• üç çocuklu ailelerde çoğunlukla en şansız olanı,küçük ve büyük kardeşlerine oranla daha az sevgi gören ya da gördüğünü düşünen çocuk,ortanca çocuktur. bu nedenle,gerek uyum ve davranış bozukluğu gösteren çocuklarda,gerekse suçlu çocuklarda “ortanca çocuk olma” önemli bir etmendir. ortanca çocuğun şanssızlığı,kendisini büyük kardeşiyle kıyaslanmaya çalışılması ve bu kıyaslama sonucu,kendini kendini yetersiz hissetmeyle,ilgi ve sevginin küçük kardeşinde odaklaşmasıdır.

    ortanca çocuk,kendisinden daha güçlü ve yetenekli bir kardeşle,kendinden sonra gelen kardeşin yarattığı ikili sorunlarla baş etmek zorundadır. böyle bir çocuk yaşıtlarıyla sürekli yarış haline girebilir. kendisinin diğerleri kadar yetenekli olmadığı inancı,ikinci çocuğun ilerideki yaşamında tepkici,başkaldırıcı ya da ezik ve karamsar bir kişilik geliştirmesine sebep olabilir.

    genelde ortanca çocuk ne büyüğün ayrıcalıklarına ne de küçüğe gösterilen özene sahiptir. büyüklerin oyununa katılamaz,çünkü kurallarını bilmez. küçük gibi davranamaz,çünkü ona iyi örnek olması gerekir. sonuçta büyüklerin ödevini,küçüklerin oyunlarını engelleyen durumuna gelir. bu durumda en çok cezalandırılan olur ve çevresine düşmanca duygular besler. okul çağı durumu kolaylaştırır. ortanca çocuk,hem okul çalışmasında büyük kardeşle birlikte olur,hem de küçükleri koruma görevi edinir.

    ona aile içinde bir yeri olduğu gösterilmeli,düzeyine göre işler verilerek diğerlerinin yanında başarılı olabileceği vurgulanmalıdır. kardeş sırası,çocuğun kardeşleri karşısındaki tavrını belirlemez. bunda daha çok ana-babanın tutumu etkilidir.

    pisikolog mine özkamalı
  • kendi basina yetebilen, ailenin en saglam çocugu
    (bkz: dogus sirasinin karakter uzerindeki etkileri)
  • büyük ve küçük için kullanılan uç tabirlerin en dengede olanlarına sahiptir. ortadadır. ve bunu lehine kullanabilmeyi öğrenmiştir doğuştan. ezmez*, ezdirmez***.
  • (bkz: ortada kalmak)
  • (bkz: orta kemancı) *
  • eğer orta halli bir memur ailenin ferdi ise, kendisinden büyük olan kardeşi ile farklı cinsiyetteyse genellikle şanslıdır. zira ablasının kıyafetlerini giydiremeyeceklerdir ortanca erkek çocuğa. ama durumun tersi, yani büyük kardeş ile cinsiyetiniz aynıysa, ortanca olarak kaderiniz çocukluğunuz boyunca hep ikinci el giyinmek olacaktır. hele bir de yaramaz, sürekli üstünü başını paralayan bir çocuksaniz kimsenin size yeni kıyafet almasını beklemeyin. tecrübeyle sabittir, eğer ev kuşu olur, uslu bir çocuk olarak imaj yaparsanız gelsin yeni pabuçlar, yeni montlar, kotlar, botlar..ama haylazın tekiyim ben diye gözüne sokarsanız ebeveynlerin "allahtan bayramlar var da yeni elbise görüyoruz" diyebilmeniz muhtemeldir.
  • aile büyüklerinin anlık çıkarlarına göre mütemadiyen değişen kaygan bir zeminde büyümeye çalışan çocuk. ne büyük ne küçük ama aynı zamanda hem büyük hem küçük olmak. ailenin en küçüğü ve dolayısıyla en mutlusu iken gelen davetsiz misafirle hayatının ilk gerçek statü kaybını yaşamak... tüm ilk'lerin zaten yaşanmış olduğu bir ortamda var olmaya çalışırken, son beşik altın kaşıkla birlikte bu çabaların her zaman kifayetsiz kalacağını üzülerek anlamak... *
    şimdiye kadar birçok araştırmaya konu olan bu sabilerin durumu, gerçekten de incelenmeye değer. çünkü hayat koordinatlarının kendilerine vermediği, ama diğer kardeşlere sunduğu o bir şeyin "en" olma halini, o meşhur "en" zarfını alınteriyle kazanmak zorunda kalırlar. e ortancadır ya, adı üstünde ortada!... ne öndesin ne arkada... ne utanç verici bir sıradanlık!
    "ortada olmak her zaman sıradan olmak değildir" şiarından hareketle kendi en'lerini yaratmaya kasarlar. en yaramaz, en uyumsuz, en ağlak, en asi, en şu, en bu olurlar dikkatlere mazhar olabilmek için... sonra bunların hiçbiri işe yaramaz, yuvadan "en" erken uçan kuş olurlar... *
    işin bilimsel tarafı için öncelikle bu kuramın sahibi üstad (bkz: alfred adler) okunmalı.

    (bkz: https://psikolojievreni.com/…iginizi-nasil-etkiler/)
  • - aaa! ama o senin abin, sen küçüksün, yapma!
    - aaaa! ama o senin kardeşin, sen büyüksün, yapma!

    gibi sozlerle mücadele ederek bazen büyüyen, bazen küçülen çocuk.
    küçüklerini korumak, büyüklerini saymak ilkesiyle yetişen çocuk. vay be! neymişim ben!
  • ilk cocuk ilk goz agrisi, son cocuk tekne kazintisi.
    ortancalar icin bir tabir bile bulmaya gerek duymamisler. eger cocuk sayisi 3 den cok ise,o evde ayni kaderi paylasan birden cok cocuk var demektir. iyi yani ortanca cocuklar muttefik olabilirler ve boylece ev halkinin sevgisine ihtiyac duyulmaz(ya da oyle zannedilir)
    ortanca cocuklar ilk ve sonlar kardesleri olmalarina ragmen olusan haksiz rekabet sebebiyle kardeslerinden bilinc altinda veya ustunde nefret edebilirler.
    bu tamamen anne babanin sucudur. hatta daha da ileri gidebilirler. ebeveynlerin ilk ve son icin hayal ettikleri gelecek planlarinin trajik cokuslerine icten ice sevinebilirler.
    nadir de olsa isin iyi taraflari da vardir. ortanca cocugun gelecegi onem sirasinda geride oldugundan hayati ile ilgili aldigi kararlara fazla mudahale edilmez.
hesabın var mı? giriş yap