*

  • chorus of disapproval'da anthony hopkins'in yönettiği, jeremy irons'ın amatör bi oyuncu olarak oynadığı oyun.
  • die drei groschen oper*, bertolt brechtin cok unlu bir tiyatro eseri. beni en cok etkileyen korsan kiz jenny'nin kurdugu hayal olmustu.
  • muzikleri kurt weill'a aittir. benim gibi almanca'nin kesinlikle muzik icin olmadigini her firsatta dile getiren azili bir almanca dusmanina bile "keske almanca bilseydim" dedirtir, almanca nasil olmussa olmus cok yakismistir bu esere. nacizane fikrimce en guzel sarkilarindan birkaci icin (bkz: kanonensong) (bkz: der song vom nein und ja) (bkz: ballade uber die frage wovon lebt der mensch)
  • dilencilerin, fahişelerin kol gezdiği bir kentte dilenciler kralı peachum ile soyguncular kralı ustura mac'in kapışmasını mesel yoluyla anlatan, sistemin alınır satılırlığına tokatlar atan brecht oyunu.
  • üç kuruşluk opera 18. yy'da yazılmış bir dilenciler operasından esinlenerek oluşturulmuş bir oyundur. oyun insanlara dilencilik yaptırarak onların sırtından geçinen bay peachum'un temsil ettiği burjuva girişimciliği ve büyük burjuvazi ile aşk, yükselme, heyecan, eğlence gibi kavramların hala kendisine yer bulabildiği haydutlar dünyasını temsil eden sustalı mackie'nin karşılaşmasını ele alır. mackie, bay peachum'un kızıyla evlenir. oyunun çatısı bu evliliğe karşı olan peachum'la mackie arasındaki gerilim üzerine kurulur. bu savaşı en azılı haydut olan macheath'ten (mackie) bile güçlü olan bay peachum kazanır. üç kuruşluk opera'dan sonra yazdığı mahagonny kentinin yükselişi ve düşüşü operasında da brecht aynı şekilde burjuva yaşam biçimini ve değerlerini haydutlar dünyasına taşır. bu iki oyunda da müziğin ilk defa brecht oyunlarında bu kadar etkin bir şekilde kullanıldığını görürüz. bu oyunlarda müziği bir yabancılaştırma öğesi olarak kullanan brecht, epik müzik kavramından bahseder. örneğin bir oyuncunun ölürken gösterilmesinin seyircide bir yanılsama yaratacağını söyler. fakat bu oyuncunun hemen kalkıp bir şarkı söylemeye başlamasının yanılsamayı kıracağını, başlı başına bir yabancılaştırma yaratacağını söyler. bu etkiyi güçlendirebilmek için orkestrayı seyircilerden gizlemez. müziği sahnede anlatılan hikayeyi destekleyen bir öğe olarak değil de, ayrı bir hikayesi olan ve sahnede anlatılan hikayeye müdahale eden bir öğe olarak kullanır.
  • uc kurusluk opera'nin asil adi. drei groschen oper diye yazilmasi caiz degildir.
  • (bkz: mackie messer)
  • bertolt brecht'in insana ve hayata dair dahiyane gozlemlerini toplumun en alt tabakasinin agzindan sarkilarla anlattigi olaganustu eseri. ama ne sarkilar.
    (bkz: erstes dreigroschenfinale)
    (bkz: zweites dreigroschenfinale)
    (bkz: seeraeuber jenny)
    (bkz: kurt weill)
  • ingiliz yazar john gay’in dilenciler operası adlı eserinden esinlenilerek yazıldı.
  • 31 ağustos 1928’de berlinde yeni bir müzik tiyatrosu doğdu. besteci kurt weill ve dramaturg bertolt brecht, müzikleri tiyatroda alışılmıştan daha fazla; ama opera ve operetten daha az olan bir tür yarattılar. bu yeni ürün avrupa’dan yola çıkarak ve diğer müzikli oyunların aksine avrupa’dan büyük ses getirerek atlantik’i geçti ve nihayetinde broadwaye kadar ulaştı. 20’li yılların müzikal benliğinde amerika’dan yeni sesler gelmeye başlamıştı. hindemithin “unorthodox” piyano sonatını 1922’de bu etkiyle yazdığını da burada hatırlatmalıyım. operetler bile bu egzotik akıma kapılmışlardı. hollywood sessiz filmlerinin müzikleri, hafif müzikler, varyete ve kabereler bu yeni seslerin motorunu oluşturuyorlardı. jazz orkestraları ve salon orkestraları her yerde oluşmaya başlamışlardı. öte yandan brecht de bir süreden beri operanın yenileştirilmesi için çalışılması, güncelliğe kavuşturulması, biçim bakımından teknik verilerinden yararlanılması, eleştirel bir bakış açısı taşımasının yanısıra eğlendirici niteliğini de yitirmemesi gerektiğini düşünüyordu. yani özetlersek operaya demokratik bir hava getirmeyi amaçlıyordu. işte böyle bir sanatsal ortamda, elisabeth hauptmann, brecht’in dikkatini john gay ve john christopher’in the beggars operasının üzerine çekti ve onu spontan bir çalışma için ikna etti. 500 kişilik bir tiyatro salonunun açılışında oynanan bu yeni oyun için brecht ve weill büyük bir baskı altında çalışmışlardı. öyle ki stresli provalar, genel prova premier günü sabah saat beşe kadar sürmüştü. müziğin tiyatrodaki işlevi o zamana kadarki tiyatro geleneğiyle aradaki bağları koparmıştı. brecht’in tabiri ile “üzerindeki ağırlık hafifleyen oyun, adeta bir zariflik ve inceliğe kavuşmuş, tiyatronun sunumları artistik bir niteliğe bürünmüştür.” bu tür sahne müziği yeni görüş açılarından yola çıkılarak ilk kez uygulanmıştı. weill, brecht'in marksist analizini müziğe yerleştirme yoluna giderek müziğindeki romantik etkileşimleri kazımış, stilini kökten basitleştirmiş ve konser salonu müziklerini reddederek; anlaşılır melodi ve armonilere sahip olan amerikan stili popüler müziğin yanında yer aldığını belli etmişti. eserde göze çarpan en büyük yenilik müzik öğesinin oyunun diğer öğelerinden iyice ayrılmasıdır. üç kuruşluk opera’nın büyük başarısı bu fikrin doğruluğunu kanıtlamıştır.

