• bu tarz okulların yurtlarında böyle olaylar sıkça yaşanır, yeni birşey değil, ben de lisedeyken, üniversitedeyken çok duyardım. savcılık girdiyse işin içine şuan üst devrelerin götlerinin üç buçuk atışını buradan hissedebiliyorum resmen. içimi anlamsız bir huzur kapladı nedense. :)
  • mezunu olan bir çok arkadaşımdan duyduğum rezalet... bir de birbirlerine bayılıyormuş gibi davranıyorlar. hasıl-ı kelam iki yüzlülük...
  • yıllar önce gözlerimle şahit olduğum rezalet.
  • bir 2007 yılı mezunu olarak, hazırlık 2 senesinde yatılı okuyan arkadaşlarımın da anlattığı olay. o zamanlar arkadaşlar çok büyülü, çok özel bir deneyim edinmiş bir edayla anlatıyordu, muhtemelen ileride "aynı masanın karşı tarafında olmak"la ilgili bir durum bu. kanımca yatılı okunabilen her okulda benzer olaylar yaşanıyor, ülke ülke olmaktan çok sirk olunca, kafalar da ergen kafası olunca çok tuhaf gelmiyor insana. yine de bu, kadıköy anadolu lisesi'nin oldukça iyi bir okul olduğu gerçeğini değiştirmiyor tabii.

    edit : yanlış hatırlamıyorsam bu etkinlik ile fight club arasında bir bağ kuruluyordu. "fight club yapmak" gibi bir kavram kalmış aklımda, hayal meyal.
  • savcılıkla birlikte alt devreler tıpkı "60 lı yılların darbesini yapar gibi" üst devlere darbe yapmışlar
  • yatılı okulların hepsinde "devrecilik" vardır, ve zaten olmalıdır da. yatılı lise okuyanlar her zaman yaşıtlarından daha önce hayata atılmıştır ve olgundur. bunun sebebi de erkenden kendi ayakları üzerinde durabilmeleridir. ki dönemcilik bunu destekleyen bir şeydir. siz 13-14 yaşında evden çıktığınızda ve yeni bir yeri ev bilmeye çalıştığınızda elbette ki birçok hata yaparsınız, üstleriniz size kötü davranırlar, ben kal'da değildim lakin bizim de üstlerimiz zaman zaman yemek alırlardı, odalarına tek tek çağırıp koridorda sakız çiğnediğimiz için özür diletirlerdi, kantinde yanlarına çağırıp "şunu al bunu al" diye hizmet ettirirlerdi. kendi okulumda şiddetle hiç karşılaşmadım, en fazla birbirimize tokat attırmacalı oyun oynatmışlardı şiddete yakın (eğlenmiştik de esasında). kal'da yaşanan nedir ne değildir bilemiyorum ama açıkçası "bir çocuğun çırılçıplak soyulup dövüldüğü" iddiasına çekimser yaklaşıyorum. çünkü her ne kadar dönemcilik olsa da, dışarıdan bir tehlikeye karşı bizi en çok savunanlar, bize en çok destek olanlar üst dönemlerdi -ki bu dışarıdaki tehlike hocalar da olabilir, bir başka üst dönemin bize "haksızlık" yapması da olabilir.
    kal'da olmadığım için olayın iç yüzünü bilemeyeceğim lakin bu tarz karalama kampanyaları bizim okul için de gündeme gelmişti, kadıköy'e 10 dakika mesafede ağaçlık ormanlık okulduk, normal karşılamıştık. şimdi kadıköy'ün göbeğinde, misler gibi okula karalama kampanyası yürütüyor olsalar hiç şaşırmam şahsen.

    he, tabi ki adil bir şekilde bu durum araştırmalı, sonuçta yıllarca gelen ve faydalı, destekleyici bir gelenek de olsa psikopatın biri çıkıp olayı götünden yorumlamış olabilir. öyle bir durum varsa da, tabi ki gereken ceza verilmeli. ama çözüm asla yatakhanenin kapatılması olamaz, bunu hedefleyen insanda art niyet aramak lazım, okulun başarısı mezunlarının bulunduğu yerler belli en nihayetinde.
  • yıl olmuş 2016 hâlâ yatılı eğitim veren okullar var. eger orada yatılı olarak eğitim alanlar muhtaç degillerse neden oradalar merak ediyorum. tamam askeri liseyi falan anlarim sonucta askerlik nizam ve iltizam isteyen birsey lakin bu guzide lisede yatili kalinmasi bana biraz beleşcilik gibi geliyor tabi muhtaclik yoksa.
  • mezunu olmayanların burada gelip başlıkta rezalet diye konuştuğu konu.

    yatılı bir mezun olarak konuşmam gerekirse yeni nesil kuşakları anlamak zor. üst abilerden dayak rezalet olarak değerlendirilmezdi. adam senin ağzını burnunu kırmıyor. kimse burada anlatmasın tatava. kaşınmayan adam dayak yemez.

