• bir tek bana mı böyle geliyor bilmiyorum. yolda, okulda, işte, kafede insanların konuşmaları hareketleri, "merhaba iq < 90 diyor".
    et yememekten mi, kitap okumamaktan mı, türk kültürü çok güzel mükemmel misafirperverlik, yardımseverlik şöyle böyle diye büyütülüp, kendi kültürünü tanımamaktan mı, yoksa son 10 yıldır yayınlanan sikko tv dizilerinden mi (bence evet) oluyor bilmiyorum ama yeni nesilde durumun daha vahim bir hal aldığını görüyorum.
    otobüse bineceğim arkamdaki yüksek ihtimalle özel üniversite öğrencisi sarışın, şık giyimli kız popomu elliyor farkında olmadan (otobüse binerken telefonunun ekranından gözlerini bile ayıramadığı için). ne oluyor lan diye dönüp bakıyorum. kız ne var ya diye bana çıkışıyor. ulan ne bileyim ben popomu elleyen kim. bir sürü sapık dolaşıyor. "pardon" dersin geçersin yanlışlıkla ellediysen.
    geçen gün kafede oturuyordum. kafenin küçük bir balkonu var, önceki gün saçma sapan bir yağmur sonra kar sonra yine yağmur sonra yine kar yağdığı için su dolmuş. gerizekalı bir adet çiftimiz kafeye teşrif etti. kız trip atıyor belli çocuğun yüzüne bakmıyor. çocuğun eli kanamış, muhtemelen kavga esnasında ne kadar sert, ne kadar kaslı, korkusuz, müthiş ve beyinsiz olduğunu göstermek için aynaya falan yumruk atmış. ortalıkta kavga etmemek için sanıyorum balkona çıktılar. kız oturdu, çocuk uzaklara bakıyor balkondan. baktım kızın şalının ucu suya değiyor, ıslanıyor, gidip uyardım. kız ters ters bakıp, evet farkındayım suya değdiğinin dedi. çocuk koştu kızın şalını kaldırdı. dikkat çekmek için şalımın ucunu suya sokmak aklımın ucundan geçmezdi. sonra ne yaptılar bilmiyorum.
    eve dönmek için otobüse bindim. otobüste arkamda iki kız konuşuyordu, konu şu, ben sinirlenince; sevgilime niye sinirlendiğimi söylemem. hiç konuşmam, beni neşelendirmeye çalışır, komik şeyler söyler gülmem. ama asla söylemem niye sinirlendiğimi. şimdi buradaki mantık nedir bilemiyorum tabii.
    demek istediğim şu ki etrafımda gördüğüm insanların %80'i normal iq seviyesinin altında. her sosyal statü için durum böyle maalesef. bunu sonuçları da malum...

    edit: imla, tersherif'e teşekkürler, cahillikten dem vurup cahillik yapmışım.
  • bir kısmına katıldığım önermelerdir.
    okullardaki müfredat değişikliği, popüler kültürün hayatın her anında baskın hale gelmesi gibi faktörler, zeka seviyesinde olmasa bile, davranışlarımızda ciddi farklılıklar yarattı olumsuz anlamda tabi.

    adına ne dersimiz bilmiyorum ama ben hayatımızın yozlaşması/yozlaştırılması diyorum.

    kötü.
  • katıldığım önerme.

    ülkede elini nereye atsan aptala çarpıyor. eğitimsiziz, terbiyesiziz, kültür yerine hamakatla yoğrulmuş bünyelerimiz. aileler sidik yarıştırır gibi çocuk yarıştırıyor, çocuklar bir şey öğreneceklerine saçma sapan eğitim sistemlerinde beyin akıtıp gerizekâlı oluyorlar ister istemez. kimse "bilmiyorum" demeyi bilmiyor. herkes haklı, herkes âlim. kimse mütevazı değil. başka fikre saygı yok çünkü herkes en doğrusunu kendi bildiği sanıyor...

    düzeltme: herkes bir şeyler anlatmış ben de geri durmayayım. yemek yediğim yerde küsüratlı bir para ödeyeceğim ama bozuk param yok. kasada işletmeci ile kurye duruyor. adama parayı uzatırken "kusura bakma bozuk param yok" dedim başını salladı aldı parayı, kurye atladı "yok mu birader 2-3 liran" diye. birincisi, beni duymamış olma ihtimalini geçerek söylüyorum ki kusuruma (ki ne kusuru yoksa yoktur) bakma bozuğum yok dedim, gayet açık, yalın, türkçe bir cümle. beyinsiz misin, primat mısın anlamıyorsun şu cümleyi.
    ikincisi sana ne, kasanın sahibi değilsin, işletmeci değilsin, para doğrudan cebine girmiyor, paranın üstü senden çıkmıyor ve ben senin nereden biraderin oluyorum haydi söyle bakalım?
  • çok uzun zamandır neredeyse hergün defalarca tecrübe ettiğim tespittir. hala yazar olamayınca başlığı açmak başkasına düşmüş.

    hep böyleydi de bizim farkındalığımız boyut değiştirdi ve algıda seçicilik mi yapıyoruz yoksa hakikaten oransal bir artış mı söz konusu bilemiyorum tabi.

    galiba oran sabit kalsa da sayı arttığı için her türlü daha fazla maruz kalıyoruz.

