drug dealers in izmir have entered each other
-
google alerts'ta yırtık dondan gibi çıkmış, bulduğum efsane haber sitesi olan turkey telegraph'ın mükemmel başlığı. anladığım kadarıyla google translate artık bir rogue ai moduna geçmiş ve türkçe haberleri ingilizceye çevirerek skynet olmaya çalışıyor.
bir de "president erdogan meets with the telephone of qatar emiri" diye bir başlıkları var ki akıllara zarar.
gördüğüm kadarıyla sabah'ın haberlerini doğrudan alıp direkt ingilizceye çeviriyorlar ve bu makale, haberleri sanki saygı duyulan bir kuruluş yazmış gibi yutturuyorlar dünyaya veya bir şekilde hit kazanıyorlar. bilinçli olarak açılmışsa da, zaman zaman denk geleceğiniz "ne idiği belirsiz" kaynakları yaratma çabasının yarım kalmış halidir.
ilginç bir ülke burası. logo aşırı orjinal ama.
mevzu bahis haberler:
http://www.turkeytelegraph.com/…etention-h3495.html
http://www.turkeytelegraph.com/…ar-emiri-h3480.html
arşiv bağlantıları:
http://archive.is/auqxj
http://archive.is/7ccev -
-
ingilizce bilmeden ingilizce haber yapmaya çalışan, google translate kullanan yurdum çakalı bunların hepsi. aynen böyle devam abi, o kadar insan boşuna uğraşıyor yabancı dil öğrenmek için. bir siz akıllısınız.
-
-
site sabah'ın haberlerini düzgün çevirmiştir. saçma olmasının sebebi kaynak olan sabah'ın orijinalde saçma olmasıdır.
-
lise yıllarından bir ingilizce dersindeyiz. hoca herkesten bir zamanlar başına gelmiş ilginç bir olayı anlatmasını ister, arkadaşların da kimi tatildeki anılarından, kimi unutamadığı olaylardan o nadide ingilizceleriyle dem vurmaktadır.
dersin sonuna doğru sınıfın en sessiz arkadaşlarından mehmet ali * söz ister ve başlar dayak yediği bi mazisini anlatmaya.
"one day i was going to home from school. five minutes later four or five boys came near me. they wanted money from me. but i didn't give them money."
diye usul usul devam etmektedir mali.
"one of them asked for the money again. and i said i dont have money again."
ve son satırlarında mali kendinden hiç beklenmeyecek jest ve mimiklerle ingilizcemize yepyeni bir terim kazandırdı.
"after i said that, they were very angry. and they entered me."
bu kelimeleri duyan koca sınıf, hoca dahil kahkahaların yoğunluğundan, mali ise ne olduğunu anlayamamanın verdiği mahçupluktan kıpkırmızı kesilmişti. bi süre sonra sakinleşen sınıfa, o cümlenin tercümesini ise şöyle yapmıştı arkadaşımız.
"hocam bunda bu kadar gülecek ne var anlamadım, they entered me; bana giriştiler işte nasıl söyleyeyim."
ikinci kahkaha tufanı nedeniyle zar zor duyduğumuz zil sesi, mali arkadaşımız için bi kurtarıcı olmuştu adeta. -
quaresma has entered inside konyaspor players
not: lighthousegarden -
“cards are being reshuffled in the middle east” obeginin gecmesi kacinilmaz durum
-
-
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap