*

  • beşiktaşta define büfe-kartal heykeli çizgisi üstünde bulunan,abbasağa parkına ve yıldıza çıkan,üstünde marangozların ve bi antikacının(eskici demek belki daha doğru)bulunduğu dik yokuş.
  • hemen girişindeki binada simitçi fırını vardı, sabahları taze simitle kahvaltı yapardık. maşukiye yokuşuna değil de sola saparsanız, şehit asım caddesi yani, orada otururduk. yolun devamında da tuz baba camii vardır, üzerine tuz dökülen mermer bi çıkıntı vardı duvarında, tuz alır yerdik.
  • abbasağanın uzantısında yeni yapılan güneş saati ve yeşillikler içindeki çayocağıyla temiz kasaba havası yaşatabilen yokuş*
  • sözümona antikacıların (eskici) bulunduğu civarda akşamları 16-20 yaş gençlerin hap içip esrar çekerek gelene geçene laf attıkları yokuş.
  • yol boyunca yıkılmış virane durumda ermeni kilise ve okulları bulunur. insan bu binaları ve tarihi gördükçe alen markaryan neden çarşının amigosudur daha iyi anlıyor. o da türkali mahallesinin içinden çıkma bir kişidir, belki de bu sokakta oturmuştur dedeleri kim bilir ?
  • (bkz: maşuk)
  • yokuşun tepe noktasında ağrılı bir berber vardır. ama çok kötü tıraş eder adamı. hemşeri falan dinlemeden, uğramayın sakın ha. yazın tercih edilmemesi gereken bir güzergahtır aynı zamanda. çarşıdan abbasağa parkı'na veya yenimahalle'nin eteklerinden barbaros bulvarı'na çıkmak için kullanılabilir. tek yönlü bir yokuştur, ama buna güvenip yolun ortasını kullanılmamalıdır. ama kaldırımı da çük kadardır. bazen sinir harbi yaratabilir.

    iki tane de bakkal vardır üzerinde.

    yokuşun üzerindeki harap haldeki kilise, kesinlikle görülmesi gereken mekanlardan biridir.
  • ortasinda bulunan virane hale gelmis ermeni okulunun tam karsisinda bulunan 4 katli binanin 2. katinda 2 sene oturdugum yokus. geceleri carsi icinden sarhoslarin kopruye baglanmak icin 140 la o yokusu cikmalari bir gelenektir.
  • aslında yokuşun üzerindeki harap halde olan yapı kilise değil okuldur ve mimarisi mükemmeldir. kilise okulun hemen arkasında konumlanmıştır ve küçük bir sokakla da yokuşa bağlanır. kilisenin bulunduğu sokaksa ayrı bir güzellik taşımakta. kedileri, küçük kahvesi, çarşıya bu kadar yakın olması ve abbasağa parkı sayesinde yokuşun in çık derdi dert olmaktan çıkar gözünüzde. en büyük problemi ise bölgede artan hırsızlık olaylarıdır. ne zaman sabahlayıp küçük kahveye kahvaltı yapmaya çıksam 7 ye doğru mutlaka camı kırılmış bir araba görüyorum parkın kenarında. bölgede evlere de dadanmaya başladılar. bir kaç hafta önce evde uyurken soyulmuşluğum da oldu sonunda. her şeye rağmen insanı mutlu eden, kendini vazgeçilmez kılan bir çok özelliği var bu yokuşun. boşuna dememişler beşiktaşım hayat sensin diye...

    not: kapınızı mutlaka kilitli tutun. benim gibi nasıl olsa bütün gece ayaktayım, nolcak nasıl olsa evdeyim triplerine girerseniz günün birinde uyuyakalıp soyulursunuz böyle. tecrübe ile sabit. bu arada sevgili hırsızıma da öncellikle cüzdanımı bulamadığı için (oysa ki gayet açıkta durmaktaydı) ve sonrasında da aldığı çantayı işine yaramayacak şeylerle birlikte bir çöpe atmaktansa merdivenlere bıraktığı için teşekkür ederim. hey gözünü sevdiğimin beşiktaşı be, hırsızı bile ayrı bir delikanlı oluyor...
  • beşiktaşın maçı olduğu günler bütün y kromozomlu, seçme hanzo, kıro ve hödük organizmalar, ikinci durakları kazan meyhanesine gitmek üzere bu yokuşun dibinde toplaşır..böyle günlerde kız-erkek farketmez; yol mutlaka uzatılmalı fakat asla oradan geçilmemelidir. aksi halde %90 ihtimal ya kendinizi bi kavganın içinde bulur yahut katil olabilirsiniz. geceleri de tekin olmayan bu yerde bırakın içkiyi, alenen esrar tüttürülmektedir. hırsızlık, gasp ve dükkan talanı da son derece yaygınlaşmıştır. beşiktaşın en rezil noktası haline gelmiştir. geceleri 50 metre ilerideki kartal heykelinin dibinde sürekli bekleyen ekip otosunun da böyle zamanlarda nedense yerinde yeller esmektedir.
hesabın var mı? giriş yap