• irc buluşmalarında yakaya takılan çiçek çeşidi.
    (bkz: karanfil)
  • istanbul fm'de bu isimle bir de program yapılıyor. adamın biri çıkıyor -yanılmıyorsak- adı cuneyt tek. telefon ve faksla gelen istekleri canlı yayında gitarıyla çalıp söylüyor. repertuarı ne kadar geniştir bilemiyorum, dinlenilen programda herkes hemen hemen aynı -bildik- parçaları istiyordu. ama bayağı bir ilgi vardı genç kızlarımızdan. bu şekilde anlamış olduk ki gitar olayı hala bitmemiş bu ülkede.
  • gülten akının şiir kitabı
  • (bkz: cuneyt tek) (bkz: istanbul fm)
  • edebiyat hayatımızın çizgilerinden oluşur. emekleyişimiz, doğrulup,ayağa kalkışımız,yürüyüşümüz,adımlarımız……bazen şöyle bir geriye baktığımızda yürüdüğümüz hayat yolunda ki izlerimiz ; bu izlerde çocukluğumuz ,çocukluğumuzun kenti ,kasabası köyü,arkadaşlarımız,okulumuz,gençliğimiz,aşklarımız ,yeni filizlenen fikirlerimiz vardır.edebiyat geçmişimize bir gönderme onu yeniden bizle kavuşturma yazınsallığıdır. italyan yazar elio vittorini ‘nin “kırmızı karanfil” adlı romanıda bu türden bir kitap. italya da mussolini iktidarın arifesindedir.mussolininin kurşun askerleri “kara gömleklileri” bir çok yerde kendini göstermektedir.romanımızın kahramanı 16 yaşındaki alesio mainardi okuldaki arkadaşlarının etkisiyle kara gömlekliler içindedir. mainardi bir yandan aşık olduğu kız arkadaşı giovanna bir yandan başka bir şehirde yaşayan tuğla işletmeciliği yapan ailesi , diğer yandan dersleri ile başı derttedir,gençliğin doğasında olsa gerek mainardi kendince doğrulara savrulan ,asi yanları ağır basan biridir. “eski kafa “ dediği babası ile mainardinin hiç arası yoktur.kendi ailesinin sosyal statüsünü sürekli sorgular .babasının tuğla fabrikasındaki işçilerin hayatını ,işçi olmak nedir?ailesi ile işçilerin hayatları arasındaki ayrım vb. sorular sorar kendi kendine .tüm bunları sorduğunda bir başka bir gerçeği de öğrenmiş olur ;babasının gençliğinde sosyalist fikirlere sahip olduğunu.geldi-gitti ruh hali içindeki mainardi aslında kendi kuşağının bir protipidir. kırmızı karanfil romanı bir gençlik romanıdır da diyebiliriz. özellikle genç okurların beğeni ile okuyacağını ,kendinden bir şeyler bulacağını düşünüyorum. elio vittorini “bir stareteji adamının günlüğü ve mektuplar ile sendezliyerek ortaya güzel bir roman çıkartmış.ünlü yazar ernest miller hemingway elio vittorini ‘ni italyan çağdaş edebiyatının temsilcilerinden görür ve övgü ile bahseder.gençliğimimin gözyaşlarındandır.kitaplıkta her gördüğümde içimde eski günlere dair bir sızı belirir.
  • 1974 yılında, salazar faşizminin yıkılışı sırasında portekiz'de, bir askerin silahının namlusuna takılıp, simgeleşen çiçek;

    1978, 1979 izmir'de; 1984, 1985'de lahey'de (den haag), 1987'de ise amsterdam'da yapılan bir müzik festivalinin simgesi.

    (bkz: kırmızı karanfil müzik festivali)
  • karanfil suyu neyler
    güzel kokuyu neyler
    iki baş bir yastıkta
    o göz uykuyu neyler

    karanfilim susuzum
    kaç gündür uykusuzum
    varsam yarin yanına
    elim durmaz huysuzum diye devam eden bir kırmızıyı anlatır.
  • sevgililerin buluşmalarına sebep olmuş, bu buluşmalardan doğan endirek serbest vuruşlarda da bizim gibiler dünya'ya gelmiş, gol olmuş.

    fakat kafamı kurcalayan bir şey var. şimdi izmir dediğin yer 2011 yılında bile karşıyaka iskele, sevinç pastanesi, konak ykm ve bornova metro gibi buluşma noktalarından ibaret. sevgililerin hepsi kırmızı karanfil takıyorsa, o dönem birbirlerini nasıl ayırt ediyorlardı?

    evet, bu siktiri boktan problem cümlemizi kurduktan sonra, boş bakkal taşak tartar misali düşündüm. "ya ahmet ile aslı değil de, süleyman ile aslı buluştuysa? ya ahmet yanlışlıkla burcu'yla eşleştiyse?" diyerek yeni sorular yarattım. sonuçta hayat dediğin, germen kavimlerinin birbirini itmesi gibi, kavimler göçü gibi bir şey.

    sonra "bu karışıklıklar belki de birbirini etkiledi, hasan, zeynep yerine songül ile, hüseyin ise ebru yerine kamile ile evlenmiştir belki de" dedim kendi kendime. daha sonra da "belki de babam ve annem de bu karışıklıklar olmasa, bir araya gelmeyecekti." sonucuna vardım.

    kusura bakma baba, bu entry her koşulda boka sardı, toparlanamayacak hale geldi ama gene bir entryi daha döndürdük, dolaştırdık, sana soktuk.
hesabın var mı? giriş yap