*

  • nöbet geçirmeye başlandıktan sonra hastanın kendine zarar vermesini engellemek gerekiyor. kendisine zarar verebilecek cisimleri etrafından uzaklaştırın, başını biryerlere vurmasını engelleyin, nöbet geçtikten sonra hastanın istirahat etmesini sağlayın. kişinin nöbet sonrası bir süre şuuru kapalı olabilir ya da uyuyabilir.

    kişiyi kuvvet kullanarak engellemeye çalışmayın ve ağzına parmağınızı sokmayın.
  • tehlikeli olabilen bir rahatsızlık.

    nöbet geçiren hasta eğer bir araba içinde mahsur kaldıysa bir an önce kendisini arabadan çıkarmak ve tıbbi yardım sağlamak şart.
  • kriz sırasında sinir sistemine ekstra uyarilar oluyor ve bu uyaranlar da istemsiz kas hareketleine yol aciyor. antiepileptikalar var.

    ilac tedavisi yapiliyor.farkli sekilleri var: bazisi sadece beynin bir bolgesinde olusan hasarlar, bazisi beynin heryerinde. nöbet sırasında etrafındakileri panik edercesine acı çeker bir hal alıyorlar. hele ki tek başına ve toplu taşıma aracında ise...

    tabi o nobetten sonra buyuk bir yorgunluk oluyor. birsuru kas kasilmis...

    eeg cekilir, beyin elektorsu
  • parsiyel epilepsi çeşidinde epileptik bilincini yitirmemişse bir çeşit acı çekiyor. ama ne çeşit "anlatsam çekmeyen bilmez" acısı ondan kifayetsiz olacak. öyle bi nöbet. bad trip.
  • karşılaşıldığı vakit ilk iş nöbeti geçiren kişinin başını yana yatırmak olmalı. karşılaşıldığında hiç bir zaman panik yapılmamalı. olabildiğince kendisine zarar vermesini engelleyin ve bir doktora yönelmesini sağlayın.
  • absans tipine uzun yıllar tanı konulamayabiliyor. özellikle çok dalan tam konuşma anında birden durup sonra kaldığı yerden hiçbişey olmamış gibi devam edenlere dikkat. günde 50-60 kez bu tarz nöbet geçirebiliyorlar.
  • bi ara sokaklarda bunun taklidini yapanlar cok fazlaydi, bi 10-15 sene once ben ilkokul sularindayken.. agizlarina kopuren bisey alip kendilerini yere atarlardi, yanina gidince de "ilac param yok" falan derler sonra birden duzelirlerdi, aciyan insanlar da bunlara para verirdi. ya da grup halinde calisirlardi, biri bayilirken digeri adamin basinda biriken insanlarin cuzdanlarini falan calardi.. oyle gecinen bi takim kisiler mevcuttu yani.. doktor olan annem ise ayri bi alem, her gordugunun yanina gider, bakar, "ben doktorum bu yalan soyluyo cantalariniza dikkat edin!" diye bagirir, bunun uzerine rol kesen herif birden havalanir ayaklari poposuna vura vura kacmaya baslardi.. halk kahramani gibi biseydi benim annem..
    [ha yalniz my own private idaho diye bi film var, yani sanmiyorum ki oradaki nobetler gerceginden ayirt edilebilsin.. (bkz: river phoenix)]
  • "yumurta" filminde de nejat işler epilepsisi olan bir şairi canlandırmakta başarılı olmuştur. tire'de geçen olayda bir anda donuklaşan görüntüsüyle filmin koptuğu izlenimini seyirciye aktarmıştır. altına işemesi epilepsi hastaları için moral bozan bir sahne olabilir.
  • beyin elektriğinin fütursuzca salınımı sonucu kasılma ya da dalgın bakış şeklinde ortaya çıkan nörolojik bir durum. kasılmalı nöbetlerde, nöbet geçirenden çok, nöbet geçirenin yakınlarına koyan, epey uzunca bir süre o saniyelerin, dakikaların gözünüzün önünden gitmemesi ile sonuçlanan hede. tedavi edilebildiğine şükredip, hayata devam etmek gerek.
  • küçük nöbetler dalma, ellerin ayakların boşalması, tansiyon düşmesi, çarpıntı, rüya mı gerçek mi ayırt edememe ve özellikle bende spesifik -lavantamsı- bir koku alma şeklinde oluyor. ancak şuur kaybolmuyor. bir kaç saniye sürüyor zaten.

    büyük nöbetler ise bildiğimiz kasılmalı titremeli dil ısırmalı şuuru kaybetmeli klasik sara nöbeti işte... enteresan bir hastalık.
hesabın var mı? giriş yap