• nasıl, ne şekilde ve gerçek sebebi kim olursa olsun, hep kendinizi suçlayacağınız ölümdür.
    1998 yazının sonlarıydı, 4 yıllık bir yurt hayatından sonra bir öğrenci evine çıkıyordum. yurt hayatım boyunca hep hayalim olmuştu, bir kedi büyütmek, bir kedi ile beraber yalnızlığı paylaşmak. yeni doğmuş bir yavru kedi aldım, pofidik gri tüyleri vardı, muhtemelen bir iran karmasıydı, o kadar küçüktü ki daha gözlerini zor açık tutuyordu, uykucu ve oyuncuydu. o yaz fransa dünya şampiyonu olmuş, zidane idolümüzdü, yavrucuk toplarla öyle güzel oynuyordu ki adını bu yüzden zizou koydum. bir hafta geçmişti hayatıma girmesinden bu yana, veterinere götürdüm aşı olması için, daha küçücüktü, avucumun içinde kayboluyordu. veterinerin aşısından bir gün sonra, o zor durduğu avucumun içinde son defa uykuya daldı. belki yaşının küçüklüğünden, belki aşının dozundandı ama ben hep kendimi suçladım, belki onu almasaydım, onu veterinere götürmeseydim, daha iyi baksaydım, şimdi hala uyuyor olabilirdi sıcak bir şekilde göğsümün üstünde, hala koşuyor olabilirdi toplarının peşinde.
    bunca yıl sonra - tam on yıl olmuş - gözümün önüne gelir o gri uzun tüyleri, o siyah hüzünlü gözleri ve topun arkasından o koşması ve ben gene, bir kez daha, kendimi bir cani gibi hissederim.
  • cok sik gerceklesmeyen olay. apartmanimizda 5. kattaki merdiven boslugundan asagi dusen annesiz yavru kedi olmeyip, hatta iyi bakımdan dolayı diger kardeslerini bile solladigindan, buna inanmami bekleme sozluk.
  • cok sik gerceklesen olay. ozellikle sokak kedileri kendilerine benzeyen ve guclu olan yavrularini emzirip digerini emzirmemeye baslayabiliyor olsun de sut guclu olana kalsin diye. baba kedinin gelip bogma ihtimali, kopek ve psikopat insan faktoru de var tabii.

    kolay kolay unutulmaz cunku o minik savunmasiz yavru tabii ki olumu hak etmiyordur. yillar once evimde besledigim kedimin annesi sitemizde yasardi ve dogum yapmisti. haftalarca 4 minik kediyi besledim cunku anneleri sadece 5. yavruyu emziriyordu. geceleri de yavrulari toplayip bos bir evde hazirladigim yuvaya goturuyor boylece usumelerini ve kopeklerle karsilasmalarini engelliyordum ama zamanla anneleri yavrulari tek tek evden alip yanina cikarmaya basladi. bir sabah yine okula gitmeden sutlerini vermek icin bahceye ciktigimda sadece biri geldi yanima, oysa hepsi her sabah saat 7 oldu mu evimin onune gelir, minik ordek yavrulari gibi pesimde dolanirlardi. kedileri aramak icin sitede dolasacaktim ki birini yerde yatarken gordum, biraz ilerisinde digeri ve onun biraz uzaginda digerleri. basta anlamak istemedim ve en sevdigim yavruyu elime aldim. minik vucudu hala sicakti ama ustunda salyalar vardi ve kalbi de atmiyordu. tek tek hepsine baktim, en iyi durumda olan ilk baktigimdi. komsu kopegini sabah 6 bucukta disari birakmisti ve yuvasindan cikar cikmaz minik kedileri kovalamaya baslamis, sirayla hepsini bogmustu. sadece bir kedi garaja girip kendini kurtarmisti. anne kedi geldi, olu yavrulari yaladi, kokladi ama hicbiri canlanip tekrar yurumedi. belki kahvalti etmeden once sutlerini vermek icin ciksam kopegi gorur ve kedileri iceri alirdim ama olmadi. insan olum karsisinda ne kadar aciz..
  • insanların elinden gerçekleşmiyorsa normal ve doğal olandır.
    doğal seleksiyon, insanlar dünya üzerinde yürümeye başlamadan çok önceleri de vardı.
