• sinema üzerine yazılanlar arasında sıklıkla rastlanan, akıl sır erdirilemeyen, aslında varolmayan film türü.
    popülerliğe yaslanmayan, sinemayı eğlence kaynağından başka yerlere de koyabilen insanlar için yapılmış, genel izleyicinin sıkıcı, anlaşılmaz, vs. bulduğu filmleri soktukları kategori.
    hani sanat filmi denen şeye benzer.
    çaba gerektirir kimi zaman, kimi zaman da kendini filme bırakmayı.
    ikisini de gözü yemeyenlerin uzak durduğudur.
    ki hiçbir film festival için çekilmez.
  • geniş bütçeler, geniş pazarlama teknikleri, geniş dağıtım ağı gibi ögelerin çalışmadığı filmlerdir. genelde bu filmler üretildikleri ülkede görece az izleyiciye ulaşır; daha sonra çeşitli festivallerde izleyiciye ulaşır. izleyiciye ulaşma yolu nedeni ile belki bu kategoriye alınabilir.
    bence önemli olan bir filmi bir izleyici bile görmüş ise o bir filmdir artık.
    seyirciye ulaşma yolları farklı olsa bile de film filmdir.

    dünyada her an bir çok eser sahiplerine ulaşıyor;
    kimi eser geniş kitlelere, kimis dar alanda etkisini gösteriyor...

    festival filmi tanımı kötü, olumsuz bir hal içermez bana göre...
    yukarıdaki ögeleri içeren filmlere topluca ad takma hali olabilir, olsa olsa...

    bazı filmler hedef kitle, pazarlama taktikleri hesaplanarak yapılır. sıkı bir ürün geliştirme, pazarlama strateji ile planlanır tabii sıkı bir maddi destek ile...

    bazı filmler ise sinema sanatı içinde farklı dertleri anlatır.
    bu farklı dertler ilk seyirciye sunulduğunda yüksek bütçeli hesaplı planlı işler gibi süper bir gişe getirmese de kalıcılığı, zaman içinde klasik, kült olma olasılığı nedeni ile farklı bir kulvarda dikkat çeker.

    sonuçta hiç kimse evde kendi ve arkadaşları ile izlemek için film yapmaz.
    kaldı ki bir sinemacının şöyle bir seçimi de olabilir, büyük bir bütçe sunulsa da derdini en iyi nasıl anlatacak ise öyle anlatmayı tercih edebilir.
    süper ünlü tanınmış bir oyuncu yerine yepyeni bir oyuncu ile çalışmak isteyebilir;
    ama vaz geçtim ya; post prodüksiyon için para gerek kardeşim;
    sinemacının en azından derdini en iyi şekilde anlatmak için paraya ihtiyacı vardır;
    ya çok konuştum, kafam karıştı şimdi...

    sinema aşkı tutkusu olan herkes film yapsın ya;
    festival filmi, o filmi, bu filmi olsun; yeter ki film olsun...
  • festivalde vizyona girdiğinde biletleri haftalar öncesinde biten, festival dışında normal bir haftada vizyona girdiğinde bomboş salonlara oynayan filmler. tabi bu genellemeyi festivalde vizyona girmiş popüler amerika ya da avrupa sineması filmleri için yapmak yanlış olur. fakat onun dışındaki bağımsız avrupa veya uzakdoğu filmlerinin hemen hepsinin kaderi budur.

    örnek olarak o' horten isimli iskandinav filminden bahsedersek, filmekimi'nde emek sineması gösteriminin biletleri 1 ay önceden biten bir filmdi. emek sineması'nın kapasitesinin 875 olduğunu düşünürsek, sadece tek gösterimde 875 kişiye ulaştı ve yüksek sayıda da filme bilet bulamayan oldu. aynı film geçtiğimiz aylarda tüm türkiye genelindeki sinemalarda vizyona girdi ve 1 ay kaldığı vizyonlarda toplam 300 kişi civarında izleyici tarafından izlenmiş.

    yıllardır çözülemeyen bu paradoks daha birçok film için daha geçerli. festivalde tek sinemada tek gösterimlik bileti satışa çıktığı gün biten film, daha sonra 1 ay boyunca birçok sinemada vizyonlara girip o tek seyirden daha az seyirciye ulaşıyorsa ortada bir sorun var gibi görünüyor psikologların kafa yorması gereken cinsinden.

    tabii aynı olayın benzerini joshua bell'in kemancı deneyi'nde daha yakından görebiliriz.
  • festival filmi diye, bittiğinde kimsenin tüh bi yarım saat daha sürseydi keşke demediği filmlere derler.
  • eğer üç hafta boyunca bomboş bir salonda gösterilip sonra bir festivalde, tek seferde neredeyse üç haftalık seyirci kadarını toplayabiliyorsanız; o aynı salonu kemik gözlüklü fularlı abilerle ve de bir sene boyunca birbirleriyle karşılaştıkları tek yer festivaller olan teyzelerle merdivenlere kadar hıncahınç doldurabiliyorsanız, tebrikler, festival filmi oldunuz.
  • yavaş akan filmlerdir. edip cansever, "neler almalıyım yanıma" adlı şiirinde şiir için yavaşlatılmış uyum, der. festival filmlerininin amacı da yavaşlatılmış uyumu yakalayabilmektir herhalde.
hesabın var mı? giriş yap