köprüler iki dünya *
-
(bkz: köprüler/#9824598)
-
sarkinin acilis parcasi ile insani gulduren basarili album.
ilk sarki vivaldi'nin dort mevsim'inden `bahardir. gayet turk enstrumanlarla sarki calmaya baslar. eh fena degilmis, derken sami ozer'in sesi duyulur:
aahhhhhh aaaahhhh
biktim dunyanin kisindan
gelsin artik bu bahar
nedir bu cileler kardesim
tum insanlar gulsun artik
gel gel gel ey guzel ilkbahar
aahhhhhh bahaarrr -
bugün büyük bir hevesle aldığım ancak büyük hayal kırıklığına uğradığım albüm.kötü gerçekten kötü.
-
klasik batı müziğiyle türk müziğini harmanlayan çalışma. notalar ile oluşan köprü
neler var dersek..
four seasons-spring / antonio lucio vivaldi
hungarian dances / johannes brahms
pavane / gabriel urbain faure
carmina burina / carl orff
adagio / tomaso giovanni albinoni
concierto de aranjuez / joaquin rodrigo
carmen / georges bizet
bolero / maurice ravel
cine kleine nacht musik / wolfgang amadeus mozart
from the new world / antonin duorak -
albümle ilgili olarak, gayet uygun fiyata muhteşem bir müzik ziyafeti dersek inanılmaz klişe ama doğru bir cümle söylemiş oluruz.
her insana hitap etmeyebilen bir tür; kimisi klasik batı müziğini olduğu şekliyle çok sever ve bunun başka bir şekle sokulmasını benimseyemez; kesinlikle saygı duyarız. fakat bu görüşe saygı duyduğumuz gibi, beğenmesek de bu albüme de saygı duymamız gerektiği kanaatindeyim.
albümdeki her parçanın düzenlemesi ve sunumu üzerinde gerçekten çok yoğun bir çaba olduğu gayet net anlaşılıyor.
mutlaka dinlenmesi gereken bir çalışma. -
senfonik melodilerin, zaman zaman, oryantal ritimlerin tamamen kesilmesi sureti ile on plana cikmasi gecici bir hayal kirikligi yaratabilecek ama sonlara dogru eine kleine nacht music ile cosmaktan ve asena tarzi hareketler yapmaktan kendinizi alamayacaginiz dinlenebiliritesi yuksek album.
-
anjelika akbar hanımın bach a la oriental albümü memleketimizde yeni bir doğu batı sentezi dalgası başlattı galiba, sayın ağırbaş da kervana katılmış. adı geçen ilk albümde bir erbarme dich kaydı vardı, doğuyla batı buluşacaksa öyle birşeye benzemesini tercih ederim. erkan oğur bach'a perdesiz gitarıyla bir giriş yapıyordu -doğaçlama, açış taksimi gibi- üstüne neyler vb. erkan oğur bu albümde de var ama o hava yok. batı eserlerini doğu sazları için düzenleyince hiçbir şeyin sentezi olmaz, yeni birşey de olmaz. bu albümde de olmamış. son zamanların en büyük hayal kırıklıklarından biri bu albüm, bu kadar iyi müzisyenle bundan daha iyisinin yapılabilmesi mümkün.
sanırım doğulunun doğuluya yaptığından daha tatsız bir oryantalizm yok, bu albüm de buna şahane bir örnek. -
kesinlikle kötü.
gaza gelip almamanızı önce sentezlerden gerçekten hoşlanıyor musunuz bir tekrar tekrar düşünmenizi tavsiye ediyorum.
"vivaldi bu topraklarda doğsaydı nasıl olurdu?" gibi abes bir soru ile tanıtılıyordu. "olmazmış".
kendi adıma ben albüm sonuna kadar tahammül edemedim, albümden bir an evvel kurtulmak istedim, hatta öyle güçlü bir kurtulma isteği uyandı ki içimde atmak, uzağa fırlatmak istedim. klasik müzik seviyorsanız sevmemek olası.
kendi adıma "klasik batı müziği"nde huzur buluyorum, "klasik türk muziği"nde de huzur buluyorum. ama bu sentez insanı çok rahatsız ediyor. -
taş yerinde ağırdır, sentez-füzyon istemem mantığında iseniz alınmayın dedirten albümdür bence de evet.. dinlerken geriliyor insan.
-
insanda duygu karmaşası yaratan albüm. vivaldi'nin mevsimler süitinden ilkbaharla göbek atacağınızı, carl off'un carmina buranasıyla rakı içerek efkarlanacağınızı söyleyen biri olsa sanırım adama güler geçerdiniz. oysa bu albüm sayesinde mümkün olabiliyor. ata demirel'in kurbağa misali yaptığı şarkıları da andırmıyor değil. farklı bir deneyim.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap