• bu ve/veya benzeri ürünler ile bir gün gerçek olacağına inandığım önerme.
  • bluetooth kulakliklar yakinda hizma gibi kulak icine takilacak hale gelecek.

    o zaman cep telefonunda amele gibi translate icin ugrasmak zorunda kalmayacak kimse.

    karsi tarafin soyledigini direkt kendi dilinde duyacaksin.

    sadece gelir durumu dusuk olup kulaklik alamayan yoksul kesim (dunyanin her tarafinda) bundan mahrum olacak ama zaten gunumuz dunyasinda global iletisim yoksulu zaten pas gecmekte genelde.

    dolayisi ile sikinti yok.
  • dil öğrenmek elbette bir gün tarihe karışabilir. en basidinden dünya yüzde yüz globalize olur, ne bileyim belki global merger noktasına geliriz, uzaylılara karşı tek bir millet oluruz ve bir lingua franca alır başını gider nasıl ki fransa'da salt breton, aquitane dillerini konuşan kalmamışsa, veya barcelona'da katalancanın yanına neredeyse herkes castellano denilen ispanyolcayı konuşuyorsa aynısı küresel çapta olur ve dil öğrenmek bir özel ilgiden başka birşey olmaz.

    dilin araç gibi bir işlevi vardır ama içine insanın yaşayışının bütün izleri sinmiştir. çeviriler 2x2 = 4x1 netliğinde matematik denklemleri değildir, çeviri bir metnin anlam ve bağlam üzerinden diğer dili kullanarak yorumlamaktır, "interpretation" kelimesi de bu yüzden çeviri anlamında da bolca kullanılır.

    burada en önemli soru makinalara hayal gücü ve insan nitelikleri yüklemek ne kadar mümkün? örneğin günümüzde hangi makina "hikmet abi ağır adamdır, öyle kolay kolay taklaya gelmez." cümlesini başka bir dile eksiksiz aktarabilir? bir insan olarak biz deneyelim: "abi" türklere özgü bir saygı suffixi, ingilizcede bunun eşdeğeri bir kullanım zaten yok, oraya parentez açacağız. "ağır" denince de akla birçok nitelik geliyor, ağırbaşlı olmak, ciddiyet, yol yordam bilmek vs... "öyle", "kolay kolay", cümlenin nispeten basitçe halledilebilecek parçaları. "taklaya gelmek" çoğu için "kandırılmak" demekken "zor duruma düşmek" anlamında da kullanılır. burada bir çevirmen olarak bir seçim yapmak zorundayız. hem türk hem ingiliz/amerikan kültürünü tanıyıp bir de onu yaratıcılığıyla diğer dile en anlaşılır ve anlamdan sapmadan aktaracak bir robotun icadına imkansız diyemem, hatta sağlam bir veritabanı yardımıyla bunları kullanıcının önüne ufak bir harita şeklinde sunabilir de. fakat kulaklığı takarım google translate'i açıp herşeyi anlarım diyen de uzunca bir süre üçün birini almaya mahkumdur.
  • teknolojinin hızla gelişmesiyle belki dil öğrenme zorunluluğu kalkar ancak bir dili öğrenmek, sadece çeviriden ibaret değildir. bir dili öğrenmek aynı zamanda bi kültürü de öğrenmek demektir. günümüzde çeviri konusunda planlanan bazı teknolojik aletler bi gün yaygınlaşır,kullanılır ama hiçbir zaman öğrenilmiş olan dilin konuşulması kadar tat vermeyecek, tatmin etmeyecektir.
  • dil bilmeyenlerin kendini avutma sekli.
    belki is hayatinda bahsedilen program bazi alanlarda kolaylik getirebilir lakin dil bilmeden turist olarak bile bir ulkeye gitsen kimse senin o programdan ceviri yapmani beklemez. her seyden once insanin dogasina aykiri. benimle elindeki telefonla anlasmaya calisan adamla ne kadar saglikli iletisim kurabilirim ki? dusunsene bir espiri yapiyorsun, adam 2dk sonra guluyor. * en fazla adres sorarken, kibar insanlar kibarliklarindan muhattap olurlar. yabanci bir ulkede yasama/egitim gorme, yabanci arkadas/sevgili yapma gibi bir niyeti olmayanlar ve ayni zamanda dil ogrenmenin faydalarindan bihaber, gelisen global dunyada turist gorse kacacaklar icin ise "dil ogrenmek" gibi mesakkatli bir isi becerememeyisine uydurulmus bir kiliftan oteye de gidecek bir tez degil.
  • teknolojinin, dili gelenekleri ve kültürel boyutuyla taklit edemeyeceğine gerçekten inananların varlığını gösteren başlık.

