• bornova anadolu lisesinin süper müzik hocalarından.
  • bu adamin muzik odasinda cali$mayan bir metronom bulunmaktaydi. bir gun "cocuklar icinizde babasi saatci olan var mi?" diye sormu$tu bize. sinifta ne yazik ki oyle bir cocuk bulunmadigindan oturu boynu bukuk kalmi$ metronomunu tamir ettirememi$tir. daha sonralari ogrendik ki; bu zat senelerce ayni soruyu her sinifa sormu$ lakin nedendir bilinmez* bir ki$i bile "evet benim babam saatci hocam" dememi$tir.
    biz bu hocamizin pek beyefendi olu$unun aslinda gizli bir ikinci ki$iligin varligina bir i$aret saymi$ ve bu konu hakkinda turlu fanteziler yazmi$ idik. ama yine de hakkini verelim; izmir beyefendisi diye bir tabir varsa eger; guven izmirlioglu bunu hak eden ender insanlardan biridir. vakti zamaninda karin ki$in ortasinda muzik odasinin bahceye acilan kapisinda ayakta durma cezasi verdigi cocuklar bugun google'da system developer olarak cali$makta*, vurdugu yerde gul biten, yururken kollarini sallamayan guven hocalarini unutmamaktadirlar.
  • sözlü yapıyorum diye küçücük çocukları flüt çalarken tir tir titreten, insanı müzikten soğutan bir yapısı vardı. çok sevenleri de bulunsa da sevmeyenleri/nefret edenleri çoğunluktadır. sanırım 4 sene önce baldan ayrılıp emekli oldu. acayip kompleksleri vardır, herşeye muhaliftir. kendi yaptığı, öğrencilerine ezberlettiği, bugün esamisi okunmayan* bal marşına "yaşa güveninle sonsuza" dizesini koyuşu unutulmazları arasındadır.
    (bkz: kompleksli muzik hocasi)
  • bu pek saygıdeğer izmir beyefendisi, dersin bir bölümünü "siz gerizekalısınız, siz aptalsınız" temasını işleyen konuşmalar yapmaya ayırır, sürekli "ben" ile başlayan cümleler kurar, her şeyin en iyisini yaptığını uzun uzun anlatırdı. senenin ilk dersi sınıfa "kimler nakil?" sorusunu yöneltir, nakilleri tahtanın önüne dizer, "işte bunlar yüzden bal'ın başarısı düşüyor" diye açıklamada bulunurdu.
  • yaptığı iğrenç "bal marşının" sözlerinin kızına ve oğluna ait olduğunu söyleyip böbürlenen, kompleksli bi insandi. nakillerden bu kadar nefret ediyo olması, zamanında ezik büzük bi çocukluk geçirdiğini ve bunun açığını kapatmak için insanlari ezme ve aşağılama yoluna gittiğini düşündürtmüştür bana. hazırlıkta, el kadar bebe olduğumuz yıllarda, bi sözlü sırasında org çalıp not alacak bi arkadaş vardı. tam ona sıra geldiğinde elektrikler gitmişti ve "yanında pil getirmediğin için hatalısın, bu yüzden sıfır veriyorum sana" diyerek hüngür hüngür ağlatmıştı çocuğu.
  • bal için yazmış olduğu marşın içine ''yaşa güveninle sonsuza'' mısrasını ekleyerek adını adeta şiirlerinin içinde kendi adına yer veren ''karacaoğlan'' misali ölümsüzleştirme gibi yanlış amaçlar güden müzik hocası.
  • bu osman sahin'le her daim kol kola gezen kisi annemin de lisedeyken müzik ögretmeniymis. kiz güven derlermis o zaman. osman sahin de ayni siralarda annemin edebiyat ögretmeniymis. resimleri var annemin andacinda. o zaman da böyle takilirmis bu ikili. bu ikiliye dikkat denebilir mi? bence alkan-çakmakli ikilisinden daha dikkat çekiciler. bir de güven i. anlatildigi üzere pek kibar, osman s. ile ilgili ise yorum yapmak? osman s. ve kibarlik, nezaket? bir arada anilamaz seyler. böyle olunca düsünüyor insan güven ve osman'i bir araya getiren, kol kola gezmeye sürükleyen nedenler nedir, yalnizlik mi, ortak geçmis mi? ama hosuma gidiyor böyle insanlarin kol kola olmasi
  • hazirlik sinifinda daha bir haftalik taze bebelerken, dersten tamamen alakasiz sirayla herkese sorulan "büyüyünce ne olmak istiyorsunuz?" sorusuna siniftan bir arkadasin verdigi "itfaiyeci" cevabi sonucu ilk azarimizi kayan hocamizdir.
  • ben ve benim gibi müzik kabiliyeti kısıtlı sayısız bal mezununun hayatına flüt fobisi eklemeyi başarabilmiş müzik hocası.

    her pazartesi üç ve dördüncü derslerde elimde flütüm titreye titreye müzik odasına doğru yol alırdım. küçücük aklım kesmezdi elli yaşına merdiven dayamış koskoca bir hoca onbir yaşındaki el kadar hazırlık bebelerinden ne ister. flüt çalmamızdan sesimizin çirkinliğine solfej yapışımızdan notalara kadar her yaptığımız hata ile dalga geçer bizi yollardı. orta bire geçilince bir de nakil gelen arkadaşlarımıza kafayı takması başladı ve ortaokul bitene kadar sürüp gitti.

    çok sonra öğrendim ki kendisi 70lerde müzik grupları ile besteler yapar liseler arası müzik yarışmalarında her yıl birinci olurmuş, balın bir müzik grubu da eurovision elemelerine kadar gitmiş. o şaşalı dönemin bitip bir odaya tıkılmak zor gelmiş olmalı ki hıncını bizim gibi ufacık yavrulardan alırdı. yine de ölmemiş yaşıyorsa uzun ömürler ölmüşse allah rahmet eylesin.
hesabın var mı? giriş yap