kaçın lan kaçın

• üzerlerine son sürat freni patlamış kamyon,ipini koparmış azgın boğa,türkiye^* geldiği halde ,öylece durup seyreden kitleye birilerinin bağırarak söylediği uyarı cümlesi.
• (bkz: kaçın la sahibi geliyo)
• ankara yöresinde "kaçın la kaçın!" şeklinde söylenen bir tümcedir.
• iyi kötü homeostasisini korumaya çalışırken türünün diğer bireylerine de kaçma sinyali vererek gen havuzunun genişliğini sağlamak için çaba gösteren bir h. sapiens'in altruist davranış çerçevesi. tehlike yakındayken en basit kelimelere yer verme gereksinimini ve tekrarlama kullanarak ilk anda algılama sorunu çekmiş bireylere ikinci bir şans verme eğilimini yakından inceleyebiliyoruz burada.
• çocuklukta en çok duyulan nidalardandır^*
  
  komşunun bahçesine erik, kiraz aşırmaya girersiniz, evin kapısı açılır, eşşek kadar adam boyundan bosundan utanmadan peşinizden koşturur.
  
  mahallede o zamanlar yeni yeni yaygınlaşmaya başlamış, araba alarmlarını lastiklerine tekme ata ata teker teker çaldırırsınız. önceki deneyimlerden kimin pencereye çıkıp çıkmayacağı bellidir zaten. araba ötmeye başladığı andan itibaren anlamsız bir kaçıştır başlar.
  
  yüksekçe bir tepeden aşağıda yoldan geçen arabaların üzerine kartopları yağdırırsınız. aralarında bir sürücü hırs yapıp arkadan dolaşır, sizi kıstırır, tepeden aşağı kendinizi koyuverirsiniz karların arasına.
  
  kim bilir hangi zibidiliğiniz yüzünden dersten kaçıncı kez atılmışsınızdır. umarsızca kantinde sıraya girmeden tost yemenin tadını çıkarır, koridorlarda futbol oynar ^*, kapıların altından sınıflara bozuk para, jeton atarsınız. en sonunda kafayı yiyen bir öğretmen dayanamaz çıkar kapıya. siz kapının kolunun tıkırtısını duyduğunuz anda çoktan kaybolmuşsunuzdur.
  
  dışarıda başka okuldan bir çocukla kavga edip dayak yiyen gerizekalı arkadaşın gazına gelip mal gibi kavgaya gidilir. daha hiç sıcak temasa geçilmeden karşıdaki orduyu gören birlik okula geri topuklar.
  
  ve daha bir sürü vukuat...
  
  hepsinin gerisinde o ses vardır.
  
  kaçın lan kaçın
• komur madeninde egilerek yurumek suretiyle bir muhendis nezaretinde uretim bolgesini gezerken, arkamdaki bayan arkadasin tepemizdeki agirligi tutan shieldlarden birinin hidrolik borusuna ayagi takilarak boruyu yerinden cikarmasiyla cikan gurultu ve baretlerimize dusen irili ufakli taslarin cikardigi takirtilarin ardindan kosmaya baslayarak diger muhendis ve iscilere sarfettigim laftir.
  
  yeri geldiginde gayet de unlem iceren bir cumle olmasina karsin etraftaki siritan kisilerce "onlarin guvenlik ziriltisi var bisey olmaz oglum gel buraya" seklinde siradan bir dialoga donusebilir.