• artık ödeyemez duruma geldiği borçları nedeniyle, iktidarın dümen suyuna girmeyi kabul eden aydin dogan'in, verkurtul dizçök'ün kovmak için fırsat kolladığı emin çölaşan'ın arkasından çekilmesi sonucunda meydana gelen hadise. kişisel sonucu ise artık hürriyet almayı bırakmamdır.

    hürriyet'in internet sitesinden emin çölaşan'ın tüm yazı arşivi kaldırılmış ve hatta son izin yazısı bile sansürlenerek konulmuştur. kendisini beğeniriz ya da beğenmeyiz ama mevcut iktidara karşı muhalefet görevini yürüten en etkili isimlerden biri olduğunu kabul etmek gerekiyor.

    sonuç olarak dilekçenin tam metni için: (bkz: #3967948)

    ayrıca şu haberi de dikkatinize sunuyorum: http://www.haberturk.com/…metni.asp?@=127957&c_id=5

    sonuç olarak yazıklar olsun

    edit: iki yıl sonra zamanın ötesine gitti. seçimler yaklaşıyor tabi, ampulcüler iş başında olsa gerek.

    edit: ben bu entry'yi 13.03.2004 tarihinde girmişim. aynı senaryonun 3 yıl sonra, şubat 2007'de de tekrarlanması kaderin garip bir cilvesi midir acaba?
  • akillara hemen "acaba nereye gececek?" soru isaretlerini getiren hal-durum. sabah veya aksam gazetelerinden ses cikmasi mevzubahistir...
  • hesapsız, kitapsız, kendisine ne gönderilirse köşesinde yayınlayan bir adamın acı sonudur.
    her ay giderler bölümünde doğan yayın holding'in neredeyse alt kademedeki çalışanlarına ödediği maaş kadar tazminat ödeten bir adamı kaç kurum barındırabilir...
    sıradekileri de heyecanla bekliyoruz ayrıca * *
  • "nereye kadar" sorusunu düşündürten; akp iktidarına ve aydın doğan'a bir kez daha sevgilermizi iletmemize* vesile olan hadise.

    aegeus'un da belirttiği gibi; beğenelim veya beğenmeyelim, iktidardaki partilerin yanlışlarına karşı en muhalif yazarlardan biridir emin çölaşan. ayrıca, emin çölaşan'ın yazı arşivinin tamamen kaldırılması da, basit bir olay olmadığını gösteren en önemli ayrıntılarından biridir.* maaleseftir kl; tekerine çomak sokulan güç odakları, işine gelmeyeni en güzel şekilde berteraf etmekte; bunu yaparken de kılıfını pek güzel uydurmaktadır.

    milliyet'teki açık pencere'nin yöneticisi melih aşık'ın da, bu rüzgardan nasibini almamasını istemekte ve "bari ona bir şey olmasın" demekteyim.
  • ugur mumcu hakkinda ertugrul ozkok'e yazdigi cevaptan sonra-konu, olmasi gereken gazeteci profili- kalabilmesi mumkun degildi. (zira cok net bir ifadeyle, biz ottan bocukten yazilar yazmiyoruz, tasin altina elimizi koyuyoruz diyerek imlemisti, genel yayin yonetmenini) tum hurriyet bir yana, kendisi ayri bir yana kosturmasi, akillara az daha gazetenin genel yayin politikasindan bagimsiz, ozgur yazi yazabilme ihtimalini getiriyordu ki, kovuldu. akp'ye bu kadar ovgu duzen yazarlarin ve aydin dogan-akp iliskisine elbette olmazdi, olmadi . sahsi olarak begenmedigim bir kose yazari olan emin colasan'i maddi kaygilardan uzak bildigini ve inandigini yazdigi icin duyulmasi gereken saygiyi duyup, hurriyete yalakaliklarinda basarilar diliyorum.
  • yillardir okudugum yegani yazarlardan olan basarili bir adamin, ideolojik herhangi dusunceden uzak bir gazeteden ayrilisinin haberidir bu. kuskusuz uzulmusuzdur zira ayrilmak negatif birseydir, lakin ayrilmanin sonucunda ortaya cikacak degisik olasiliklari dusunelim bi.