  • yuvalarından taşıyan çocukların kokusu üzerlerine sindiği için anneleri tarafından terk edilen ve 10 gündür bir arkadaşımla yaşatmaya çalıştığımız, 3 haftalık 4 adet yavrudan ikisinin bu sabah itibariyle başına gelen, beni kahreden acı sondur.
    yavrular arasında ayrım yapmak evlat ayırmak gibi geliyor ama içlerinden bana en düşkün olan, gözümün içine uzun uzun bakan, bana dokunmadan duramayan, boynuma sokulmadan uyuyamayan, kardeşlerinin yanına koyduğumda "beni kucağına al" diye tüm vücut dili ile yalvaran ve beni annesi sanan simsiyah yavrunun bakışları gözümün önünden gitmiyor.
    daha dün veterinere ikinci kontrole götürmüştüm hepsini, veteriner annesiz kalmalarına rağmen çok sağlıklı olduklarını ama yavruların bir gün içinde hastalanıp ölebildiklerini, kendimi bu ihtimale hazırlamam gerektiğini söylemişti içine doğmuş gibi.
    o kadar savunmasız, o kadar çaresiz, o kadar masum ve şirinlerdi ki.
    keşke mümin olsaydım da onların daha güzel bir yerde mutlu olduklarına inanabilseydim. hiçliğe karıştı yavrularım. hiçbir anlamı yok biliyorum ama sizi sevgi ve hasretle hatırlayacağım miniklerim.
  • 1 yıl önce, 2 tane sokak kedisini bakmaya başlamıştım, ailem de sahiplendi sonra onları ben okula gittiğimde.
    bir siyah dişi, diğeri kül rengi erkekti.
    siyah hamile kaldı, 3 tane minnak dünyaya getirdi bu martta. ve 15 gün sonra tekrar çiftleşti, hamile kaldı. o yavruları pek tınlamadı, kül rengi olan büyütmeyi denedi ve ilk günlerde yavrulardan biri öldü.
    babam yeri gelir ben kahvaltı yapıyorum burada ama gidip onlara ciğer alıyorum derdi hep telefonda bana, sevinirdim, hakikatten çok güzel bakıyorlardı.
    ne hikmetse beyaz olan bir minik hastalandı, onu iyileştirmek için uğraştık, çok halsizdi. kül rengi olan büyük onunlaydı hep.
    o ara geçen gün antalya'ya gittim, geldiğim sabah kül rengi olanın öldüğünü söyledi babam, hiçbir şey olmayan kocaman kedi neden ve nasıl ölsün hala anlayamadım. dediğine göre bir şey onu zehirlemiş, ama bu yiyecek falan değil, ziraa siyah olanla da aynı şeyleri yiyor, siyah benim gibi orospu geziyor tozuyor, benden sağlam.
    bugün beyaz olan gayet iyiydi, bir de bunun minnak kardeşi kül rengi vardı, o da çok harikaydı, sabah fotoğraflarını çektim, oynadım onunla. akşam da türkiye elendiği zaman yanımda oynuyordum onunla, hopluyor, zıplıyor, gayet sağlıklı gözüküyordu.
    bu sabah birden can çekişmeye başladı, ilk kez bir hayvanımın ölmesine şahit oldum, hayatımda gördüğüm en korkunç manzaraydı bu, eminim ki gözlerimin önünden uzun süre gidemeyecek.
    hadımköyde veteriner aradık, ama dayanamadı, bir an ayağa kalktı, sonra kendisini ısırmaya başladı can verirken, o an,aah...
    sonra öldü. 2 gün arayla 2 kedimi kaybettim.
    diyecek ne olabilir diye düşünüyorum, sanırım hiçbir şey yok. geçirdiğim en kötü gün, en kötü hafta.
  • bugün yaşadığımız olay.

    900 metre ötede 1 anne kedi ve 4 yavru kedi vardı. kardeşim her gün düzenli şekilde yiyecek, su vs. götürüyordu. annesi yaklaştırmadığı için ihtiyaçlarını bırakıp gidiyorduk. dün gece o yavrulardan biri bizim bahçeye geldi. şaşırdık, annesi nasıl izin verdi diye.. sabah olsun da geri götürürüz dedik. bahçede misafirliğe gelen kediler için kedi evimiz var. oraya yerleştirdik, yemeğini yedi, suyunu içti. ev de hoşuna gitti, anormal bir hareket sergilemedi. sabah uyandık, yanına gittik. bi baktık, ölmüştü... şimdiye kadar o kadar kedi gelip gitti, ilk defa böyle bir olaya şahit olduk. annesi, öleceğini bildiği için mi salıverdi orası meçhul. belki de son teşekkürümü edip gideyim dedi bu dünyadan. üzdün bizi yavru kedi.
  • bu farklı bir şey. şu an toprağın altında ben onun başındayım. gömmeden önce saatlerce bekledim belki nefes alır diye.
  • bir buçuk aylık iki kardeş birkaç saat arayla öldü, daha tedavisi bile bitmemişti. toprağı kazarken attığımız her çapa darbesi sanki kalbime atılmış gibi acı verdi. şimdi iki kardeş yan yana soğuk ve karanlık toprağın içinde. son kedinin ölmeden önce kollarımda verdiği o dört derin nefesi unutmayacağım.
hesabın var mı? giriş yap