• babam ve oğlum'da döktüren ufaklık. filmlerin benzerliğinden mi, oyunculuklarının başarısından mı bilemedim, ama ikinci bir ozan bilen vakası gibi geldi.

    canım benim, ömrü uzun olsun, bol bol da filmde oynasın, bizi kendisinden yoksun bırakmasın.
  • fare kemirmiş dişleri, o bıdı bıdı yürüyüşü ve sevimli bakışları ile babam ve oğlum'un oğlu... başarılı, çok başarılı.
  • bursalı küçük oyuncu.birkaç tv filminde ve kınalı kar dizisinde rol almış.2004 yılında hürriyetin büyük dizilerin küçük yıldızları başlığı altında hakkında yazılanlar:

    "ablası ‘sen ağa çocuğu olduğun için dizideki adın hüseyin olacak’ diye çok kızdırmış ege’yi. bu yüzden efe adı ayrı bir kıymetli onun için. annesi ‘oğlum çok şımardı diziden sonra, öğretmenlerini bile dinlemiyor’ diyor. babası serdar tanman ise daha rahat: ‘ege olgun, büyük adam gibi davranıyor. rolünü çok ciddi yapıyor. 40 derece ateşle bile istanbul’a dublaja geldiği oldu. hem bu günler gelip geçici, belki de sadece anı olarak kalacak.’ ama ege setlerin tadını almış bir kere. gitmeyince huzursuzlanıyor. sesini herkesin çok sevdiğini biliyor. ‘isterseniz cep telefon numaramı vereyim, konuşmak için ararsınız’ diyor.

    bursa yıldırım belediyesi kreşi’ne gidiyor. annesi nilgün yıldırım, kreşin müdürü.

    çekimlere tekstilci babasıyla gidip geliyor.

    12 yaşında bir ablası var.

    yıldırım belediyesi adile naşit tiyatrosu’nda tiyatro eğitimi almış.

    ileride yönetmen ya da kadir inanır gibi oyuncu olmak istiyor.

    şöhretinin fazlasıyla farkında. hatta ‘beni tanımadınız mı?’ diye kendisi soruyormuş.

    bir imza öğrenmiş onu atıyor hayranları için, sarılıp öpenlere çok seviniyor.

    para kazandığının farkında. babası ‘çok cüzi bir miktar ‘ dediği parayla devlet tahvili almış oğlu adına.

    en kızdığı şey, setteki gürültü. gürültü yapanları ‘konsantrasyonumuzu bozuyorsunuz’ diye uyarıyor. "
  • ergenlik döneminde çirkinleşmese, hep dudaklarını büke büke ciddi ciddi bişiler anlatsa, acayip sevimli bir şekilde gülse, hep böyle kalsa, hatta hiç büyümese.. memleketin bütün çocuk* rollerinde o oynasa... "insanlar büyüyünce hayallerinin küçülmediği"nin canlı örneği*...
  • "babam ve oğlum*" filmindeki rolüyle "oyunculuk" kavramından ne anladığını pek bilemediğimiz çoğu "oyuncu"ya nerdeyse sahne ışıklarına veda ettirebilecek yetenekte bir çocuktur. şahsen, etiket olsun diye kendini kameraların önüne atan biri olsam ve sadece o çocuğun korkarak dedesinin koluna sarıldığı sahneyi izlesem utancımdan oyunculuğu bırakırdım. üstelik sesli çekilmiş. üstelik neredeyse başrol kadar ağır yükü.
    ege tanman'ın, -bir "çocuk oyuncuya" dünya standartlarında yazılmayacak kadar uzun repliklere- gösterdiği sabır, anlatıcılık yaptığı sahnelerdeki seslendirme yeteneği takdir edilesidir. tabii, onu rolüne hazırlayan çocuk oyuncu koçu hasibe özlem eren'in başarısını da görmezden gelmemek gerekir.
  • zaten kimsenin süs gibi durmadığı babam ve oğlum'da "gerçekten" oynayan bir kişidir. cin gibi bakarken de, sevinç gözlerinden fışkırırken de, üzüntüden içi parçalanırken de gerçektir, çok başarılı filmin çook başarılı oyuncularının arasında silinip gitmemiştir. aslandır, kaplandır.
  • şu sıralar sev kardeşim isimli dizide oynamakta olan çocuk oyuncu.
  • calmak istedigim cocuk. hani boyle yolda filan karsima ciksa hic sansi yok malesef..
    (bkz: gel sen bizim cocugumuz ol)
  • insanı evlenip cocuk yapmaya tesvik eden velet. "ben evlenip cocuk yapsam benim de boyle cocugum olur mu acaba?" diye sordurmustur. gönül ister ki filmde dediği gibi hic büyümesin, hem böyle rollerde oynayıp ağlatsın herkesi.
hesabın var mı? giriş yap