walter bagehot

• e posta yoluyla dolanımda olan derlemelerde sıkça karşıma "yaşamdaki en büyük zevk, başkalarının senin yapamayacağını söyledikleri şeyi yapmaktır." sözüyle çıkan adı sanı pek popüler değilse de yazdığı bir cümle son derece popüler olmuş ingiliz gazeteci-yazar-ekonomist.
  
  the economist in en nüfuslu ve popüler editörlerinden birisi ayrıca. 1826-1877 yıllarında yaşamış, bankacılık ve iş yaşamı üzerine zamanına göre farklı görüşler getirmiş, muhafazekar olmanın hayattan tat almak olduğunu düşünmüş ve zikretmiş olan, çokca konuşmuş, çokca yazmış, çokca üretmiş insan formu.
• ayrica adina the economist dergisinde bir kose ayrilmis ingiliz ekonomisttir.
• bir iktisatçı olarak, iktisatçıları kızdıran bir söz söylemiştir: "no real english gentleman, in his secret soul, was ever sorry for the death of a political economist". "hiçbir gerçek ingiliz centilmeni, bir iktisatçı öldü diye ruhunun derinliklerinde bir üzüntü duymamıştır" şeklinde çevirebiliriz.
  
  sanırım iktisatçıların bagehot'a kızmasının gerçek sebebi, söylediğinin doğru olabileceğinin verdiği kaygıdır.
• kendisinin john milton hakkında yazdığı makaleye şuradan ulaşılabilir.
• 1826-1877 yılları arasında yaşamış ingiltere’nin çok yönlü entelektüellerinden biridir. iş dünyasının önde gelen dergisi, the economist’in editörlüğünü yapmış, edebi ve siyasi konularda pek çok yazı yazmış, parlamentoya girmek için birkaç teşebbüste bulunmuşsa da başarılı olamamış ama tüm bu süre içinde parlamento üyeleriyle kurduğu yakın ilişki sayesinde, ingiliz siyasal sisteminin işleyişine dair, muazzam bir bilgi sahibi olmuştur. nitekim, 1867’de yayımlanan ingiliz anayasası (the english constitution) adlı kitabı, bir siyasetbilim klasiği olarak kabul edilir.
  
  bagehot’un kitlelere güvenmemesi ve toplumun entelektüel kapasitesini küçümsemesi, 19. yüzyılın ortalarında, tüm avrupa liberallerinin paylaştığı bir tavırdır ama onu diğerlerinden ayıran şey, gelenek ve göreneğe bağlı olması, dolayısıyla avrupa liberalizminin ana akımından ayrı düşmesidir.
• "devam edin ve imkânsızı yapın. yapamayacağınızı söyleyenlerin yüzlerine bakmaya değer."