• nokia telefonlarda, zil sesleri, ses seviyeleri, titreşim gibi özelliklerin içinde bulunduğu menunun adı..
  • kontrol merkezi altından ulaşılan, ayarlar olarak geçen tırnak*.
  • insanların hayatlarının yönünü belirler. yalnızca sınavlarda değil, yaşamınız boyunca pek çok çeşitli konuda karşınıza çıkar ve kimi zaman mesleğinizi kimi zaman eşinizi belirler. arkadaşlarınızı, giyim kuşamınızı, hayatınızda yer etmesini istediğiniz herşeyi... kısacası hayatınız tercihlerinizdir aslında...
  • "hayat tercih ve bedel meselesidir" tamam ama itirazım var. tercihim bedelim olmasın ya. ya da bana bunu çaktırmadan yapsın, aleni istemiyorum, kaldıramıyorum.

    ağırlığında aklım eziliyor, bu mu lan diyorum, düşünülmeden edilmiş sözlerin karşılığı. hayır planlı konuşmalara zaten karşıyım, bunu esas alıp konuşunca yine döngü başlıcak.
  • bazen black mirror bandersnatch desteği alabilsem keşke dedirten durumlar
  • = yanlışlar
  • ekşi sözlükteki ilgili menüde değişiklik yapınca kaydetmiyor. deniyorsunuz değişmemiş. tekrar değiştirip çıkıyorum yine aynı.
  • bir yerde dinlemiştim. konuşmacı, “olasılıklar, hayalet gibi havada asılı dururlar. keşke onları görebilseydik, her şeyi daha iyi anlayabilirdik” minvalinde bir şeyler diyordu.
    düşünüyorum da kuantum seviyede parçacıklar için uyguladığımız schrödinger denklemini kendi hayatımıza uygulayabildiğimizi.
    önümüze serilmiş tüm olasılıkları ve o olasılıkların olası oranlarını, yüzdelerini de görebilmek mümkün olacaktı.
    bir insanın bir olay özelinde gerçekleştireceği tercihlerin, matematiksel bir denkleme uyduğunu fark etmesi onda nasıl bir farkındalık yaratırdı acaba?
    denklemdeki en düşük olasılıkla tercih edilecek olanı tercih ettiğinde acaba gerçekten denkleme uygun hareket etmiş mi olacaktı yoksa beklenmeyen bir tercih mi sayılacaktı bu?

    ya da tüm bu matematiksel uyuma odaklanmayıp salt kendisini mutlu edecek ve istediği sonuca ulaştıracak olan o en yüksek tercih olasılığını mı seçmeliydi?

    benford yasasını düşünün. dünyadaki doğum, ölüm, taşınma oranlarının hepsi bu yasaya tamı tamına uyar. alınacak pek çok karar belirli olasılıklar ve seçenekler dahilinde mümkündür. ve bu mümkünatlar içinde tercihlerin seçilme oranları bile bellidir.

    bu yine de senin tercih yaptığın gerçeğini değiştirmez değil mi?
    sadece bir örneklemin bir üyesi olduğun gerçeğini vurur yüzüne. tipik bir üyesindir. en uç noktada dahi gauss eğrisinin sol ve sağ uç değerlerini ifade ediyorsundur. normal dağılımın sapmaları lakin yine de örneklemin bir üyesi.
    bu bir açıdan koca bir örneklemin içinde olmanın verdiği aitlik hissinin aslında güzel de olduğunu gösterir mi?

    hepimiz ister miydik bu tercih listesini görmeyi ve seçilecek olasılığın hangi yüzdeliğe sahip olduğunu bilmeyi?
    ve bu denklemin dışında hareket edemeyeceğimizi kabullenmeyi?
    denklemden saptığımızı düşünürken bile denklemin dahilinde bir tercih yaptığımızı bilmenin bizi rahatsız etmeyeceğini?

    belki de tercihimizi optimize etmek, alınacak verimi maksimize etmek için bu denklemi kendi leyhimize kullanmak ve denklemin kendisini eniyileştirmesi için birer denek olmaya gönüllü olmak en pragmatik olan yoldur.

    bana göre tercihlerin sonuçlarını önceden görebilmenin net faydasını kullanmak herhalde en net çıktısıdır bu düşünce deneyinin.

    peki deneyimlenmemiş (seçilmemiş, tercih edilmemiş) hatalar kişiyi gerçekten geliştirebilir mi?
    insan yine de bile bile yanlış tercihler yapmak ister mi?
    konu aşk ve sevgi ise pek tabi mümkün. değil mi?
hesabın var mı? giriş yap