*

  • diyalektik bir sürecte ilerlerken toplumun bu devinime reaksiyon göstermemesi ve oligarsinin usaklari tarafindan baskiya, somuru ve iskenceye maruz kalmasi.
  • anket kokan entrylerin $ukela butonuna basmak. hatta infolarda en begenilen entryleri bolumunde kabizoglukabiz entrylerin bulunmasi.
  • ayar alip vermekle ugrasip sozlukte gerginlik yaratirken, zirvelerde "eglence eglence" diye bagiranlara kizmak.
  • buradayken orası, oradayken burası... bu ikili özlem çelişkidir.

    gider yaşarsın new york'ta 4-5 sene, alışırsın ortama. 24 saat canlıdır şehir, minicik evlere tıkışırsın ama gıkın çıkmaz, seversin, aşık olursun şehre. bir başka şehir daha vardır aklında: istanbul... gözünde tüter, boğaz dersin, yıldız parkı dersin, nişantaşı dersin, akmerkez dersin... döndüğünde mutlusundur, oh be dersin. toprağı öpsem mi diye düşünürsün, sonra laptop ny'a ayarlıdır, ny'da saat falanca, hava durumu şöyle diye bir mesaj geliverir. ah new york'um dersin. bölünüp mitoz gibi yaşamak istersin, gönlüm nerede kaldı dersin.
  • cennetin insan için inşa edilip, sonra insansız kalması mesela. en azından kısa bir süre (!) için.
    (cennetin içinde barındırdığı intikam duygusu)
  • ahmet turk'un "turk" soyadini tasimasi gibi birbiriyle tezat gorusler, fikirler...
  • türban üstü peruk.

    kendi halinde başı açık kızcağımız muhtemelen sık sık kuaföre gidip fön çektirmeyeceği için kendi halinde, sakin, belki de dikkat çekmez biri olacaktır. türbanın üzerine takılan peruklarsa fönlü, saç telleri yeni boyalı ve parlak.
    yok efendim saçlarla erkekleri kendine çekmeyecekmiş kapalı kardeşler. e böyle perukla 3. sınıf orospu gibi görününce çekilmiyor mu erkekler? daha bi bakmıyorlar mı? 3 kuruşa gelir mi bu benle diye süzmüyorlar mı?
    peki ya beli açık, kafası kapalılar. ah şu çelişkiler...
  • ülker ürünlerini almayan, almadıkları için de tüketmeyen (ülker ürünlerini tüketmemek) bünyelerin godiva'ya bayılmaları durumu. hiç bir nefis iflah edilmez değildir, artık bind'e takılacağız.

    *
hesabın var mı? giriş yap