    emin colesan, benim okudugum kadari ile, hep gelismeye yonelik kendine ozgu ideolojisini korumus, bunu tradisyonelligin ve modernizmin orta noktasi ile karistirip bizlere yansitarak kendi goruslerimizi sekillendirmemisi saglamis bir yazardir. gorusleri icin taktir etmeyen bir insan bile kendine guveni, dogrusuna bagli kalmasi baabinda takdir edecektir diye dusunmekteyim.

    boyle bir adam, bu zamana kadar neden hurriyet gibi ertugrul ozkok ve ercan saatci cenneti bir gazeteden goruslerini yansitmaya devam etmistir peki? insanlik halinden tabi ki. hurriyet iyi para vermistir, o da oraya gitmistir, "sonuc itibari ile turkiye icerisindeki en cok satan gazete ise, ayni oranda adam gibi kisiler tarafindan okunanma oranim da artacaktir" deyip kendini feda etmistir bir anlamda. riyakarlik degildir cunku, hepimizin de bildigi, ama sadece yeterince guclu ve iradeli kisilerin basarabilecegi sistemi icten yenme eyleminin hayata gecmis halidir, hali hazir bir michael moore vardir, o da bir benzerini yapar.

    su anda bu kadar sakin sakin yazdigima bakmayin, neler oldugunun farkina varabilmis degildim. gurbette internetten her sabah okurum emin colesan'i, bazen arsivlerde bozukluk olurdu acilmazdi, oyle oldu zannedip endiselenmemistim, megerse neler olmus neler neyse konumuza geri donelim.

    emin colasan objektif bir adam midir? tabi ki de hayir. hatta en uc noktasina kadar subjektif dusuncelerini dile getirir, bu yuzden seveni her kesimden olmaz, olamaz, eminim gayesi de bu degildir. ama normal olarak, su anda da savunacagim uzre, subjektif gorusleri benim subjektif goruslerime cok uzak olmadigi icin severim -ki sanirim bu en normal sey olacaktir. hoslandigim sey, emin colasan'in bu dusunceleri kuru kuru sunmak yerine belgeler ile kanitlamasidir (arada sirada fazla ileri gidip yanlis belgeler sunmaya kadar), insani tamamen bilgilendirmesidir. "soyle soyle olmustur, bu bir kesindir, benim dusundugum sey bu, sen ne dusunmek istersen dusunmekte serbestsin" demesidir beni yazilarina ceken. bunlarin su andaki ulke hukumetini tasliyor olmasi, o hukumetin sempatizani olan kisileri kizdiracaktir elbet. bu kizginlik yuksek mertebedeki insanlar tarafindan emin colasan'in patronlarina aktarildiginda ne olacaktir? orasi malum. hadi bu kadar septik olmayayim, bir gazedede butun yazarlarla kavgali olan bir kisiyi hurriyet nicin tutsun? ben bu kadar uzun zamandir tuttuklarina sasmaktaydim, "ertugrul ozkok laf sokar emin colasan got eder, fatih altayli bisey der colasan yine yapistirir" oyunlarinin bu kadar uzun surmesi bile garip gelmistir bana bu gune kadar.

    emin colasan'in en takdir ettigim yani da sarkazm ve ironiyi kullanma gucu olmustur ki tasladigi kisiler tarafindan haliyle pek begenilmez. rabelais'yi de sorbonne yasaklatmisti hatirlayacaginiz uzre.

    bu ayrilik hurriyet gazetesi icin iyi bir adim olmustur kanimca. emin colasan orada fazla yordu, daha da fazla yoruldu. hem hurriyet, adam gibi bir ideoloji sekillendirmeme hareketlerine devam eder hem de emin colasan biraz dinlenir, dusuncesini iyice toparlayip daha dogru duzgun bir gazeteden bizlere aktarmaya calisir, aktarmazsa da cani sagolsun, ne yapalim biz de ercan saatci ironisi ile yetiniriz artik.
  • kendileri anlasilan o ki, aydin dogandan yazilarina dokunulmayacagi garantisi almis ve cuma gunu kosesine geri donuyormus. hurriyetin santrallerinin kitlenmesinin soz konusu kararda onemsendigi dusunuluyor.
  • geri donmesi yaki$mayacak hareket.
hesabın var mı? giriş yap