• 2003 yili, danimarka yapimi bir ìlk film. camera dor odullu. izledikten sonra bir parcaniz olan filmlerden. lutfen dikkat...
  • 2004 istanbul film festivali'nde altın lale için yarışacak filmlerdendir. çok nadide bir eserdir...
  • bir sinefil icin, yasadigimiz yuzyilin en nefes kesici kesiflerinden biri. altinlardan* yana sansi bol, yolu acik olsun...
  • birfilm in alcakgonullu bir jesti...
    (bkz: yakinda sinemalarda)
  • ormaniçi suların düzenlenmesi çalışmalarına verilen ad. ayrıca stream managment olarak da geçer.
  • 2004 istanbul film festivalinde "yeniden sev beni" adıyla gösterilmiş danimarka yapımı güzel film. yönetmen christoffer boe.
    barber'in adagiosu (bkz: barbers adagio for strings) eşliğinde, gerçek ve kurmacanın içiçe geçtiği, kafa karıştırıcı, etkileyici bir aşk öyküsü.
  • isimlerin aimée ve alex olmasinın rastlantı olmadığını ve aimée ve simone'u ayni oyuncunun canlandırmış olmasınının oyuncu darlığından kaynaklanmadığını düşündüren pandora'nın kutusundan çıkmış film. aimée alex'e "ben senin hayalinsem sen de benim hayalimsin" der, düşlerde kurulan aşk düş kırar, her seçiş bir kaybedişse, seçemeyiş hiç olmamayı kabullenmek midir? alex, gördüğü düşü arkadaşına anlatırken "düşümde simone'dan başka birisine, ondan daha güzel olmayan birisine aşık oluyormuşum, öyle kırılganmış ki onu incitmemem gerektiğini düşünüyormuşum, simone'a karşı duymadığım bir sorumlulukla, özellikle de bu nedenle." der. biz tutmazsak düşecek olanı mı severiz, bizi düşmeyelim diye tutanı mı seçeriz. kalpsizler izlemesin.
  • orpheus ölen karısı eurydicei, ölüler diyarı hadesten kurtarmaya gider. türlü zorluk çeker, başka pek az kişinin yapabildiğii başarir ve hades'i karisini geri vermeye ikna eder. ancak bir şarti vardir hades'in, orpheus'un eşi yeryüzüne çikan merdivenler boyunca orpheus'u izleyecektir. orpheus yer yüzüne çikincaya kadar tek bir an bile karisinin kendisini takip etmediğini kontrol etmek için arkasina dönmemelidir, en ufak bir tereddüt, en ufak bir bakışta testi geçemeyecektir. orpheus yeryüzüne uzanan uzun merdivenlerin son basamagina geldiğinde dayanamaz ve geriye döner, o anda eurydicei sonsuza kadar kaybeder.
  • film "hikâyemiz böyle başlıyor ama başlangıcı bu değil' diyerek başlıyor. daha ilk sahneden hazırlıyor izleyenleri içiçe geçmiş, ilginç bir film beklediğine. mekanlar, zamanlar tekrar tekrar geliyor farklı bakış açısıyla.
    film kopenhag'da 24 saat içinde yolları kesişen dört karakterin öyküsünü anlatıyor..izlerken 2 saat nasıl geçti anlamıyorsunuz..film bitiyor, etkisi sürüyor..
  • bu adaggio nun bana her caldiginda platoon u hatirlatmasi konsantrasyonumu bozsada soluksuz izledigim bir belirsiz,bir puslu,bir flu ask hikayesi.
    "bu filmde ve benzerlerinde ustune hikaye kurgulanan kavram bir tarz mi ? yoksa bu sekilde film ceken tum yonetmenleri david lynch etkilesimi altinda mi degerlendirmeliyiz ?" sorusu bir yanda zihin kemirsin,yalnizca maria bonnevie nin zerafeti ve cannes da aldigi odulu hakettigini bas bas bagiran bir kamera kullanimina sahit olmak icin bile gidilebilir,gorulebilir,sevilebilir.
hesabın var mı? giriş yap