamayla aştığını, biraz geçirdiğini anlar gibiydim. beni yolundan iteleyerek mi çekiyordu, mıknatısça halı sererek mi?
  • camide cuma dinledim buncadır, hoca cemin ciminden bahseylemedi bir kerecik.
  • hayri kırbaşoğlu hocamız "namazların birleştirilmesi" adlı eserinde (otto yayınları) bu konuyu mükemmel bir şekilde mercek altına yatırır.

    bu kitap, herhangi bir mezhebin, tarih boyunca oluşmuş görüşlerini nihai hüküm gibi algılayıp onların değişmezliğini kabul etmenin son derece hatalı bir tutum olduğunu gösterir.

    hanefi mezhebinin ilk imamları ebû hanîfe ve ashabı, namazların cem'i ile ilgili hadisleri, kendilerince haklı gördükleri çeşitli gerekçe ve tevillerle uygulama mevkiine koymamışlar; cem'i, sadece, arafat ve müzdelife'ye hasretmişlerdir. ne yazık ki daha sonra gelen bütün hanefi uleması, bu görüşü sadece tekrarlamakla yetinmiş, ilk imamların gerekçe ve tevillerini sorgulama cihetine gidememişlerdir.

    imam-ı azam ebû hanife'nin fıkıh anlayışına bağlılık; onun görüşlerini tekrarlamakla değil, bilakis onun metodunu, yöntemini, hepsinden önemlisi allah ve rasulü dışında herkesin görüşlerinin sorgulanabileceğini açıkça ilan eden, onun eleştirel zihniyetini ve düşünce dinamizmini benimsemekle olabilir.

    bu kitap bizleri, zihniyet değişikliğine davet ederek dinamik ve eleştirel bir hadis-fıkıh anlayışına çağırmaktadır.
  • namazlar cem edilmek (birleştirilmek) suretiyle kılınabilir mi?

    belirli şartları taşıyan her müslüman’a günde beş vakit namaz farzdır. her namaz kendi vakti içinde edâ edilmek üzere farz kılınmıştır. nitekim kur’an-ı kerim’de, “namaz, müminler üzerine belli vakitlerde edâ edilmek üzere farz kılınmıştır.” (nisâ, 4/103) buyrulmaktadır. bu itibarla normal şartlarda her namazın vaktinde kılınması gerekir.

    “iki namazı birleştirmek” anlamına gelen “cem” öğle ile ikindi namazlarının öğle veya ikindi vaktinde; akşam ile yatsı namazlarının da akşam veya yatsı vaktinde birlikte kılınmalarını ifade eder.

    hanefî mezhebine göre cem sadece hacılar için söz konusudur. arefe günü arafat’ta ikindi öne alınarak öğle vaktiyle birlikte (cem-i takdim sureti ile) kılınır. aynı gün akşam namazı geciktirilerek, müzdelife’de yatsı vaktinde birlikte (cem-i te’hir) kılınır. bunun dışında namazları cem ederek kılmak caiz değildir (kâsânî, bedâî’, ı, 127).

    din isleri yüksek kurulu
hesabın var mı? giriş yap