gustave lanson

• ünlü fransız edebiyat tarihçisi. bu alanın duayenlerindendir.
  
  gerek sorbonne'da verdiği dersler, grekese xıx. yüzyıl sonu ve xx. yüzyıl başlarında yayımladığı kuramsal kitaplarla önemli bir edebiyat otoritesi haline gelmiştir.
  
  "lanson metodu" diye bilinen eserden hareketle yola çıkarak yapılan edebiyat tarihçiliğinin ülkemizde kökleşmesinde de katkıları olmuştur.
  
  türkçe'ye ölümünden üç yıl sonra 1937'de aktarılan "ilimlerde usul-edebiyat tarihi" adlı eseri hinderlant açısından aristo'nun poetikaadlı kitabını hatırlatan özelliklere sahiptir. öte yandan, değil standart okuyucu, bir çok uzmanlık alanı mensuplarının bile anlamak-algılamak sorun yaşayabileceği küçük ama değerli bir metindir.
  
  gustove lanson’un edebiyat tarihi metodunun esasını ‘sebeplilik’ oluşturmaktadır. bu metoda göre, her edebî eser kendisini meydana getiren sebeplerle açıklanabilir. bu sebepler, yazarın biyografisi, eseri meydana getirdiği andaki psikolojik durum, devrin şartları, hitap ettiği millet, milletin tarihî zevki, estetik, düşünce akımları, okuyucu toplulukları, dönemin yaşayış şartları olarak sıralanabilir. bütün bunlar kendi içersinde bir bütünlük gösterir. nitekim çeşitli milletlere ait edebiyat tarihlerine baktığımızda; bu bileşimlerin edebiyat tarihini oluşturmadaki rolünü açıkça görebiliriz.
  
  yazar biyografisi için şu linke bakılabilir:
  (http://www.freebase.com/view/en/gustave_lanson)
• "bir edip, başlangıcı ve sonu kendisinde olmayan bir insandır." diye bir sözü vardır. bir yazarın isminin tarihin tunç sayfalarına kazınması, yapıtlarının birer som kütle gibi zamana karşı direnç ve azimle ayakta durması çoğunlukla kendinden sonra gelenlerin, yani haleflerinin varlığına bağlıdır. diğer yandan, onu ileride bürüneceği yazar portresinin demirlerine bağlayan müşterek girişimler de ancak kendinden önce gelmiş başka büyük yazarların, yani seleflerin yardımıyla mümkün olur. hülasa, yazar dediğimiz kişi, ancak bu iki canlı direğin varlığından ilham ve güç alarak varoluşunu devam ettirebilir.