    bir de liyakatın tamamen yok olmasıyla bu tip durumlar daha kilit noktada bulunan her insanda gözlemlenebilir hale geldi.
  • 1-mantık temelli eğitimden uzaklaşmanın sonucudur. mantıksal ilişki kurma, bilim ve felsefenin zerresi okunmayan veya birbirleryle çatıştığı bir müfredat var.
    2-siyasi düşüncen ne olursa olsun şunu kabul edelim, siyasi partilerin şu anki durumu insanları etkiliyor. baştakilerin kalitesi düştükçe, tartışmaların çapı düştükçe halk da bundan etkileniyor. halkın bir rol modeli yok kısacası.
    3-zaman geçiyor ve toplum değişiyor. yüz yıl önce aynı değildi ve yüz yıl sonra da aynı olmayacak. ne kadar ağlarsn ağla, toplum bir canlı gibidir; değişir, ortama uyum sağlar ve gelişir. ve bizim toplumumuz, bocalama döneminde. değişiyoruz ama nereye gidiyoruz bilmiyoruz, gelişiyoruz ama dengesiz yapıyoruz (sadece kol kası geliştiren vücutçu gibiyiz) evriliyoruz ve mehter takımı gibi ilerliyoruz, iki ileri bir geri.

    açıkcası '80 ve '90 başındaki arabesk rüzgarı gibi düşünün. karamsar olmaya gerek yok.
    biz de öğreneceğiz, biz de her yürümeyi öğrenen bebk gibi düşeceğiz. yanıcaz karanlıkları aydınlatmak için ve bizim için de güneş doğacak merak etmeyin.
    edit: benbuyuyunceoscaralcam sağolsun imla hatalarımı düzelttim :)
  • katıldığım önermedir.

    şu evlilik programlarının rating oranları bile buna basit bir örnektir.
  • yığınlar salaktır.

    ben demiyorum genel olarak filozoflar diyor.
  • 13 yıl önce patlak vermiş ve çığ gibi büyümekte olan durum. sıkıntı büyük, akıllanmıyorlarda.
  • turkiye'de degil genel olarak dunya'da gorulen bir durumdur.

    bir toplumun ne kadar ileride oldugunu gormek istiyorsaniz, toplumu olusturan kamplarin kanaat onderlerine bakabilirsiniz. turkiye'yi ele alirsak bugun o cok bok atilan eski turkiye'de solcularin sabahattin ali'si, milliyetcilerin huseyin nihal atsiz'i ve islamcilarin necip fazil kisakurek'i vardi. bu uc isim arasinda bence en sonuk kalan isim necip fazil kisakurek'i - ki ben sahsen hic sevmem - bir kenara alin ve bugun karsisina milyonlarin karsisina ustad diye cikarilan karl marx'in cinni oldugunu iddia eden, keske yunan galip olsaydi diyebilen kadir misiroglu'nu koyun. toplum olarak entellektuel olarak gerileyisimizi rahatca anlayabilirsiniz.

    benzer karsilastirmayi sanat alaninda baska ulkeler icin de yapabilirsiniz. atiyorum resim konusunda diyelim ki empresyonist denilebilecek ressamlari ele alin bundan 19.yuzyilin en buyuk ressami gayet politik mesajlar verebilen saglam bir adam olan joseph mallord william turner iken bugun onun unvanini * kullanan thomas kinkade gibi zerre sosyal mesaj vermeyen kekolar vardir.

    ya da gidin bundan 1 ya da 2 yuzyil onceki filozoflari bir kenara koyun bir de bugunun filozoflarini.

    ozetle sadece turkiye degil dunya boka gidiyor, insanlar salaklasiyor. sebebi de cok acik: asiri nufus artisi. bugun bence dunyada gordugumuz butun kotuluklerin temelinde yatan sorun budur.

    insanlar olarak adeta dunyanin uzerinde bir virus gibiyiz, surekli cogalip duruyoruz. bunu yaparken de kaynaklari tuketmek durumundayiz. maslow'un ihtiyaclar piramitini dusunun bugun dunyada temel ihtiyaclarini zar zor karsilayan insanlar, sanat/felsefe/bilim gibi seylerle nasil ugrassin ?

    bu nufus artisi boyle devam ederse gelecek yuzyilda bunca insana yetecek protein kaynagi bulunamayacak ve muhtemelen herkesin vegan olmasi da bir cozum degil. tum dunya devletleri de kaynaklarini bu manyakca nufusun temel ihtiyaclarini (saglik, enerji, beslenme vs.) karsilamak icin harcadigindan toplumu ileri goturecek olan okumus elit kismin nufusa orani dusuyor. bu dustukce o elit nufus cahil kalabaligin icerisinde uzayli muamelesi gordugunden, toplum icerisindeki "yapay" seleksiyon tersine isleyerek toplumun gecici huzuru icin toplum icerisindeki mallari sistemden silmek yerine, kolay olani yapip entellektuel olani siliyor.

    o sebeple cevrenizde doktora yapmis ya da sanatla ugrasan insanlar yalnizlasmis, ortalama yasamlar yasadigini gorurken kimse kusura bakmasin ama insanlik adina pek de bi halt uretmeyen plaza bebelerinden tutun "serbest meslek" erbablarina herkes gul gibi yasiyor.

    dolayisiyla bugunun turkiye'sinin salakligina soverken dunyaya da sovmeyi unutmayin. bu ulkenin sosyal yapisi dunyadan ve o dunyayi goturen ekonomik ve politik sistemden bagimsiz degil.
hesabın var mı? giriş yap