• hazırlık ve sunuculuğunu cem seymen'in yaptığı cnn türk'te pazar günleri yayınlanan harika bir ekonomi programı.

    ekonomi programı dediysem aklınıza sıkıcı adamların yaptığı piyasa tartışmaları gelmesin. marketten 3 liraya süt alınca sinirleri tepesine çıkan para dedektifi cem seymen, tekirdağ’a üretici ile konuşmaya gidiyor, görüyor ki meğer sütü 70 kuruşa satıyorlarmış. bunun üzerine başlıyor ürün tüketiciye gelene kadar fiyatın neden böyle yükseldiğini araştırmaya.

    her hafta başka bir ürünün piyasa araştırması yapılıyor. ve fiyatların yüksek olmasının sebeplerini sıraladıktan sonra başlıyor çözüm önerilerini sıralamaya.

    bence gayet güzel hazırlanmış bir program, fakat o kadar bölüm yayınlanmış henüz fark ettim. umarım başarılı olur, fenomen olma potansiyeli var.
  • türk televizyonlarında alışık olmadığımız türden başarılı bir program.

    turizm, gazetecilik, edebiyat gibi farklı alanlarda eğitim almış cem seymenin hazırladığı program, gündelik ürünlerin üretim aşamasından son tüketiciye varıncaya kadar geçirdiği yolculuğu mali açıdan inceliyor. bu süreçte gerçek üreticinin ne kadar az kazandığını ve tüketicilerin ne kadar yüksek fiyatlarla ürünü aldıklarını; ve nihayet aracıların bu işin kaymağını nasıl yediklerini ince ince ve gündelik dilde anlatıyor.

    ekonomik sistemi hepimizin ihtiyaç duyduğu gündelik ürünler üzerinden sorguladığı için, ve bu sorgulamayı masa başında atıp tutarak değil, her süreçte bizzat doğrudan gözlem yoluyla yaptığı için, ve de şu anda türünün tek örneği olduğu için önemli bir program.
  • ibretlik program. pirinç ile ilgili bölümü izlerken içimin kan ağlama nedeni olmuştur. http://tv.cnnturk.com/paradedektifi
  • yayımlandığı kanal göz önüne alınınca gerçekten dile getirilen konular çok çarpıcı, bu devirde bu kanal bunların yayımlanmasına nasıl müsaade ediyor şaşıyorum.
    adam üretim ve nakliye kanallarını adım adım dolanıyor. netice; sanayici mutsuz, çiftçi mutsuz, besici mutsuz, tüketici mutsuz hammadde, tohum, damızlık hayvan ithal, girdiler yüksek.

    ben demiyorum kardeşim, bu işin içindeki kişiler bunu diyor ama gel gör ki siyasete bu düşünceler hiç yansımıyor, şizofren mi bu millet merak ediyorum.

    ihracata yönelik büyüme uygulanmaya çalışılıyor ama ihracatın girdilerinin çoğusu ithal, bu iş nasıl olacak merak ediyorum.
  • ufaktan michael moore esintileri barındıran tarzıyla, bu geceki programı ve örneklerini çoğaltırsa yakında kapının önüne koyulması muhtemel sunucusuyla gelecek vaat eden tüketici ikaz lambası! tabi genele bakıldığında bilinçlendirmeyi çalıştığı kitlenin tutumundan bihabermiş gibi bir modu var spikerin. her söylediği alınıp anlaşılıyormuş ve de uygulanıyor muşçasına da güleç ve gelecekten umutlu.yazık :)
  • tam anlamıyla kıymeti bilinmeyen adam cem seymenin anti-neoliberal görüş ağırlıklı programı. her programında bas bas bağırıyor, bu ülkede artık hiç kimse hiçbirşeyi %100 yerli üretmiyor, üretemiyor, her alanda dışa bağımlıyız diyor ama hiçbir yetkili çıkıp da biz bunu bir araştıralım demiyor, tamam biz zaten biliyorduk neoliberal politikaların getirilerini de ne bileyim herşey çok güzel sanan yetkililer belki gözleriyle görünce ayılır demiştim, olmadı. tavuk ithal etmek ney ya, saman ithal etmek ney? gdolu yemler yüzünden yediğimiz tavuk tavuk değil, yumurta yumurta değil, kırmızı etten zaten ne zamandır huylanıyorum, oturup ton balığına vuralım kendimizi diyeceğim ama ya onda da bilmediğimiz dolaplar dönüyorsa diye korkuyorum. her daim sebze yenmez ki, zaten sebzeler yetiştirilirken yığınla kontrolsüz kimyevi ilaç kullanılıyor, hormonlar basılıyor vs. vay efendim sonra neden anti-neoliberalsin, ne olaydık?

    ilgilenen olursa cem seymenin twitter hesabı https://twitter.com/cemseymen

    zöge : yok artık.
  • beşiktaş ilçesini kendi halinde memur ve öğrenci semti olarak tanıtan program. turfanda fasülyenin üreticiden 3.5 tl'ye alınıp, markette nasıl 20 tl'ye satıldığını gösterdi oralar iyiydi.
  • bu programdan anladığım şudur ki; sebze meyve fiyatları arz ve talebe göre oluşuyor. şaşırmadınız değil mi? asıl bundan sonrasına şaşırın.

    fiyatlar arz ve talebe göre belirleniyor da arz ve talebi belirleyen de komisyoncu denen kişi yani serbest piyasa değil, serbest komisyoncu belirliyor arzı da talebi de fiyatları da.

    böyle bir fiyat mekanizması var bu işte çok ilginç geldi bana.
    hep sızlanan, mızmızlanan geçinemiyoruz diyen üreticilerin bir araya gelip kooperatifleşmeye kendi mallarını kendileri dağıtmaya götleri yemiyor, devlet serbest piyasa diye olaya müdahale etmiyor, düzenleme yapmıyor.

    iş kalmış gariban komisyoncunun başına, o da aklı erdiğince kafasına göre üreticiyi yönlendiriyor; bir daha tarlana, serana şunu ek, bunu biç gibisinden.

    bu durumda da olan tüketiciye oluyor malı götüren de arada halciler, toptancılar oluyor.
  • an itibariyle cnn türk ekranlarında yayınlanan ve bende ayağa kalkıp alkışlama isteği uyandıran program.
  • çok güzel şeyler anlatıyor. tarımı hayvancılığı nasıl öldürdüklerini, küçük çiftçiyi nasıl yok ettiklerini, elimizde imkanlar topraklar olmasına rağmen modernleşme gelişme adı altında hepsinin üzerine nasıl siteler dikildiğini, ormanların meraların nasıl yok edildiğini öyle güzel anlatıyor ki.. anlatıyor da kime anlatıyor. o izinleri veren kafalar bunları anlayacak düzeyde mi ki. allahın cahillerini gelip başımıza taç edenler bunları anlayacak düzeyde mi ki...
hesabın var mı? giriş yap