*

  • nedendir bilinmez*, bir cok kurumun (tdk), bir cok teorisyenin (gune$ dil teorisi) yillardan beri sure gelen cali$malariyla devamli bir degi$im gosteren ulkemizin resmi dili turkce, ucuncu tekil ya da cogul $ahislarda kadin, erkek ya da cansiz varlik ayrimina sahip degildir . her$eye "o" ya da "onlar" denerek bu olayi acaip genel $ekilde ele almaktadir dilimiz . bu yuzden yabanci dil ogrenen cogu evladimiz daha ilk hazirlik sinifi ya da yabanci dil kurs derslerinde "ananinki", "o ne la" cigliklarini atmaktan kendini alamaz . bunun nedenini cok daha isabetli olarak dilbilimciler bilir dogal olarak ancak akla yakin bir varsayim da, turklerin ilk zamanlarinda kadin erkek arasinda pek ayrim yapmamasindan dolayi dilin boyle bir evrimle$me gosterdigi olabilir .

    kesin neden boyle oldugu biliniyorsa, "mesaj fasilitesiyle nice entryler basliklar kurtulsun" diyorum . insanlar entry girerek cevap verecegim, laf sokacagim, duzeltecegim diye kasmasin, kar$isindakini de kastirmasin diyorum . herkes cevap yapi$tirici, herkes ayar verici kesildi sozlukte, ne olacak bilmiyorum .
  • cinsiyetini bilmedigimiz bir kisiye "he or she" demek zorunlulugunun olmamasini saglayan kolaylik.
    (genelde ingilizce ders kitaplarindan hatirlar herkes... "who is your best friend? what is his/her name?" seklinde sorulari)
  • (bkz: o) hatta (bkz: oteki)
  • "kendi" zamiri bu konuya örnektir. birinci tekil için "kendi", ikinci için "kendisi" üçüncü için "kendileri" şeklinde kullanıldığı için kendi kendine belirsizleşmiş bir zamirdir.
  • hızlı bir biçimde ve az miktarda türkçe öğrenme çabası içine giren bahtsız yabancıların sürekli olarak "ama niye böyle" diye sordukları durum. hayır sanki her türk evladı doğuştan dil bilgisi uzmanı. ben soruyor muyum almanlara niye her kelimeye artikel koydunuz, hadi koydunuz bari bir tane olsaydı niye üç tane diye.
  • ecnebi eşcinsellerin açılma/(coming out) dedikleri şeyi, türkiye için yakıcı olmaktan çıkartan özelliktir.

    şimdi haftasonu sevgilinize gittiğinizi, film izlediğinizi ve sevgilinizin size lazanya yaptığını düşünelim.

    adınızın john olması durumunda, pazartesi sabahı iş yerinde şöyle bir dialog geçer:

    -merhaba john nasılsın. hafta sonu ne yaptın?

    john burda kıvırmaya başlayabilir, kız arkadaşım veya erkek arkadaşım demek yerine türlü türlü taklalar atabilir:

    - haftasonu sevgilime/ yavukluma/ partnerime/ hayat arkadaşıma/ biriciğime/ aşkıma gittim. beraber film izledik.

    işte sıçış geliyor............

    o bana lazanya yaptı.

    kaçış yok. üçüncü hadi bilemedin dördüncü cümlende eşşek gibi ya sevgilinin cinsiyetini belirteceksin ya da yalan söyleyeceksin.

    halbuki türkçe öyle mi? tam bir saat sevgilinden bahsedersin, karşındaki kişi, sevgilinin cinsiyeti hakkında en ufak bir fikre sahip olamaz. üstelik yemin etsen başın ağrımaz.

    zaten türkçe'nin mantığı da bu detaylar yerine, eyleme odaklanmasına dayanıyor.

    -sonra abicim, attım bacakları omuza bastım da bastım.

    nereye basıyorsun, kime basıyorsun belli değil. zaten önemli de değil. ha kıza basmışsın ha adama. önemli olan basmışsın.
hesabın var mı? giriş yap