• hata, kusur sahibi olan.
  • bir yanlis*'i belirtmek icin kullanilabilecek bir sozcuk. mukemmel kadar olmasin pekistirilebilir de gercekten, cumle icinde kullanalim:

    - kristel kama'ya hastayim bitiyorum, askiyla eriyorum zaruret
    - yanlistasin arkadasim
    - ama bunun sana olan sevgimle ne ilgisi var, kaslari da pek narin zaten?
    - hatali, cok hatali.
  • hatalı olan hatasını kabul ettigi sürece sorun yok, bagıslamak yerindedir, yeter ki hatası çok sorun yaratmamı$ olsun. (bkz: olur öle arada)
  • üretim filan gibi bazı "tanrısal yapılandırma" laflarının başında kötü duran sıfat.
    hatalı olduğu halde en çok dinlenmesi gereken ses olur.
    "sarhoşum; dinleme beni doktor"
  • bu aralar, ismimin önüne en çok yalışacak sıfatlardan birisidir.
  • fethiye'de bir de "özür tutmak" diye yazılı türkçeye* yansımamış kalıp kullanımımız var. özürlü, hatalı, ayıplı (mal) saymak gibi bir şey. ters, şaşırtıcı değil, mantıksal bir kullanım.

    ben senin karın değilim. bir kere çayının demini tutturamam. iki şeker atar geçerim. eksiğim için hatalı hissetmem bile. bana karın gibi çıkışamazsın. oncağızın* da bir yeri, değeri var. didişip söylenme ortaklığı az şey mi?

    "hatalı bir biçimde şimdiki zaman diye adlandırılan şey, şimdiki zamanın kendisine mevcut olduğu varlıktır. şimdiki zamanı an formunda kavramak mümkün değildir; çünkü o takdirde an, şimdinin olduğu an olurdu. oysa şimdiki zaman yoktur, kendini kaçma* formu altında şimdileştirir." jean-paul sartre - l'etre et le neant

    (ilk giri tarihi: 6.6.2018)

    (bkz: kusurlu)
hesabın var mı? giriş yap