    40 kişilik dönemdik. 3 kişi hariç 37 kişi etütte orada burada abanırsa dayak yerdi. çoğu dayakta da eğlenirdik. şimdi bu dayaklar dandun oalrak düşünülür ama değildir. hatta çoğu zaman abi tarafından değil, bizzat çocukların birbirlerine vurması(tren) veya dilemma yaşatacak şekilde olan olaylardı. vandalism yok okullarda. öyle sanılıyor böyle yazınca. bizdeki kalan 3 kişi gayet efendi sakin adamlardı. yaramazlık peşinde değil, ders peşinde koşarlardı. hiçbir büyük abi de oturup zorla gidip bunları dövmedi. hiçbir büyük abi gelip bizi de zorla dövmedi. iq seviyesi türkiyenin üzerinde bir okuldan bahsediyoruz burada. cahil bir kitle yok orada.

    devrecilik? dalga geçerler devrecilik derseniz kal'da. maksimum üst dönem gelir orman koyar alt döneme. o da ya saha için, ya da televizyon odasında bişey izlemek için. okulun kültürünü bilmiyorsunuz gelmişsiniz burada rezalet falan yazıyorsunuz cahil cahil.

    burada gazetede abartılı abartılı yazıldığı gibi zorla ağza sigara koymak falan? gerçekten inanıyormusunuz? karar gazetesi ulan. destekledikleri adamın başbakanlığını bir çırpıda aldılar bu gazetenin. neyine inanıcam bunların. neyse konuya dönelim.

    ikinci konu ise yatakhanede ve kal'da sigaraya başlama yaşı. evet başlangıç yaşı küçüktür doğru. ama kimse ağzına zorla kimsenin sigara koymaz. iki üç iyi arkadaşın başlayınca, mutlaka denersin. seversen başlarsın sevmessen de içmezsin. üst dönemin işi gücü yokta zorla sigara içirtcek? okulun yeri de iyidir, kadıköy'ün merkezi. alkol ile de iyi haşır neşirdir öğrenciler. mevcut durumda da öyledir muhtemelen. bilmiyorum 11 yıl geçti üzerinden.

    gece koridor dışına çıkma hususunda ise çocuk haksızdır. üst döneme de saygı göstermek lazım. bir yatakhane düşünün; bilmeyenler için anlatıyorum; kal yatakhanesi iki kocaman koridordan oluşur. bir taraf tek numara diğer taraf çift numara ile başlar ve lise son sınıf en başta olacak şekilde hiyerarşik bir yapıda odalar dizilir. şimdi en baştaki adamlar öss'ye hazırlanırken, en sondaki adamlar doğal olarak keyfine göre yaşar. adam sinir krizleri halinde öss'ye çalışırlen akşam 11.30 da lay lay lay diye gürültü istemez. dan dun sağda solda gezinen adam istemez. ayrıca toplu yaşanan bir yer olduğu için yatakhane belli kurallar vardır banyo ve tuvalet için. mösyöler kalkıp gece 1 de sıcak bi duş alıyım falan diyemez orada. yatakhanenin bir kuralı vardır ve üst dönemlerde bu kuralları sırası geldiğinde uygular.

    ayrıca kimse merak etmesin o çocuk bile şu an köpek gibi pişmandır konu bu noktaya vardı diye. yatakhanede de ömrü uzun olmaz. dayak? hayır. en kötü ceza olan dışlanma gelir.
  • aşağıdaki yorumu okuyucu bölümüne bırakan öğrencilerinin olduğu okulun rezaletidir.

    "9. siniflardan bazilari odamiza gelip simdi sizi besiktasa geciricez diyorlar. sonra kosarak duvara carpmamizi istiyorlar. sozde duvarda gecit varmis ve eger sert carparsak besiktasa gecicekmisiz. biz bunu yaparkende dalga gecip guluyorlar"

    sen o kadar yüksek puan al çok çok iyi bi okulu kazan, sonra duvardan koşarak geçip beşiktaş'a geçmeye çalış olacak iş değil.
hesabın var mı? giriş yap