• malezyalı kartika sari dewi shukarno bira içtiği için kırbaç cezasına çarptırıldı. af örgütü cezasını kaldırmak için yardım teklif edince, shukarno yardım teklifini reddetti ve "yasaya uymak istiyorum. ben kimim ki din yetkililerinin kanunlarını sorguluyayım? bu beni aşar" diyerek cezasına razı olduğunu söyledi.

    razıyım, istiyorum, benim seçimim deyince akan sular duruyor ya, buyrun...

    http://www.hurriyet.com.tr/…ya/12321732.asp?gid=229
    (bkz: rıza/@garden of eden)
  • öbür tarafta ödüllendirileceğine inanmayı çok isterdim.

    melekler: tanrım beklediğiniz gerizekalı geldi.
    tanrı: çağırın onu bana. eğlenelim azcık.
  • kırbaçtan zevk alıyor olabilir. hemen peşin yargılamamak lazım.
  • hocanın, babanın, kocanın dayatmalarına rıza gösteren ortalama türk kadınından pek bir farkı yoktur.
  • kendi özgür iradesiyle rıza göstermemiştir. insanın içgüdülerinde kötü bir durumdan kaçmak, daha iyiye rahata yönelmek varken bu kadıncağız bilerek ve isteyerek kırbaçlanmayı tercih edemez. bir insanı bunu yapmaya tek şey itebilir, beyin yıkamak. daha anne karnındayken şu anına kadar sürekli dayatılmış doğrular, artık onun doğruları olmuştur. yardım kuruluşları ne olursa olsun (kadın istemese bile) ona yardım etmelidir.
  • aldığı kırbaç cezasını kaldırmak için yardım teklif etmişler, kabul etmemiş. gerizekalıymış, ne hali varsa görsünmüş, mazoşistmiş...

    bu kadının cezası uluslararası af örgütü'nün girişimleri sayesinde kaldırıldı diyelim. sonra ne olacak? belki altı kırbaçtan kurtulmuş olacak ama, diğer yandan da "ülkesinde din ulemasına karşı ecnebilerle işbirliği yapmış" olacak. peki o zaman memleketinde alacağı yeni cezaların kaldırılması için, hain veya kafir ilan edilmemesi için, toplum tarafından hoşgörülmesi için siz mi yardım edeceksiniz?
  • cnn'in haberinden anlasildigina gore, shukarno'nun kirbac cezasina riza gostermesinin sebebi, bastirilmisliktan ziyade malezya'yi dunyaya rezil etmek arzusu. kadin cezanin halka acik olarak infaz edilmesinde israr ediyor, "madem ki bu ceza diger muslumanlara ibret olsun diye verildi, herkes cezaya sahit olsun o zaman" gibi bir aciklamasi da var. ceza malezya'da zaten buyuk bir tepki yaratmis, halka acik olarak infaz edilirse dunyadan da tepki cekecegi kesin. belki malezya halki bu vesileyle seriat sacmaligina karsi sesini yukseltir.

    http://www.cnn.com/…8/20/malaysia.caning/index.html
  • korku, cesaret vs. daha iyi, daha kötü, derken meseleyi biraz basitleştiriyoruz aslında. çünkü ortaya koyulan problem tek bir kişinin problemi olmaktan çıkıyor. bu kadın belli gerekçelerle sizce doğru ya da yanlış bir karar vermiş olabilir. ama bir de işin evrensel bir boyutu var. başlığı açan kişinin vurgusu da kadının seçiminin haklılığından/haksızlığından çok, olayın bu yönüne.

    bu kadın ortaya bir gerekçe koyuyor ve biz de bu gerekçeyi kadının kendi seçimi, özgür iradesinin bir dışa vurumu olarak alıyoruz. buna hatta kadına "içsel" içinden gelen bir karar olarak bakmaya yönlendiriliyoruz. elbette yaplan seçimler hem bireyin ne olduğunu belirler, hem de daha önceki belirlenmişliklerinin bir ifadesidir. örneğin burada "din alimleri"nin fikri kadın için bir belirleyicidir. kadın bunu "özgürce" ifade ettiğinde, nasılsa bunun kadına içsel olduğunu söyleyenler oluyor. benzer bir biçimde, insanların "tanrı sözü"nü, örfü vs. de referans alan karar ya da edimleri oluyor. kadın güya rızasıyla ifade ettiği için bunlara içsel diyenler, diğer taraftan, örneğin "yasa"yı, modern aklın dayatması, zorlama olarak görebiliyor, her türlü dışsal müdahale girişimini kınıyorlar. insanın içsel, dolayımsız edimlerinin olanaklılığı tartışması ve bir yasanın dışsal olmasının onu tek başına kötü yapmaya yetmemesi bir yana, insan yasası mı dışsal, tanrı yasası mı sorusu tartışılmıyor.

    başlık açan kişi toplumsal rolü gereği mutfakta kek yapmaya rıza gösterdiği için, dışsal bir müdahalede bulunayım dedim.*
hesabın var mı? giriş yap