• robin williams'in kotu adami canlandirdigi ve vizyona gelecek yil girmesi muhtemel olan gerilim filmi. robin w. gibi kaliteli bir oyuncunun en sonunda maymun cocuksu rolleri birakip kotu adam rolunde karsimizda olacagi amerikan sinema filminin adi.
  • iyinin ve kötünün iç içe geçtiği dünyada ezilmiş, babası tarafından hor görülmüş kötü bir çoçukluğa sahip komplexli bir fotoğrafçının; insanların ellerindekinin değerini bilme adına sanatsal bir ders vermesi üzerine işlenen konular bütünü. ana karakter eylemlerini gerçekleştirirken insan kendi özelini kollar şeklinde militarist bir düşünceyle gerçekleştirir.
  • filmin yonetmeni daha evvel madonna ve michael jackson'in video kliplerini yonetmis mark romanek'tir. ilk bir saatteki yavas temposuna ragmen ilerleyen dakikalarda hicbir abartiya kacmadan fena halde gerer izleyeni. bir elestirmen psycho filminin duslarla ilgili yarattigi paranoyayi, bu filmin resimler icin yaratacagini soylemistir.
  • paranoya söylemlerinin haklı olduğuna insanın inanasını getiren, sonlarına doğru clint mansell'le bir requiem for a dream anımsaması yaşatarak gelişen atraksiyona birazcık uzak kalmaya neden olan robin williams'ın çizgi dışı bir robin williams olarak karşımıza çıktığı ilginç film..
  • film 14 şubat tarihinde türkiye'de gösterime girdi.

    filmde mekan olarak üç merkez belirlenmiş ve filmimiz -bir gerilim filminde olması gerektiği gibi- bu üç merkezde seyrederek* seyirciyi -görünüşte- standart amerikan hayatlarının sınırlarına hapsederek geriyor, ilk görevini tamamlıyor. bu temel mekanlar: ailenin ve sy**'ın evleri, ve süpermarket. daha sonra otel sahneleriyle bu atmosfer çözülür gibi olsa da ben filmin genelinden bahsedeceğim.

    ailemiz* banliyöde yaşamakta, oldukça modern bir hayat sürmektedir fakat bu şık ambalajının içinde sorunlu ebeveyn ilişkisi yatmaktadır. fakat mükemmellik imajları o kadar gerçekçidir ki onlar da bunu sıklıkla resmetleri (sy'ın terimiyle "zamanı bir an için durdurma") gerektiğini bilirler. zira burada sahneye sy girer.

    sy adlı fotoğrafçı yıllardır savmart adlı süpermarket'in "1 saatte baskı" bölümünde çalışmaktadır. adı üstünde olduğu gibi, bu iş süpermarket konsepti içerisinde geçici, hızlı, bağsız bir iştir. gelelim sy adlı karakter işini, üstlenmiş olduğu bir misyon olarak görmekte, kolay görünen bu mesleğe ustalık getirmekte, süpermarketin müşterileriyle eski zamanlardan kalma bir bağlılık içerisine girmektedir. sy, yorkin ailesinin her evresini izleme şansını yakalamıştır ve filmin başından itibaren onlara "rahatsız edici" bir yakınlık gösterir.

    üçüncü mekanımızla karşılaştığımızda anlıyoruz ki sy'ın yalnızlığı kronik boyuttadır ve bunu bastırma yolunda kendisine "yorkin ailesinin amcası rolünü" yüklediği bir fantezi yaratmıştır. bir aile hayatından tamamiyle tecrit edilmişliği tetiklemiştir bunu ki temelde yatan sorunları filmin sonunda göreceğiz. konudan ayrıntılar bu kadar.

    filmin konusu görüldüğü üzre çok orjinal değil, seyirciyi şaşırtacak senaryo oyunları tabi ki var ama film hatırlarda yer edecek gibi değil.
    sy'ın rüyası sekansı, "sinema tarihinin unutulmazları" içine gönderilen bir füze gibi, ne yazık ki psikopatın içinde kopan fırtınaları yansıtması görevini yerine getirse de devamının gelmemesiyle (mesela başka rüyalar ile) havada kalışı direkten dönmesine sebep oluyor.
    gelelim film ne açıdan başarılı? tabi ki sinema tarihinin en başarılı psikopat karakteri oyuncularından birini bize sunmasıyla. robin williams komediye verdiği yıllarının ardından sanki imajını nötrlemek istercesine gerilim filmi projelerini kabul ediyor. fakat adam muhteşem bir karakter oyuncusu.

    kısacası robin williams'la parlayan film daha ötesini ummamak lazım.
  • hollywood'un bes kurus butce ayirmadan cektigi her halinden belli olan, iyi bir oyuncu (robin williams) ve guzel suratlarla kotarilmaya calisilan, bu yonuyle de "tam turk usulu" dedirten film...(miydi ki?)
    evirmeden cevirmeden "aha" diye onumuze surulen cok bildik bir hikaye aslinda, sasirtmayan, germeyen, yormayan, mihlamayan...

    1.5 saat mesainin sonunda akilda kalansa su:
    "en cok korktugumuz seyler zaten basimiza gelmistir!"
  • alin taşçıyan hanımefendinin aklına uyup o göklere çıkartıyorsa vardır bir bildiği diyerek gittiğim film. sonunda hoş bir sürpriz beklerken abuk bir şekilde dumur olduğum yapıt.
  • ing. amerika'da resim basan pek cok dukkanda gorulebilecek bir ibare. 1 saatte resminizi basariz diyorlar. acik acik soylemedikleri karsiliginda hayvan gibi bir ucret talep ettikleri.
  • izledikten sonra insanın yönetmene şöyle diyesi geliyo: tempo
  • robin williams için izlenecek bir film.

    bunun dışında gerilim öğelerindeki göndermeler çok bayattı.

    bayan oyuncuda çok fotojenik ve güzeldi.*
hesabın var mı? giriş yap