*

  • biraz önce cnn turk'te seyrettiğim ve gözlerimin yerinden fırlamasına yol açmış çok talihsiz ama maalesef türkiyenin gerçeği olan hadise.

    dayak sahnelerinin gerçekten bir işkenceden farkı yoktur. yapanların nasıl cezalandırılması gerektigine tabiki yargı karar verecektir ama ilahi adalet peşlerini bırakmayacaktır.

    allah bu insanları nasıl biliyorsa öyle yapsın. izledikçe fena oluyorum. ama zaman gelicek bin kat fazla acıyı çekicekler. 0-6 yaş arasındaki yavrulara vurmak işkence yapmak ne demek görecekler.

    edit'in ötesi: anne baba olmuş yaşını başını almış herkesin izlerken ağladığını gördüğüm dehşet görüntüler. itiraf edeyim ne annemi ne anneannemi böyle görmemiştim. ne diyecek laf ne birsey var.

    malatyaya gidip vücutlarında kırılmadık kemik kalmayana kakadar ayaklarımın altına almak istedim o yaratıkları, kafalarını birbirlerine vurup, sıcak su dökmek hatta kafalarına maşrapa ile degil demir su güğümleriyle vurmak istedim, hayatlarında yemedikleri dayakları atmak istedim ama elden ne gelir, şu anda güvenli eldeler, içerdeler. maalesef...
  • hani bazı film ya da kitaplar için "insan doğasının en acımasız bilmemnelerinde dolaştırıyor" filan denir ya, bu haber dolaştırıyor, dolaştırıyor ama gördüklerinize inanamıyorsunuz. dolaştıktan sonra epey sersemlemiş halde dönüyorsunuz ya da dönemiyorsunuz. neblim, çocuk yurtlarındaki cinsel taciz adeta alışıldık bir 3. sayfa haberi olmuş, resmen yadırganmıyor. siz daha ona lanet ederken bunda kalakalıyorsunuz. hem de bunu yapanlar kadın... annelik içgüdüsü, şefkat, merhamet vs.ile söylenegelmiş kadın... bu yurtlarda (aslında her yerde) küçücük çocukları (aslında herkesi) istismar eden erkekleri sallandırmak hayali kurarken o da ne, bunu yapanlar kadın... yapacak, diyecek hiçbir şey kalmamış.
    anne değil mi bunlar, değillerse hiç mi dişilik hormonları yok... o hormonlar sadece cinselliği tanımlamaz, aynı zamanda bir yaştan sonra bebek patiği gören kadının gözlerini sulandırır. kadının sadece beyni değil, bedeni de bir çocuğu en iyi şekilde kavramak, kucaklamak için tasarlanmıştır.