    ben şahsen bir dil bilimci olarak mevcut hali ile google çevirilerinin kapasitesinden dehşete düşmüşken, kimilerinin 'hiç bir zaman' gibi iddialı ifadelerle gelecek tahmininde bulunması anlaşılır gibi değil.

    tarih ' hiç bir zaman mümkün olmayacak" iddialarında bulunup kendilerine yıllar sonra gülünen insanlarla dolu.
  • teknolojik bir dönüm noktasının karşısında, hala bir lisan bir insan zihniyetindeki gelenekçileri göstermiştir. 15 sene önce de, elle gazete okumanın asla modası geçmez diyorlardı.

    dil öğrenmenin önemi opera ve kitapla vurgulanmış. operalar genelde italyancadır ve çoğu takipçisi bu dili bilmez. dostoyevski' nin de tüm eserleri tüm dillere çevrilmiştir. kimse kalkıp da rusça kastırmaz. çok lazımsa sağ tıklayıp çevir deyip, 3d yazıcısıyla kitabı kendi dillerinde bastırırlar.

    ayrıca dil öğrenmek demek öğrendiğiniz dilin konuşulduğu ülke/ülkeler ile ilgili kültürü öğrenmek demek değildir. türkiye' nin her yerinde türkçe konuşuluyor ancak 7 bölgenin veya 70 vilayetin de kültürleri bambaşka. ve yaşayıp görmeden, zerre bilgi sahibi olunmuyor.
  • sebep olarak gösterilen örneklere bakılırsa, aynı zamanda insanların sonunda kendi dillerini iyi öğrenip konuşmaya başlamaları durumunu da ortaya koyacak 'h'adise.
  • bi bakıma doğru bi bakıma yanlış olan önerme. şöyle ki yabancı dili neden öğrenmek istediğinize göre değişir. eğer işiniz için yada ne bileyim ufak tefek hayatınızı kolaylaştıracak şeyler için öğrenmek istiyorsanız doğru. fakat yurt dışında yaşayacaklar için doğru değildir. dil her şeyden öte bir kültürdür ve bir ülkenin dilini öğrendiğinizde aslında kültürünü de büyük ölçüde öğrenmiş oluyorsunuz. bu da o ülkenin insanıyla iletişiminizi artırıyor. yani sosyalleşmek için hala gerekli bir şey bu dil işi.
  • katıldığım ve gerçekleşmesi çok yüksek ihtimal olan önerme. 20 yıl önce herkesin elinde bir cihaz olacak ve bununla dünyanın her yerindeki insanlarla konuşacak, mesajlaşacak, haber okuyacak, müzik dinleyecek, oyun oynayacaksın deseler inanmayacak insanlar gelmiş burada ahkam kesiyor. minicik bir kulak içi kulaklıkla dil sorunu pekala tarihe karışabilir. şu anda herkesin elinde telefon varsa, 20 yıl sonra herkesin kulağında bu alet olabilir.

    karşında konuşan insanı birebir çevirecek ve anlaşacaksın bu kadar basit. google translate örneği bu kadar başarılı hale gelmişken, simültane çeviri sorunu çok kolay aşılabilir.

    işin farklı sorunları da var tabi. mesela hayatında pek yabancı biriyle ilişkisi olmayacak insan bu aletle hemen işini halleder. uzun süreler yurtdışında işleri olacak insanlar zamanla dili nasılsa öğrenecek. önemli olan ilk başlardaki uyum ve dil sorununu atlatmak. bu alet de bunun için olacak zaten.

    ben bir ingilizce öğretmeni olarak bu konunun getireceği sorunların önemsiz olduğunu düşünüyorum. birincisi kültür öğrenme meselesi. bir yerin kültürü oraya gidip yaşamadan öğrenilmez. biz derste ne kadar oranın kültürü hakkında bilgi verip öğretsek de yaşamadan ne kadar öğrenilebilir? erasmus falan götürüyoruz çocukları ama kısa zaman malum. ikincisi kitap, belge okuma. karşındaki insanı çeviren alete hafıza özelliği koyup o kitabı yüklemek pek de zor bir iş değil. zaten hali hazırda var bu olanak her türlü.
hesabın var mı? giriş yap