• tam adı charles vere ferrers townshend olan 29 nisan 1916’da emrindeki 13 bin askerle esir edilen ingiliz general. esaret günlerini heybeliada ve büyükada’da geçirmis. 1924 ölmüs.
  • birinci dunya savasi'nda basra korfezi'nden yapilan cikarma sayesinde arap yarimadasinda turk yonetimine son verme amaci guden ingiliz politikasini uygulamak amaci ile, cikarma yeri olan shatt al arab'dan [iranlilar buna arvandrud diyor, derler kendi topraklari] bagdat'a gonderilen birliklerin komutanidir.

    cikarmanin ilk zamanlarinda, kaydadeger bir turk direnisi ile karsilasmadan kaleleri ele gecirip basarili bir sekilde arap yarimadasi'nin icerisine dogru ilerlemis fakat her ilerledigi kilometrede, ikmal bolgelerinden de uzaklastigi icin sonuc olarak bir kac ay icerisinde elindeki asker sayisi hastalik, batakliklar [dolayisi ile sivrisinekler ve sitma] ve asiri sicak yuzunden yariya dusmus ve bolgedeki on uc bin turk askerine otuz bin yeni askerin daha takviye edilecegini ogrendigi icin [ki bu sirada elinde savasabilecek adam sayisi dortbinbesyuzdur] geri cekilmeye karar vermistir. ote yandan, askerleri tamamen bitkin, cephane ve yiyecek sikintisi icerisinde oldugundan, en guvenli yer olan cikarma noktasina donemeyeceklerine karar vermis [daha sonra askerlerinin basina gelecekleri bilse, gozunu kirpmadan bunu yapmaya calisirdi oysa ki] ve kut ul amare'de kamp kurma karari alir. kut ul amare uc tarafi nehir ile cevrelenmis bir burundur. bu yuzden dogudan gelen turk ordusu, ingiliz birliklerini burada nehir ile kendileri arasinda kelimenin gercek anlami ile kistirir ve kacacak yer birakmazlar, ote yandan kendileri de iceri giremezler. boylece karsilikli bir guc dengesi olusur ve her iki taraf da sikisir. bu asamada ingilizler'in bu birlikleri kurtarmak icin gonderdigi tum yardim birlikleri yok edilir [ki savas sonuna dogru yirmiucbin kisilik kayip demektir] havadan yapilan parasut destegi ise indirilen paketlerin nehre dusmeleri sebebi ile kistirilmis olan ingiliz birliklerini ikmal etmeye yetmez.

    son care olarak kendisi de yuksek atesten muzdarip olan charles townshend'in aklina birliklerin serbest birakilmasina karsilik para onerilmesi fikri gelir, londra iki milyon pound odenmesini hatta pazarlik yapilmasi durumunda bu miktarin da uzerine cikilmasini onaylar fakat bu teklif reddedilir. david fromkin bu parayi reddedenin bizzat enver pasa oldugunu yaziyor, baska kaynaklarda ise kusatmayi yapan halil pasa deniyor, ayrintisini bilemiyorum.

    baska caresi kalmayan charles townshend tum silahlarini yok ederek teslim olur, istanbul'a gonderilir ve olene kadar luks icerisinde yasar fakat askerlerini cok farkli bir son beklemektedir, yuruyerek once bagdat'a sonra da anadolu'ya gonderilirler sag kalabilenler demiryolu insaatlarinda calistirilir, savas sonrasinda cok azi hayatta kalabilmistir.

    bu olaylar sonucu osmanli imparatorlugu ve dolayisi ile turkiye arap yarimadasi'ni elinden kaybeder [hic misak-i milli demeyin, misak-i milli sinirlardi disinda kalan topraklar icin turkiye cumhuriyeti'nin ugras verdigi bilinen bir gercektir] , kala kala elinde soyadi kut olan aileler kalir.
  • "ben şimdiye kadar on beş hükümdar ve cumhurbaşkanı ile özel ve resmi konuşmalar yaptım. bu geceki kadar ezildiğimi hatırlamıyorum. mustafa kemal'de büyük bir ruh kudretinin esrarı var." sözlerinin sahibi esir general.

    -1922-
  • anıları mezopotamya seferim adıyla eksiksiz olarak çevrilerek 2012'de basılmış, kitabın 1920'deki ilk baskısından bir yıl sonra osmanlı askeri tarih encümeninin yaptığı ilk çeviriye düştüğü açıklayıcı ve eleştirel notlar da bu yeni çeviriye eklenmiştir.

    türkçe baskısı 700 sayfayı aşan townshend'in anıları, aslen bu yenilgiyi temize çıkarmak için yazılmıştır, satır aralarında, hatta bazen metnin kendinde, kolaylıkla görünebilir bu...
  • esir edildiği kut-ül amare muharebesinin ardından 12 haziran 1922'de adana'ya getirilmiş, oradan istanbul'a geçerken konya'ya uğrayarak batı cephesi karargahından dönen mustafa kemal'le buluşmuştu. uzun uzun konuştular. ayrılırken başkumandana şöyle dedi:

    "ben sizi napolyon'a benzetiyorum. hayır! tam değil. belki kesin kararlığınız, strateji dehanızla onunla rahatça mukayese edelebilirsiniz. ama sizde öyle başkalıklar var ki, şu anda kararımı verdim: her büyükten bir parça almış bir büyüksünüz!"

    charles townshend, kısa bir süre sonra, yunan ordusunun konuğu olarak, afyon-eskişehir hattındaki tahkimatı görünce şunları söyleyecekti:

    " bu istihkamlar tahrip gücü yüksek bir ordu tarafından ancak altı ayda bertaraf edilebilir. fakat türk ordusu ve başkumandanı sakarya sınavından geçmişlerdir."

    *
hesabın var mı? giriş yap