    bu insanlar, insan doğası mıdır nedir onun neresinde, hangi koordinatındadır? geçtim insan doğasını, hangi canlının hangi özelliğinin harcıdır bu?
  • görüntü olarak nazi dönemi almanyasında, toplama kamplarında yahudilere yapılan işkenceyi aratmamıştır. fark burada mağdur olanların 0-6 yaş grubu "bebekler" olması, ve aslında ideolojik olarak bile hiçbir düşmanlık beslenemez konumda olmalarıdır. dayak, işkence olaylarını gerçekleştirenlerin eğitimsiz, sorunlu, fakir vs. herhangi bir nedenden anlaşılabilir olduklarını düşünmüyorum. bunların hiçbirisi bu olayın da açıklaması olamaz. kendilerinin yaşa oranlı olarak aynı standartta işkenceyi hak ettiklerine inanıyorum. mahkemenin vereceği hukuki cezanın, maalesef ülkemizde bu tarz suçlar işleyen insanlar ve mağdurları arasındaki hak, hukuk eşitliğini sağlayamayacağına eminim.
  • 25 ekim 2005 akşamı yayınlanan desifre programı sayesinde önce evimize, sonra da gözlerimize girmiş insanlık dışı varlıkların gerçekleştirdiği insanlık dramıdır. yetim, öksüz, sahipsiz ve kimsesiz çocuklar, hemen her dönem siyasi kadrolaşmanın yaşandığı işbu kurumlarda görüldüğü şekilde esirgenmektedirler. baba vasıflı devletin evlatlarına, hele de bebek denilecek yaştaki çocuklara sahip çıktığı bu yerde yapılanlar hepimizin çocuklarına yapılmıştır, yapılmaktadır. malatya çocuk esirgeme kurumundaki şiddet ve işkence açığa çıkmıştır. peki diğer iller, diğer çocuk esirgeme kurumlarının hali nicedir? aileden sorumlu bakan üzüntüsü, shcek il müdürü 24 saat orda kalmalarının mümkün olmadığını belirtmiş, her ikisi de ne için hala görevlerinin başında olduğunu ise açıklamamışlardır.
    ...
    "işte o, yetimi itip kakar, yoksulu doyurmaya teşvik etmez. yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını ciddiye almazlar. onlar gösteriş yapanlardır" ... (maun suresi 2-6)
  • kişilik yapısı ve ruh sağlığının mesleki beceri kadar ağır bastığı işlerde çalışan tüm personelin seçilirken bu açıdan da incelenmesinin gerekliliğini bir kez daha gözümüze sokan olaydır. peki böyle işlerde çalışanları seçerken gereken araştırma ne kadar yapılıyor? aynen silah ruhsatı verirken, şoför ehliyeti verirken olduğu gibi ya göstermelik yapılıyor ya da hiç yapılmıyor efendim. çocukların teslim edildiği okullardaki öğretmen ve idareciler, çocuk esirgeme kurumunun çatısı altında koruma altına alınmış çocuklara hizmet vermekle görevli tüm personel psikopat bir kişilik yapısı var mı, yaptığı işin stresine dayanıklı mı, çocuklara yöneltilebilecek çeşitli istismarlara yatkın mı vb araştırılmadan çocuklar kendilerine teslim ediliyor. sonuç da gözler önünde...
    böyle durumlarda basının da yaptığı yayınlarda kişileri suçlamaktan çok sistemdeki yanlışların üzerinde durmasında olayların tekrarını önlemek açısından çok daha yarar var.
  • kimbilir başka onlarca belki yüzlerce mekanda benzer insanlık dışı uygulamalar devam ediyordur.arada bir arena ve türevi programlar bunlardan gizli kamera çekimleri yayınlarlar, ertesi gün heryerde bu konuşulur, "vay şerefsizler hayvanlar..." diye başlayan küfürler, serzenişler 1-2 gün sonra bıçak gibi kesilir, çünkü gündeme başka konu gir-diril-miştir. olayın sıcaklığıyla açığa alınan kamu görevlileri en geç 2-3 ay sonra aynı göreve (en kötü ihtimalle başka bir ilde) dönerler, hatta açıkta kaldıkları süre için devletten tazminat da alırlar, bu böyle sürer gider.
    bugün konuşulan olay ilk defa görülen bir olay değildir, biraz zorlayın hafızanızı buna benzer birsürü olay hatırlayacaksınız. sorun sistem sorunudur, köklü çözümler dirayetli çözümcüler isteyen sorundur.
  • faillerinin insan değil yaratık olduğunu düşündüğüm (zira hayvanlara hakaret oluyor), ve her birinin can çekişerek ölmesini dilediğim olaydır. hatta öncelikli olarak en basitinden çocuklara yaptıklarının (bok yemek, kafalarının tokuşturulması, kaynar sularla toplu halde duşa sokulmak, eşek sudan gelinceye kadar dövülmek, korkmak, ölümüne korkmak, ve yine korkmak) aynılarını çekmelerini istediğim kişilerin marifetidir.

    ilk defa oluyormuş gibi hayretle değil, bir daha olmayacak şekilde sistem çözümleri üretilmesini akla getiren olaydır.
  • (bkz: şerefsiz)
  • yeni anne olmuş birisi olarak acıdan ve öfkeden gözlerim dolarak okuduğum haber konusu. hatta sanırım şimdi yazamıcam gidip tuvalette ağlıyım biraz, dönünce yeniden yazarım.
  • normalde medya haberlerini buraya yazmayı doğru bulmuyorum, ancak bu olay resmen gözlerimi sulandırdı ve videoyu izlemeye resmen cesaret edemedim. yani devletin himayesindeki 0-6 yazıyla sıfır evet sıfır ve altı yaş arasındaki çocuk demeye dilimin varmadığı bebek demek istediğim ve melek olması gereken varlıkları hunharca döven, işkence yapan insanların görüntüleri bunlar. ve bu insanların korumasız kalan herşey üzerinde hakimiyeti en kolay yolda kurmasının en rezil örneği. insanın kötü söz söylemeye kıyamadığı bu bebeklere sopalarla, sıcak sularla resmen işkence ediliyor. bu sadece resimlerde görünenler. evet videoyu izlemeye korkutacak kadar acı bir haber.

    gözümden yaş geldi. yine...
hesabın var mı? giriş yap