• kutuplar kutubu anlamına gelmektedir. abdalların en yücesidir. budelanın üstünde yer alır. otman babanın sıfatlarındandır.
  • üzerinde, dini yahut dünyevi bir güç yoktur.

    (bkz: otman baba)
  • sanılanın aksine peygamberler üstü bir mertebe değildir. hiç bir tasavvuf mertebesi peygamberliğin üzerinde değildir. veliliğin en üst derecesindeki zatlara ”kutub” denir. kutublar, her devirde bir veya iki, en fazla üç kişi olur. bunlara üçler denir; kutbü’l aktab, gavsü’l azam, kutbü’l ula diye isimlendirilirler. üçlerin en yüksek derecede olanı kutbü’l-aktab’tır. kutbü’l-aktab, kutubların kutbu demektir. velayet derecelerinin en yüksek makamına çıkmış bu zatlara, mürşid-i kamil, insan-ı kamil veya varis-i resül ismi verilir.

    edit: tasavvuf konusunu tam olarak algılamadan sağdan soldan duyduğu yalan yanlış bilgiler ile insanları sapıklıkla suçlayan kullarını da affına mazhar eyle ya rab!
  • kutbü'l-ferd de denir.
  • osmanlı paşası mevlevi abdülkerim paşa'ya göre mustafa kemal'dir.

    bu aralarında bir latifedir. abdülkerim paşa etrafındakilere sıfatlar verirmiş, mustafa kemal'e de vaktiyle böyle hitap edermiş.

    telgrafla yazışırken makine başında olanın kendisi olduğunu kanıtlamak için mustafa kemal, kendisinden böyle söz eder.

    kaynak: nutuk ve oradaki telgraflar.
  • nurettin veren'in cnnturk "türkiye'nin gündemi" programında açıkladığına göre fethullah gülen'in kendisi için düşündüğü ünvan.
  • indirdiği kitapta 'vay o namaz kılanların haline' şeklinde, namaz kılmanın bile cenneti garantilemediğini buyuran yüce yaratanın ben size şahdamarınızdan bile daha yakınım demesine rağmen; kullarının, kendisiyle arasına koyduğu, bırak bir başkasını kendisini bile nasıl kurtaracağı meçhul olan sikimsonik şeyhlere, gavslara, vekillere, hacılara, hocalara, verdikleri ünvan. siktiriniz gidiniz.
  • nutuk'tan:

    efendiler, ismi geçen abdülkerim paşa merhum, benim çok kadîm arkadaşım idi. çok namuslu, hamiyetli ve temiz kalpli bir vatanperverdi. selânik’te ben kolağası, o binbaşı olarak bir büroda çalışmış, senelerce hususî arkadaşlık etmiştik. merhumun etvâr ve akvâlinden tarîkat mensubîninden olduğu anlaşılıyordu. bazı tekkelere müdâvemet ettiği de görülmüştür. fakat herhangi bir şeyhe mürit olduğunu bilen yoktur. çünkü, kendisini i’tikadât ve vicdanî telâkkiyâtında, derecat-i maneviyede –hazret-i evvel, büyük hazret– kabul ediyordu ve daire-i uhuvvetinde bulunanlara hazret, kutup ve sâire gibi –kendisince muhatabında gördüğü istidâda göre– makamlar tevcîh ederdi. bana da kutbü’l-aktâb derdi. şimdi izah edeceğim muhaberemizde de bu noktalara tesâdüf edeceğiz. kerim paşa’nın, kendine mahsus, bir usûl-i beyan ve tarz-ı tahriri vardı. kerim paşa, çok samimî ve zamanında pek çok mûcib-i şöhreti olan yüksek bir belâgatle görüşür ve öyle yazardı. kendisinde, ikna hassa ve kudreti olduğu da zan ve farz edilirdi. bizim, selânik’te bulunduğumuz sıralarda, orada ordu kumandanlığı ve ordu müfettişliği ile bulunmuş olan, hadi paşa, kerim paşa’yı izah ettiğim evsâfıyla beyne’l-ihvân muhterem ve mahbûb olarak tanımıştı.
  • sözlükte ‘kutb’ kelimesi (çoğulu aktâb) “değirmenin mili, eksen demiri, eksen; gökyüzünün kuzey yarım küresinde bulunan yıldız; bir topluluğun yöneticisi” gibi anlamlara gelir. tasavvufta ise “veliler zümresinin başkanı, dünyanın ve âlemin manevi yöneticisi olan en büyük velî” manasında kullanılmış, makamına da ‘kutbiyyet’ denilmiştir.

    tasavvufta, yalnızca ‘kutup’ denildiği zaman en büyük velî anlaşılır. fakat kutbun yönetimi altındaki çeşitli velî gruplarının her birinin başkanına da kutup denilmektedir. bunun için en büyük velî olan kutbu diğerlerinden ayırmak amacıyla ona, kutupların kutbu anlamında kutbü’l-aktâb denilir.

    ister kâfirlerle, ister müslümanlarla meskûn olsun her yerleşim biriminin mutlaka bir kutbu vardır.

    kaynak: zuhr dergisi.
  • mâna âlemindeki adı abdullah olan kutbü’l-aktâbın biri solunda, diğeri sağında olmak üzere iki imam vardır. soldakinin mâna âlemindeki adı abdülmelik olup melekût âlemini, sağdakinin mâna âlemindeki adı abdürrab olup mülk âlemini yönetir. kutub vefat edince yerine derecesi daha yüksek olan halifesi abdülmelik geçer ve abdullah adını alır.

    kaynak: islam ansiklopedisi
hesabın var mı? giriş yap