*

  • halkın sağduyusu sayesinde yönetim becerisi ve istikrarı bulunmayan bireylerin halkı yönetir duruma gelmesine neden olan hak.
  • eğitimsiz kesimin fazla olduğu yerlerde eğitimli ve daha doğru kararlar verebilecek kapasiteye sahip kişilerin görüşlerini bastırması gibi bir dezavantajı bulunan durum. böyle zamanlarda media veya arkasından gidilebilecek kişiler halkı ne kadar etkileyebilirlerse sonuç o yönde olur.

    bunu örnekleyen bir kitap için henrik ibsenin an enemy of people önerilir.
  • beline sahip olamayan, boş kaldığında geceleri çocuk üretim çiftliği kuran, bununla da yetinmeyip iki üç tane daha çocuk tarlasıkuma olarak alıp, geceleri tohumlayıp neredeyse bir taburluk mahsül* elde edip, adlarını hatırlamayan ve üstüne üstlük bu bir tabura bakamayıp "acaba çocuk yapsak mı, bakabilir miyiz" bilincine sahip bireyler ile aynı "devlet nerde, baksın bize" çağrısını yapanların kesinlikle haketmediği eşitlik olgusu.
  • demokratik devlet ilkelerinden biridir. insana insan olduğu için katılım hakkı tanınmasını öngörür.

    tarihte çeşitli istisnaları mevcuttur, örneğin roma'nın cumhuriyet döneminde sadece 14 yaşını geçmiş erkek vatandaşların oy verme hakkı varolmuştur. fransa'da da bir dönem buna çok benzer olmasa da oyların eşitsizliğine rastlanmıştır.

    tersi*, yani belli vasıflara göre siyasal hayata daha fazla katkı yapabilme yetisi ilk bakışta mantıklı gözükse de, pratikte tutunamayacağı kişisel görüşüme göre ufak bir araştırma ile anlaşılabilir.
  • (bkz: elitizm)*
  • (bkz: animal farm)
    (bkz: george orwell)
  • aşiret sahibi kimselerin bir emri ile darmadağın olan, demokrasinin sempatik kuralı. aynı şey dini olarak bir şeyh veya seçilmiş kişiye beslenen bağlılık nedeni ilen de olabilir tabii...
  • zararlı ve aşırı bir eşitlik.

    (bkz: halkın sağduyusu)
  • aziz nesinin karşı oldugu hede..."profesörle çobanın eşit oy hakkı olduğu sürece bu millet adam olmaz..." demiş güya....demiş mi...demiş evet...sanırım.
hesabın var mı? giriş yap