• (bkz: twin sisters)
  • hollandalı yazar tessa de loo'un bestseller kitabından uyarlanmıştır. 2 saate yakın süren film, 2002 yapımı olup 2004 senesinde hollanda'dan en iyi yabancı film oskarına aday olmuştur.

    --- spoiler ---
    ikizkızkardeşler, annelerinin ölümünden sonra akrabaları arasında bölüşülürler. biri son derece cahil, ağır iş yapan alman köylü olan akrabasının yanında adeta besleme gibi çalışmaya giderken diğer hollandaya oldukça varlıklı diğer akrabasının yanına gönderilir. 20'li yaşlara kadar birbirlerinden haber alamazken, tam birbirlerine kavuşucaklarken almanya sağa sola saldırıp 2. dünya savaşını başlatır. hollanda da bundan elbet nasiplenir.

    film kimliklere, ikinci dünya savaşına dokunurken; temalar arasında sanki biraz yitiktir. 2. dünya savaşı esnasında iki farklı çephede yer almak zorunda kalan kardeşlerin kimliklerinin kim olduklarının önüne geçmesini mi anlatmaktadır, yoksa savaşın içinde savaşın bir başka yüzüne dokunan bir hikaye mi anlatılmaktadır pek anlaşılamamıştır.

    fazla beklentiniz olmadan, şöyle yumuşak duygusal bi şeyler seyredeyim, 2 saat geçireyim derseniz, elbette seyredilebilir. tabi duygusal altbaşlığı altında alman/hollandalı duygusallığı size ne ifade eder tartışılır amaaa ....
    --- spoiler ---

    http://www.imdb.com/title/tt0322674/
  • mükemmel bir film. onca sikko programın içinde bir umutla gece eve geldiğimde televizyonu açtım ve beni sabahın 5'ine kadar ekrana kilitledi.

    imdb puanı az bile... bir kere film mutlu sonla bitmiyor. kopengak kıriterlerine göre mutlu son: filmin sonunda herkesin tüm rakiplerini sobeleyen çocuk gibi ''höööee'' edasıyla kucaklaşmasıdır.

    ama bu film öyle değil... hayatın sillesini en çok yiyyen anna filmin sonunda ölüyor. öleceğini bile bile son nefesinden önce kardeşiyle barışmak için belgrad ormanımsı yere giriyor.

    filmin beni çok çok çok fazla etkilemesinin bir sebebi de benim de ikiz kız kardeşe sahip olmam. o bağlılık duygularını, birbirlerine mektup yazarlarken hissettiklerini tek yumurta ikizi olmasam da anlayabiliyorum. babalarının cenazesinden sonra kızları ayırma sahnesinde en çok ağlayan ben oldum...

    maddi manada sille yiyyen anna. ama lotte de manevi olarak çok büyük silleler yiyyor. anna, nişanlısı için ''yahudiye benziyor'' dediğinde yaşadığı travma öyle kolay geçecek türden değil bir kere. diğer büyük travma da anna'nın bir nazi subayıyla evlendiğini ifade eden o düğün fotoğrafını gördüğünde patlak veriyor...

    kısaca, harikulade bir film. onca zaman nasıl kaçırmışım! teşekkürler 24...
  • ironik bir şekilde sağlıklı olmanın cefasını çeken bir kız ile hastalıklı olmanın sefasını süren diğer ikiz kardeşin öyküsü.
    a) film bu kardeşlerin özlemini mi anlatıyor?
    b) ikinci paylaşım savaşı şartlarını mı?
    c) savaş koşullarında aşkı mı?
    d) faşizmin sosyalist argümanlarını kullanarak yükselişini mi?
    e) hiç biri

    nadja uhl'un görece iyi oyunu dışında değindiği konuların hiçbirine karalılıkla eğilmediği için oradan oraya savrulan eski yeşilçam filmlerini aratmayan senaryosuna ek olarak, yaşlılık hallerinin itici bir şekilde tasvir edilmesi e) hiç biri şıkkını haklı çıkarmış...
  • hak ettigi degeri gormeyen filmlerden. 7.5/10

    --- spoiler ---

    abv lotte.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap