• "onun en sevdiği beatles şarkısını duyduğunda toru watanabe üniversite yillarindaki en iyi arkadaşının kızarkadaşı olan ilk aşkını hatırlar" temalı haruki murakami kitabi...
  • haruki murakami'nin türkçeye imkansizin sarkisi ismiyle çevrilmiş eserinin orijinal adı.
  • okudukça içinizde bir nehrin usul usul aktığı, çizdiği karakter psikolojileriyle modunuzu değiştiren, sakinlik ve durgunluk hissinin tüm bedeninizi bir örtü gibi kapladığı bir haruki murakami başyapıtı. bu romanı okurken kalbinizin müziği nedense önceden ayarlanmıştır ve çalan parça sanki air for the g string den esintiler taşımaktadır.
  • ayrica (bkz: zemberekkusunun güncesi)
  • "yaşamın bir bisküvi kutusuna benzediğini düşün, yeter... bir bisküvi kutusunun içinde, her tür bisküvi vardır, sevdiklerin de, pek sevmediklerin de, öyle değil mi? ve insan sevdiğini önce yerse geriye pek sevmedikleri kalır sadece. ben kötü günler geçirdiğimde hep böyle düşünürüm işte. şimdi bunu yaparsam, sonrası daha kolay olur, derim kendi kendime. inan bana, yaşam bir bisküvi kutusu gibidir."
  • -- en cok sabahi seviyorum, dedi naoko. sanki her sey yeniden basliyor. ama ogleden itibaren, icime huzun cokuyor. ve en cok da aksamdan nefret ediyorum. iste her gun, boyle yasayip gidiyorum.
    -- ve boyle, sen de benim gibi yaslaniyorsun. gunduzun ardindan gecenin geldigini dusunurken, dedi neseyle reiko. farkina bile varmadan.
    -- ama sanki yaslanmaktan memnun gibisin sen, dedi naoko.
    -- yaslanmanin hos bir sey olacagini dusunmesem de yeniden genc olmak niyetinde de degilim.
    -- nicin? diye sordum.
    -- cunku eglenceli degil de ondan. acik degil mi? diye yanit verdi reiko.
  • en sevdigim, en kendimi buldugum, en 'ben' olan kitap..
  • loop yapılası kitaplardan. kitap bittikten bir süre sonra tekrar başa dönülesi ve bir miktar daha okunası.

    --- spoiler ---
    karakterlerin sıradan olduğu ama her insanın içinde bir sıradanlık olmadığı, herkesin bir öyküsü olduğunu anladığınız ancak öykülerin sadece bir kısmının anlatıldığı, ara ara intihar adam çocuğa aklınızın takıldığı ve onun öyküsünden ziyade sonunu veri kabul edip romanı ara ara isyan içinde okuduğunuz, insanca hallerden müzdarip sahici roman karakterlerinin fink attığı okunası roman. huzurlu ama acı. uzakdoğu'nun kabullenme kültürünü ara ara ılık ılık içinizde eserken, kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. bazen her şey bir domino taşına bağlı* biri devrilince diğerlerini tutamıyorsunuz. yaşanana saygı duymak ve beklemek sizi sarıyor. çaresizlik ile bilgece kabullenme arasındaki ince çizgiyi size iyi hatırlatıyor. uzak doğu ile orta doğunun farkını bir daha hissediyorsunuz.
    --- spoiler ---
  • okuduğum hiçbir kitaba benzemeyen, okuduğum zamanlarda transa geçtiğim, dünyayı tamamen unuttuğum, kendimi tokyo'da bir üniversite öğrencisi olarak hissettiğim, insanı duygu ve kavram karmaşasına sürükleyen muhteşem kitap. bittiğinde bir damla yaş süzülür yanağınızdan aşağı, ama anlayamazsınız nedenini.yaşlı gözlerle uykuya dalarsınız ve rüyanızda watanabe'yi görürsünüz shinjuku sokaklarında amaçsızca dolaşırken.
hesabın var mı? giriş yap