• ingilizce tower crane olarak adlandirilan genelde yukesk binalarin yapiminda kullanilan, isminden de rahatlikla anlsilabilecegi gibi kule suklindeki vinc...
    kapasitesi epey yuksektir...genelde kendi kendini kurar...yukselirken hidrolik sistemlerden yararlanilir..yuksek binalarin asansor bosluklarina insaa edilerek bina ile beraber yukselenleri pek modadir...ama sokerken dikkat etmek lazim..yanilmiyorsam ankarada yapilan bi otelin ortasinda kalan kule vinc, 2 yil gecmis olmasina ragmen sokulemistir...
    calisma bittigi zaman bazi modelleri boom'larini yukari dikerler...ama her halikarda bu boomlar serbestce donebilmektedirler...
    amerikada kule vinclerde calisan operatorlerin eline yaklasik saat basi 50 ila 60 dolar arasi para gecer....bu miktar buyuk ihtimalle projedeki en yuksek 2 ya da 3. maastir...
  • geceyi getirir, sikilirsan kaldirirsin ayi, getirirsin gunesi, gunduzu getirir. medar-i maiset motoru
  • büyük kapasiteli olanlarını (misal 12 tonluk) alıp kiraya verirseniz aylık 20.000€ filan kazanırsınız. ama kurum-sökümü filan pahalı bu aletlerin. 8-10.000 yetele istiyolar bi yerden alıp da başka yere götürmeye.
  • bir de bunların mobil olanları var, hareketli. mobil kule vinç kurulurken başka bir vinçten yardım alıyor. bi arkadaşım bana bunların 500 ton kapasiteli olanları olduğunu söylemişti. oha be adam dünyayı mı kaldırıcan. allah gözünü doyursun.
  • kaldıraç gibi çalışan makinelerdir.operatör kabinini destek noktası olarak düşünürsek, kabinin bir tarafında vinç kolu uzanır.vinç kolunun üzerinde makaraların ve kancanın bulunduğu plakanın hareketini sağlayan araba vardır.bu araba kaldırılacak yükün büyüklüğüne göre ileri geri hareket ettirilir.kabinin diğer tarafındaki kola ise vinç kolundaki yükü dengeleyecek karşı yükler koyulur.
  • birazdan işi gücü bırakıp operatörlüğü için başvuracağım şahane alet. çalıştığım ofisin karşı tarafındaki inşaatta bir adet bulunmasından mütevellit, inşaat seyreden insanlardan oldum, sağ taraftan yüklenip yarım tur attıktan sonra sol tarafa malzemeyi indirmesini izlerken gelen mailler bir anda kayboluveriyor, due date'ler, programlar, akışlar filan aralık pencereden uçup gidiyor.

    ufak çapta bir sarsıntı sonucunda devrilirse, üst kısmındaki yatay parça o anki yönüne göre sağ taraftaki holding binasına, ya da tam bizim ofisin üst katına girebilir, ve hollywood filmlerinde bir görsel şölen yaratacak bu müthiş görüntü, yurdum gazetelerinde can pazarı şeklinde yer alabilir. diğer uca dengelemek için konmuş olan ağırlıkların düşme ihtimalinden bahsetmiyorum bile, paket içinde çizi gibi sıkıştırılmış beton blokların her biri kimbilir kaç tondur?

    tam olarak nasıl kurduklarını bilmemekle beraber, hidrolik bir şekilde kendi kendini yükseltmediği de açık, zira scaffoldingden mamul görünüyor. ancak bir sabah ofise geldiğimde kendisini karşımda bulmuş olmamdan hareketle, kurulum süreci çok çetrefilli olmasa gerek. tasarım harikası rezidanslar yükselene kadar burada kalacağına göre, bolca inceleme fırsatım olacak demektir, çözerim.

    tek handikapı, kule vinç operatörü zavallının her sabah tırıs tırıs o iskelelere tırmanıp, her akşam iniyor olması, bazı mesleklerde iş kazası daha acıklı olabiliyor. ama kutu gibi bir ofiste, boktan bir klimanın üflediği yapay soğuğun sırtımda varlığını daha önceden hiç bilmediğim, kilit noktalardaki kaslarımı üşütmesindense, o yükseklikteki rüzgarı yemeye de razıyım. işi alamamamda iki şey etkili olabilir, işverenlerin "bir kıza göre değildir inşaat" fikirleri, ve fizik bilgimin olmaması. cinsiyet konusunda ikna kabiliyetime güveniyorum, eh türk topraklarında her türlü iş yapa boza öğrenildiğinden, fizik konusunda da kendime güvenim tam.

    açıl kule vinç! ben geliyorum!
  • iyisi 500 metre yükselir bana mısın demez.
  • geometrisi silindirik koordinat takımı ile gösterilir.
  • "nasıl oluyor da oluyor, bu kadar yükseğe çıkıyor aklım almıyor" diyorsanız kesinlikle bir mimara danışmayın. zira muhtemel cevap şu şekilde olacaktır;

    -hıı, hı, hıhı, bize onu ders diye okuttular, tam bir dönem boyunca kule vinç dersi gördük biz, senin o minnacık beynin bunun çalışma prensibini anlamaya yetmez, anlayabilecek olsan zaten mimar olurdun, toz toprak içinde kablolarla falan uğraşmazdın.

    halbuki çok basit. ben sana anlatıyım hacı. (yutupda videosu var, ordan öğrendim).

    o kuleyi oluşturan demir blokları (çelik falan da olabilir) 2-3 metrelik parçalar halinde. en üstün bir altında eklemeye yarayan diğerlerine göre geniş bir blok var. vinçle kaldırılan kısım oraya sokulup yükseltiliyo, sokulup yükseltiliyo, sokulup yükseltiliyo (r yazmadık ama türkçe bilmiyom, ondan) al sana mis gibi kule vinç. ondan sonra tuğla mı çıkarcan, çimento mu çıkarcan, öğlen yemeği domates, salatalık, kola mı çıkarıcaksın orası sana kalmış.

    şimdi soruyorum, bu kadar basit bir şey için kalp kırmaya değer mi?
hesabın var mı? giriş yap