• afrika nin en buyuk topluluklarindan biri olup sudan ve etyopya da daginik gruplar halinde yasayan, gecimlerini geleneksel olarak hayvancilikla saglayan dinka lara komsu insanlara verilen ad. evans pritchard aralarinda uzun sureler yasamis olup dogrulugu bugun sikca tartisilan verilerle kendilerini cozumlemistir. gocebe olmadiklarindan fazla heyecanli bir hayatlari oldugu soylenemez, rituel acisindan da cogunlukla inek, inek kani, inek sutu iceren inege endeksli bir hayatlari vardir.
  • güney sudan cumhuriyeti'nde yaşayan etnik topluluklardan birisi.
  • nuerler olarak bilinen kabile.

    enteresan bi şekilde timsah yememe tabuları var. kendilerine göre ikizler, kuşlar gibi birbirinden ayırtedilemediğinden kendilerini kuş saymışlar. ee timsahlar da kuşlar gibi yumurtladıklarından timsahları da ikizlerin akrabaları saymışlar ve bu yüzden ikizler timsahların akrabası olmuş kendi mantıklarına göre. bu yüzden ikizler timsah eti yemiyormuş. ee peki neden antilop, hamsi, deve değil de timsah derseniz dayak yersiniz.

    bunu da edward evan evans pritchard "nuer symbolism" kitabında anlatmış. öyleyken böyle.
  • (bkz: nursel kaymaz)
  • sudanda yaşayan bir topluluk ama asıl önemli özelliği herhangi bir kuruma sahip olmadan bir çeşit milliyetçilik modeline sahip olmaları yani nuer kardeşlerimizin herhangi bir sınırı, bir lideri, bir efendisi, bir sistemi yok ama aşırı milliyetçi bir topluluktur.

    şimdi esas önemli hususa geldik, bugün tanımlanmış herhangi bir ideolojinin, herhangi bir dönemde, herhangi bir şekilde farklı modelleri oluşabilir yani kurum olmadan milliyetçilik, devlet olmadan faşizm, toprak olmadan devlet olmaz gibi düşünceler rafta durmalıdır. misal daha önce defalarca verdiğim bir örnek hizbullah adlı örgüt -burada lübnandan israili vuran hizbullahtan bahsediyoruz, başka bir hizbullahtan değil- masaya fransa, abd ve israil ile oturduğu gün uluslararası hukuka göre sınırları olmayan bir devlet olarak tanınmış kabul edilebilirmiş, bunu defalarca tekrar ettim abdde yazılmış akademik bir makalede okumuştum, yani mısırda yahut pakistanda değil, abdde. nuerler biraz önce bahsettiğim gibi kurumsuz, lidersiz milliyetçiliğin örneği, devletsiz faşizmse günlük hayatta karşılaşılan bir şey, modern devlet modelini-yahut evropa modeli devlet diyelim- gerçekleştirememiş herhangi bir ülkede herhangi bir grup tarafından gayet başarıyla sergilenebilir, ki buna yine abd de dahil, hindistan da brezilya da. çeşitli gruplar farklı bakışlar ile farklı görüntüler ortaya çıkartabiliyor ve daha önemlisi birey ile bu gruplar arasındaki ilişkiler en önemli kısmı oluşturuyor.
  • "evans pritchard'ın afrika'da ümmî bir toplum olan nuer'ler üzerinde yaptığı kültürel antropolojik bir çalışma elli yıldan daha önce olmuş olayların nuer toplumunda târihi belirsiz mitolojik geçmişe âit olaylar olarak algılandığını göstermiştir. nuer'ler elli yıldan daha önceki bilgileri kalın bir unutkanlık perdesi arkasında tanrısal/dinsel olaylar olarak hatırlamakta ve bunların eleştirel tartışmasını yapamamaktadırlar. bu durum muhakkak ki insanlığın ilkçağlarında çok geneldi ve büyük kültürel antropolog ve dinbilimci mircea eliade'ın öncülüğünü yaptığı antropolojik çalışmarın gösterdiği gibi bu detaylı bilgi depolayamama hâli aynı zamanda tartışılamaz dogmatik bilgi paketlerinden ibâret olan dinlerin de kaynağıydı."

    celâl şengör - bilgiyle sohbet
  • sudan da yaşayan bir kabile.
    diğer kabilelerden farkı, hayvan yetiştirme esnasında kullandıkları tekniktir. anne ineği yavrusundaydı ayırırlar sütünden dolayı. sonra başka göstermelik bir doldurma buzağı göstererek üstüne anne ineğin idrarını sürerler ki inek daha fazla süt vermiş olsun.
  • sir edward evan evans-pritchard'a göre, doğurgan olmadığı anlaşılan evli kadınların oğul veya erkek kardeş olarak kabul edilmek üzere kendi ailelerine dönme geleneği olan enteresan topluluk.

    bu toplulukta, kadının, (artık erkek olarak görüldüğü) aile evine döndükten sonra, hayvan sahibi olmasına ve birden fazla kadını eş edinmesine izin verilir. eşleri, ona bir erkekmiş gibi hizmet edip saygıda kusur etmezler. hatta, başka bir topluluktan alacağı köleyi, kendi eşleriyle birlikte oldurup çocuk sahibi yaptırması da yadırganmaz bu kadınların. bu durumda, çocuklar asıl babaları olan köleye değil kadına baba derler.

    özetle, kadın ve erkek arasındaki en önemli farklardan birinin doğurganlık olduğunu düşünen topluluktur.
hesabın var mı? giriş yap