• tam adi soyle
    "the holocaust industry: reflections on the exploitation of jewish suffering"

    norman finkelsteinin kitabi. adindan da anlasilacagi gibi ozellikle amerikada kurulmus olan yahudi orgutlerinin -kisisel olarak en nefret ettigi anti defamation league- yahudilerin ugradigi zulumu istismar ederek once almanlari sonra da isvicrelileri nasil koseye sikistirip kazikladiklarini anlatiyor.

    bu kitabin dokumante edilmis arastirma bolumu, lakin daha genis bir pencerede de, yahudi soykirimindan baslayan dolambacli bir yol sayesinde nasil israil devletinin politikalarinin tartisilmasinin zorlastirildigini da anlatiyor. en basitinden amerikada israil elestirinin anti semitizm kalkaninin ardina siginilarak daha dogmadan oldurulmesi ornegi var.

    yahudi lobisi-almanya-isvicre ile ilgili bolumunun ayrintilarini okumaniza gerek yok, ozellikle ilgili degilseniz tabii ama holocaust endustrisinin zararlarinin ozetlendigi ve bu konudaki elestirel dusuncenin nasil kurutuldugunun aciklandigi ilk bolum guzel. bir de tabii endustri derken, bunun sig elestirmenleri gibi hemen "iste kabalci bir komplo teorisyeni daha" tuzagina dusmemek lazim, adam zaten bunlarin merkezi olduklarini iddia etmiyor, "sistemden" yakiniyor.
  • amerikan sermayesinin - giderek artan olculerde - cok ciddi bir bolumunu elinde tutan yahudi toplumunun, orgutlerinin ve sirketlerinin bilerek ya da bilmeyerek bu tarz ekonomik somuruyu devam ettirdikleri surece, tarihini kestiremedigim bir donemde ikinci bir soykirima maruz kalma olasiliklarini bende ciddi bir sekilde dusunduren yapit. shoah business olarak da adlandirilmaktadir bir takim anti-semitist hatta soykirim revizyonistleri (inkarcinin euphemistik adlandirmasi) tarafindan. bahsettigimiz is kolu auschwitz'de kamplari ziyaret eden turistlerin bufelerden aldigi tost, yarim ekmek arasi doner veya kola'dan gelen kardan olusmamakta, kismen ve/veya tamamen nazi argumanlarinin paralelinde bir acgozluluk ekseninde vuku bulan ekonomik dengeleri pek yakinda altust etmesinden korktugum olcude gelisen, savas tazminatlari, kisisel manevi hasari karsilama bedelleri gibi bilimum reparation, compensation, indemnification ihtiva eden, gercek soykirim kurbanlarindan cok, judaizmi sikine takmayan onbinlerce liberal amerikan yahudisinin, orgutunun yararlandigi iskoludur, tatli paradir.

    ozellikle isvicre, almanya'dan kan emici bir sekilde sokulen paralarin oldugu bolum iyice incelenmeli ve idrak edilmelidir kanimca ki, bir daha tarihte benzer bir yahudi soykirimi yasamamak icin gerekli dersleri cikaralim. buyuk resmi gormekte cok basarili bir eserdir.
  • turkcesi "soykırım endüstrisi" olan ve "yahudi acilarinin istismari" altbasligini tasiyan, norman g. finkelstein (http://www.normanfinkelstein.com/) tarafindan yazilmis kitabin ismi.

    kitabi ilginci kilan nokta, doktor ünvanini "siyonizm" teziyle almis olan yazarin ailesinin auschwitz ve maidanek temerküz kampinda bulunmus olmasi.

    evet yazarin iddiasi nedir ?
    soykırım etrafında oluşturulan bir sanayi ve bu sanayinden beslenen ve servetlerine servet katan asalaklar.

    baska hangi odaklar ve hangi asalaklar soykırımdan ya da soykırım iddialarından beslenmekte ?

    kitaplari satis rekoru kiranlar, ard arda odul alanlar...

    gercek insani ozgur kilar. gercege ulasmak ve ozgur olabilmek icin calismak gerekir.
    yoksa bir yerlere gobek bagiyla baglanmak mecburidir.

    (bkz: soykirim somurusu)
  • norman finkelstein’in holokost üzerinden yapılan mağdur edebiyatı ile sağlanan rantı ifşa ettiği kitabı. finkelstein holokostun endüstriye çevrilme ve rant aracı haline gelme noktasını 67 savaşı olarak görüyor. bu tarihten evvel holokost, yahudiler arasında bile gündem olmaktan uzak bir durumda bulunuyor. bu rant aracının siyasi ve maddi olmak üzere iki ayağı bulunuyor.

    siyasi olarak şöyle örnek veriyor; savaşta çingeneler ve başka gruplardan milyonlarca insan katledilmesine rağmen bunlar hiç anılmıyor. çünkü antisemitizm tehlikesinin her an onları tehdit ettiğini öne sürüyorlar ve tabi ki yahudiler özel olduğu için o holokost sadece onlara ait olması gerekiyor. bu durum ise dünya kamuoyunda israil’in filistine veya başka bir şeye karşı olan saldırganlık politikasının meşruiyyetini sağlamaya yarıyor.

    işin maddi boyutunda ise holokost gazisi kavramının nasıl sömürü aracı olarak kullanılıp sahte gaziler türetildiği ve isviçre’nin, nazilerin mağdur yahudilerden çaldıkları altınların kendi bankalarında işletilmesini sağlayarak zulme ortak olmasıyla alınan tazminatlardan oluşan bir sömürü var. tam da bu sahte gaziler türetilmes kısmında finkelstein ise “madem bu kadar insan kurtulduysa holokost nasıl oldu?” sorusunu akıllara getiriyor. ve tabii ki isviçre bankalarından tazminat alınıyor, abd’nin de bu konuda holokost endüstrisine büyük desteği oluyor.

    abd özelinde yaptığı açıklamalarda ise finkelstein, abd gençleri’nin abd iç savaşından çok yahudi holokostu’nu bildiklerini ifade ediyor. abd’nin ikiyüzlülüğü konusunda ise abd’de kızılderililer’in katliamına ilişkin hiçbir şey yokken holokosta dair müze bulunuyor. şayet almanya’nın holokostu anmadan kızılderili katliamı na dair müze açsa ikiyüzlülük ile suçlanacağını söylüyor. ayrıca abd ikinci dünya savaşı’nda yahudilere karşı isviçre ile aynı politikayı uygulamasına rağmen ve abd büyüklük ve kaynaklar açısından isviçre’den daha iyi olduğu halde abd’ye pozitif ayrımcılık yapılmaktadır ve abd yüzsüzce isviçre’nin tazminat ödemesini haklı görmektedir. peki afro-amerikalılar geçmişten ötürü abd’den tazminat istese sonuç ne olur? ve sonuç bölümünde ise abd’nin holokostu fazla önemsemesinin kendi günahlarını ona unutturduğunu, hitlerin politikası ile abd’nin politikaları arasındaki benzerliği gözler önüne seriyor.
hesabın var mı? giriş yap