    açılış gecesinden sonra çeşitli eleştiriler yapıldı ve fısıltı dünyası derhal bu gösterinin dedikoduları ile canlandı. berlin’liler sahnede canlandırılan katilleri, pezevenkleri ve fahişeleri görünce utanmış ve dehşete kapılmışlardı. oysa brecht ve weill çağın ruhunu yakalamışlardı. premierdeki başarı, bütün uzmanların olumsuz tahminlerine ters düşmüş, çeşitli üç kuruşluk opera prodüksiyonları kısa sürede tüm almanya’ya sıçramış ve bir sonraki yıl 19 ayrı tiyatroda oynamış, bu durum nazi yasaklamalarına kadar böyle devam etmiştir. 1993’e kadar bu eser 10.000 kere avrupa tiyatrolarının repertuarlarında yer almıştır.

    alman müzik kuramcısı stuckenschmidt, üç kuruşluk operanın müzikleri için şöyle diyor: “müziğin çekiciliği, iki iskemle arasında oturuyor gibi durmasındandır. flarmoni konserlerine abone olanlar için çok hafif; baygın hafif müziği sevenler için ise çok ağırdır. insan gerçi şarkıları birlikte söyleyebilir ama, bazı noktalarda yanıldığını görecektir. armoniler alışılmış doğrultudadır ama çerçevenin içinde eğri dururlar.”

    oyunun amerika macerasına gelirsek o da şöyle. müzikali ingilizceye adapte eden marc blitzstein üç kuruşluk opera’yı ilk olarak 1950’de berlin de öğrenciyken dinlemişti. çalışma amacı ile seeraeuber jenny* şarkısının ingilizce çevirisini yaptı; weill ve aynı zamanda ünlü bir şarkıcı olan karısı lotte lenya'ya dinletti. weill ve lenya bu versiyondan çok hoşlandılar ve tüm müzikali çevirmesi için onu cesaretlendirdiler. sadece bir kaç ay sonra weill öldü ama blitzstein çalışmalarına devam ederek adaptasyonunu bitirdi. bu çeviri orjinalinde "und der haifisch der hat zähne" sözleriyle başlayan moritat’ın "when that shark bites with his teeth" şeklinde başlayan sözler ile yüzlerce şarkıcı tarafından yeniden yeniden yorumlanmasına ve günümüzün en ünlü şarkılarından*biri olmasına da yol açtı. blitzstein’in adaptasyonu off-broadway’de 5 seneden uzun bir sürede 2707 performans yaptı ve 750.000 kişiden fazla bir topluluk tarafından seyredildi.

    üç kuruşluk opera türkiyede ilk defa 1964 yılında kent oyuncuları tarafından, ikinci defa ise 1988 yılında istanbul devlet tiyatrosu tarafından yönetmen yücel erten rejisi ile sahnelenmiş. yücel erten 1988 yılındaki bu sahneleyişinde şarkı sözlerini müzik direktörü babür tongur ile yaptığı çalışmalarla prozodik açıdan gözden geçirmiş ve 1992 yılında yayınlanan çevirisinde bu şekli ile yayınlanmıştır. oyun üçüncü olarak ise 2000 yılında izmit şehir tiyatrosu tarafından yönetmen malcolm keith kay’in yorumu ile sahnelenmiştir. dördüncü ve son olarak ankara devlet tiyatrosu tarafından yönetmen erhan gökgücü'nün rejisi ile sahnelenmiştir.

    bugün üç kuruşluk opera gerek almanya’da gerekse tüm dünyada müzikli tiyatro repertuarının değişmez bir parçasıdır.
hesabın var mı? giriş yap