• (böylece her toplum, dünyada pervaneler gibi bir mumun etrafında kanat çırpar, dönüp durur.

    herkes kendini ateşe atar.kendi mumunun etrafında döner durur.

    alevinden ağacın daha da yeşerdiği tali'li, bahtı yaver musa'nın ateşini umar durur.

    herkes o ateşin lütfunu, faziletini duymuştur da , hepsi de her kıvılcımı o ateş sanır.

    ebediyet sabahının nuru doğup da her tarafı aydınlatınca, yani kıyamet kopunca, her biri etrafında döndüğü nurun ne biçim bir mum olduğunu görecektir.

    fakat kim o zafer mumunda kanadını yakmış ise o mum o kişiye seksen tane hoş kanat verir.

    nice pervaneler, gözlerini yumarak kötü bir muma atılmışlar, kanatlarını yakarak onun dibine düşmüşler.

    kanatlarının yanmasından pişmanlığa düşer, yanıp yakılarak, çırpınır ve gözlerini bağlamış olan hava ve hevesin yüzünden ah eder durur.

    mum ise; ''ben zaten yanmışım'' der, ''seni yanmaktan, cefa ve elemlere düşmekten nasıl kurtarabilirim?''

    mum ağlaya ağlaya der ki; ''ben kendim yanmış yakılmış iken, artık başkalarını nasıl aydınlatabilirim?'')

    kaynak: mesnevi
  • ''alevler birbirlerinin üzerlerine basarcasına yükselir, sanki gökyüzünde bir yerlere ulaşmak, birşeyler kapmak istercesine uzanır da uzanır.."pervane böceği" ateşin çevresinde döner,döner,döner...alevlerle oyun oynuyor gibi döne döne bir alçalır,bir yükselir; birden bedenini yakalamaya,sarmaya çalısan ateşin içine kendini atar..tüm sessizliğiyle bir hüzün çöker ateşin aydınlığına,ve hüznün "maskesi" yoktur...

    "pervane böceklerini" bilirsiniz değilmi?..hani bir mum alevine ışığa, ateşe aşıktırlar yaratıldıklarından beri..bu öyle bir ışık ve ateş aşkıdırki gözleri başka birşey görmez onların..
    ateşin çevresinde döner dururlar..yaklaşırlar,uçarlar,ateşi koklar sıcağı çekerler içlerine ve en sonunda ateş olur yanarlar..her pervane böceğinin sonu aşık olduğu ateşin içine dalıp yanmaktır..kavrulmaktır vuslat onlar için.ulaşmaktır kor olarak, mutlak aşkın salt mutluluğuna..

    bu pervanelerin piri yüce mevlana'dir.demiştirki onlara ve bizede; ne diye aşk tarifleri yapar durursunuz?.aşkın bir tek tanımı vardir ve öyle uzunda değildir: aşk gerçektir.
    gerçek aşkı sembolize edebilen, tam anlamıyla simgeleyen bir tek hayvan vardır, o da "pervane böceği."

    http://www.nuveforum.net/…m-yasam/25243-pervaneler/
  • bir alev gördümü etrafında dönen pervane böcekleri tasavvufta, aşığın sevdiğinin etrafında yana yana dönmesi bir de allah aşkı ile özdeşleştirilir.

    fakat bilimsel araştırmalar gösteriyorki bu durum aslında bambaşka bir sebeptenmiş. gece uçan sinekler ve böcekler karanlıkta gideceği yönü bulabilmek için ay ışığıyla belli bir açı yaparak uçar ve böylece yolunu bulurmuş.

    bu uçan böcekler etrafında aydan daha parlak bir ışık hüzmesi gördüğü zaman ayı referans almayı bırakıp aydan daha parlak görünen ışık kaynağıyla belli bir açı yaparak uçmaya başlarlar. bu ışık kaynağıda yakında olduğu için yaptıkları açı sebebiyle ateşin etrafında dönmeye başlarlar. giderek daralan açı, sonunda ateşe düşmelerine sebep olur.

    tasavvuftaki yorumu ile bilimsel yorumu farklı diye bu durumdan bir ders çıkaramayacak değiliz.

    insanda tıpkı pervane böcekleri gibi bazı hakikatlere dayanarak hayatına yön verir. ne zaman ki dosdoğru yolunda yürürken sağda solda göz kamaştıran parlak, ilginç, süslü bir şey görürde dikkati dağılırsa kendine hakim olamayıp ışıldayan şeylerin cazibesine kapılıp yoldan çıkabilir. pervane gibi etrafında döndüğü ateşin içine düşer perişan olur.
  • pervanenin sonu ateş yüzünden olur. ama ruhu yine de seslenir; 'keşke yüzbinlerce kanadım olsaydı da tekrar tekrar bu ateşte yansaydım.'
hesabın var mı? giriş yap