istanbul
-
marmaray ankaray'dan geçiyor muydu?
kaç dakkada bir geçiyor?
ankaray'a marmaray gelmiş,
ankaray'a marmayarak.
methtanbul, fethtanbul, fettanbul.
istanbul, şirin bir beldemiz.
şehir. polis. şehirlerin şehri. yedi tepesine yandığım. imparatorların, padişahların, dinlerin tercihi. yeryüzünün en yaşlı, en işveli orospularından. "seni yeneceğim istanbul" demek "seni sikeceğim istanbul" demektir. her şey olup bittikten sonra, bu şehrin en güzel tarafı seni görememek.
istanbul'u yaşıyor, bekçileniyorum; kör gözüm kapalı.
chp istanbul örgütü tse damgalıymış. yani tunceli, sivas, erzincan. bunlar motor güç, geri kalanı sünni aydınlar diye özetlenebilirmiş.
bugün 17 nisan 2019 çarşamba. istanbul havamın durumu havalı, mazbatalı.
bu sabah güz var istanbul'da. (11 temmuz 2019)
işgal istanbul'unu merak ediyor musunuz, işte şimdi, 6 şubat 2023 kahramanmaraş depremi'nden sonraki istanbul. kuva-yı milliye mücadelesine çalışır gibi deprem çalışması örgütleyenlerle, işgal balolarına gider gibi gündelik hayat sürdürenler bir arada.
istanbul'un havası veya istanbul ikliminin tipiği benim için kış mevsimi. istanbul kışın istanbul'dur, yazınsa sanki şerefi çizilmiş, makyajsız floresan ışığına çıkarılmış bir orospu. gizeminin pek çoğunu yitirmiş, ucuzlaşmış. kültür hayatının kışın olması da istanbul'a, onun gotham city özelliklerine ayrı bir yakışıyor.
kıştan da en tipiği lodos. lodos havalarında lodos çarpmasıyla osmanlı mahkemeleri çalışmazmış ya, o istanbul'un her işi bıraktırıp kendine baktırması. başı ağrısa da sevgilisinin dönüp gitmesine izin vermemesi. mahkeme çalışmıyor demek, zamansız zamanlar geldi demek, negatif bir festival veya bayram. cadılar bayramı.
istanbul'un dağınık ve karışık bir şehir oluşu (insan trafiği olmasa diye geçersiz dualar ediyor), düzenli ve renksiz ankara benzeri yerlerde daha zor yön bulmaya, kaybolmalara neden oluyor. bu aşırı büyük kaotik kentte semtlerin sınırı neredeyse 5-10 metre duyarlıkla herkes tarafından doğal olarak bilinir. yani istanbulya'da her şey, her yer yerli yerindedir.
türkler gibi bir diğer doğu batı köprüsü halk olan ruslarla hem benzerliğimiz hem dip yakınlıklarımız var, daha fazla görüşmeliyiz. yalnız ruslar daha tekil bireysel dahiler ve manyaklar çıkarıyorlar. karşılaştırılabilir mi bilmem. iki ulusun köprülük özellikleri, nitelikleri farklı. ruslar demirperde disiplinini içlerinden ürettiler, bizim içimizden nasıl üreyecek bakalım, üremezse şaşmam. ruslar/rusya istanbul'u roma gibi görüyor (daha doğrusu ortodoks dünyanın vatikan'ı). rusların ebedi fetih hayalleriyle listelerinin başında istanbul var. kanımca zaman içinde er geç alacaklar. roğu roma'nın devamı olma iddiası da türklerle rusları gene rakip ve ortak yapıyor. katkıları için çaylak sumer8'e teşekkürler..
bir arnavut atasözü var. olmayacak şeyler istemek anlamında. yalnız bir arnavut halk dansında bağlantı yakaladım. arnavut, istanbul'u olmasa da uzak bir yeri ikili sistem oluşturarak, biri ötekinin dirseğine çıkarak görüyor, gözetliyor, nişan bile alıyor. atasözü şöyle: "hip ketu e shih stambollin!" (şuraya çık istanbul`u gör!) [olanaksız bir şey isteyen adama "dirseğime çık istanbul'u gör" derler.]
***
"yaşama katılırsan onu açık açık görmüyorsun: ya çok fazla ıstırap çekiyorsun ya da ondan çok fazla haz alıyorsun. benim düşünceme göre sanatçı, bir garabettir, doğadışı bir şeydir. tanrının ona verdiği bütün umutsuzluklar bu özdeyişi yadsımasındaki inatçılıktan gelir... bu yüzden ben (vardığım sonuç bu) şimdiye değin yaşadığım gibi yaşamaya boyun eğiyorum: büyük adamlardan oluşan kendi kafadarlar takımımla tek başıma - bana eşlik eden ayı postu kilimimle birlikte bir ayı olarak." gustave flaubert'in istanbul mektubundan (aralık 1850)
***
"geceyi istanbul'da geçirdiğim için 11 vapuruyla köy'e* döndüm." sevim burak - yanık saraylar (ah ya rab yehova)
"ama beyrut ipeklililerini, nakışlı şam kumaşlarını, bursa mandille'lerini beğenmiyorlardı, satıcılar ne kadar uğraşsalar da... (...) benim bu kıkırdayıp duran güzellerim, ille de konstantinopolis kumaşları istiyordu. çünkü kahire'ye modayı aktaran konstantinopolis. berbat muslin kumaşlar gösteriliyordu onlara, "istanbul'dan bu!" diye avaz avaz bağrılarak. kadınlar, hayranlık çığlıkları attılar bunun üzerine. evet, her yerde aynıdır kadınlar." gerard de nerval - voyage en orient
(ilk giri tarihi: 13.7.2016)
(bkz: istanbulin)
(bkz: asitane), instanbul, istambul, stanbul, stinpoli, istanblue, iskambul, islambol
(bkz: constantinople), constantinopolis, konstantinopolis, konstantiniyye
(bkz: byzantion), nea roma, nova roma, secunda roma
(bkz: tsarigrad)
(bkz: istanbul'un fethi)
(bkz: istanbul'da/@ibisile)
(bkz: istanbul havası)
(bkz: selma istanbullu/@ibisile)
(bkz: kanal istanbul/@ibisile)
(bkz: istanbul'un işgali)
(bkz: bir tane istanbul var)
(bkz: seni yeneceğim istanbul)
(bkz: istanbul'da bir yahudi ailesi)
(bkz: istanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı/@ibisile)
(bkz: istanbul taşaklarımın altında/@ibisile), istanbul'u düdüklüyorum
(bkz: istanbul'un fethinin gereğinden fazla abartılması/@ibisile)
(bkz: bütün yollar roma'ya çıkar), milyon taşı
(bkz: ayasofya/@ibisile)
(bkz: ayasofya cami olarak açılsın/@ibisile)
(bkz: hava ve yol durumu/@ibisile)
(bkz: ankara/@ibisile)
(bkz: independenta/@ibisile)
(bkz: tatil yörelerini sevmemek/@ibisile)
(bkz: pompeia)
(bkz: yedi tepeli şehir), roma, babil
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap