• tam adı "türkiye akademisinin arka sokaklarından tez manzaraları" olan bir a. murat eren dosyası.

    http://subjektif.org/…-akademisinin-arka-sokaklari/

    kesinlikle okunmalı, okutulmalı, türkiye'de "tez" yazmanın aslında ne kadar kolay bir şey olduğu görülmelidir. yazıda bir çok tez karşılaştırılmalı olarak sunulmuş, zaten bilinegelen ama pek somut örnekleri konulmayan akademik kokuşmuşluğun canlı-kanlı örnekleri verilmiş. dosyada odtü fizik bölümü eski başkanı sinan bilikmen'in bile öğrencilerinin tezleri arasındaki kabul edilemeyecek seviyedeki çakışmalar gösterilmiş.

    bunlar haricinde, yazının diğer kısımlarında da, "yazılan" tezlere yök veritabanı ve üniversite kütüphaneleri üzerinden ulaşmanın zorluklarından ve intihal suçları sabit olup, makaleleri geri çekilen insanların hala bir şey olmamış gibi görevlerinde devam etmelerinden bahsedilmiş. hazırlanan dosya gerçekten çok büyük, kesinlikle üzerine zaman harcanıp dikkatlice okunmayı hakediyor.

    yeri gelmişken hatırlamakta fayda var:

    (bkz: fizikte bilimsel aşırma skandalı)
    (bkz: waset)
    (bkz: ihsan yılmaz)
    (bkz: mustafa saltı)
    (bkz: mustafa helvacı)
    (bkz: 5 yılda 270 makale yazan akademisyen)
    (bkz: bengü sezen)

    ek: entriyi hızlıca girerken yazının ana mesajını atlamışım. üzerine basıldığı gibi, asıl mesaj bu kokuşmuşluğun, bir gelenek haline geldiği, öğrencilerin hocalarından gördükleri şeyleri pratiğe döktüğü... bu unutulmamalı. yazının geneline bu çerçeveden bakıldığında, sorunlu tezlerin bu derece yaygın olması ve bu tezlere ulaşımın da bu derece zorlaştırılması birbirini tamamlayan parçalar haline geliyor.
  • ülkemin ilimde bilimde sevgili bademcik bıyıklılarla, paragöz bilimci çakması tiplemeleri * ile ne kadar ileriye gittiğinin diğer bir belgesi, millet olarak ne kadar hazırcı, boş beleş artist tipler olduğumuzu az da olsa yansıtmaktadır. benim gibi sırf bitirme tezi için binlerce sayfa kitap, not, tez devirip gram araklama yapmadan öğrenerek, eğlenerek, severek bir şeyler üretmeye çalışanların da tüm veballeri bu -bilimden soğutan- götleklerin omuzlarındadır.
  • acayip bir dosya. hoca ve öğrenci isimleri sansürlenmeden açık açık kullanılmış. gece tamamını okuyacağım
  • dosya içindeki en çarpıcı iddianın "akademide bozulmanın bir gelenek olduğu iddiası" olduğunu düşünüyorum.

    örneğin yazıdaki örneklerden bekir karlık öğrencilerinin etik açıdan son derece problemli tezlerine imza atarken, bakıldığında kendisinin tezinin de akademik açıdan son derece sıkıntılı olduğu ortaya çıkıyor. benzer şekilde ali okatan'ın kendi yaptığı yayınlara göz atınca öğrencilerini akıl almaz tezler ile nasıl mezun edebildiğini anlamak kolaylaşıyor.

    iyi akademisyen iyi öğrenci yetiştiriyor. ve bu önermenin tersi de doğru.

    bu örüntüyü öğrenirsek intihali doğru şekilde cezalandırmanın neden gerekli olduğunu da anlarız belki.
  • odtü yazıda adının geçmesinden rahatsız olmuş:

    (bkz: https://www.facebook.com/…n/posts/10151147120458863)
  • (bkz: turgut öziş)
  • artık ingilizce sürümü de mevcuttur:

    http://subjektif.org/…dscapes-from-turkish-academy/
  • sadece çalıp çırptıklarıyla kalsa bir derece. ama bu adamlar aynı zamanda feci halde muhteris utanmazın da önde gidenleri

    (bkz: türkiye akademisindeki atıf çeteleri)
hesabın var mı? giriş yap