polisiye klişeleri
-
-
"her çatıya bir adam istiyorum"
-
ekipteki bi kadın eleman ile bi erkek eleman illa ki didişir ve cilveleşir. önlerinde kanıtlar cesetler kan man bişiler varken pirinç ayıklar gibi rahat bir ruh hali ile birbirlerine laf sokup kızdırmaya çalışırlar. sözde aralarında bir şey yoktur. inkar ederler. iş olsun diye başkaları ile takılırlar. onlardan başka herkes, ekiptekiler ve biz izleyenler onları birbirine yakıştırır. elele kolkola görmek isteriz. hatta bazı izleyiciler başka pozisyonlarda da görmek istiyor olabilirler bilemiyorum. arada sırada özel hayatları ile ilgili yoğun paylaşımlar yaşarlar, duygusallaşırlar. ha öptü öpecek, bu bölümde götürecek duygusunu zaman zaman yaşatıp gerilimi taze tutarlar. ama asla doyuma ulaştırmazlar seyirciyi. böyle gösterip gösterip vermezler. bunların istisnası david addison ile maddie hayestir. onlar (ve uzun zaman kıvranıp bekledikten sonra tabii ki biz ) vuslata ermiştir.
-
seni tutukluyorum
konuşmama hakkına sahipsin
avukat tutma hakkına sahipsin
eğer beş parasız san senin yerine biz avukat tutarız
hede hödo falan filan -
(bkz: üniforma giymeyi aşağılanma olarak gören polis)
(bkz: olan biteni aciklamakla yukumlu polis)
(bkz: kahve yapmakla yukumlu polis)
(bkz: amerikan filmlerindeki istiyorum adamları) -
hemen hemen hepsinde özellikli bir şapka ya da başlık takan bir polis/dedektif vardır.
-
klasik bir polisiyede, dedektif, ilkin vak'aya karşı ilgisiz olacaktır; davaya herhangi bir katkısı onun için yersiz olacaktır.
-
-
15 kişiyi öldürmekle suçlanan adam çatıdayken;
+beni şu lanet olası yerde rahat bırakın!
-yooo yooo. kendini öldürmeye hakkın yok. sen iyi bir adamsın jack.
+lanet olsun! -
-saat 3 yönündeki adamı görüyor musun!
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap