• türkiye büyük millet meclisi 21. dönem milletvekili
    zeki ergezen, bitlis
    ahlat - 1949, müslüm, cemile - ankara devlet mühendislik ve mimarlık
    akademisi mimarlık bölümü - orta ingilizce - mimar - bitlis, muş
    bayındırlık ii müdürü, köy hizmetleri genel müdürlüğü inşaat dairesi
    başkanı, emniyet genel müdürlüğü inşaat emlak dairesi başkanı - xix, xx nci
    dönem bitlis milletvekili - tbmm başkanlık divanı eski katip üyesi - evli,
    4 çocuk.
  • sozkonusu olasi depremi; yer, saat, dakika, saniyesine kadar bildigini ve bu yuzden son ana kadar ilgili aciklamayi yapmadigini sandigim bayindirlik ve iskan bakani.
    ilgili ilin panik olup akabinde depreme hazirlik yapacagina tum turkiye hepten panik olsun..
  • beni güldürdüğü kadar gülmesini dilediğim eski bayındırlık bakanı hulusi:

    "ergezen, afganistan büyükelçiliği'nin rezidansındaki ulusal gün kutlamalarına katıldı. vatikan'ın ankara büyükelçisi monsenyör edmond farhat, ergezen'in yanına yaklaştı ve "hello mr. minister, i'm the ambassador of the holy see" yani "merhaba sayın bakan, ben vatikan'ın ankara büyükelçisi'yim" dedi. uluslararası literatürde vatikan büyükelçiliği'nin adı 'embassy of the holy see' diye geçiyor. ama bakan holy see'yi hulusi diye anladı ve elini büyükelçi'ye uzatarak "merhaba hulusi, naber?" dedi. türkçe'den çok az anlayan büyükelçi ise ergezen'le tokalaşıp oradan uzaklaştı." (vatan gazetesi / 24 agustos 2003 pazar)
  • rte vs aydın doğan iktidar mücadelesinin yeni cephelerinden biri olan şahsiyet. hakkında ortaya çıkan görüntülere hala şaşıran insanlar var mı bilemiyorum. olsa olsa malumun ilanından öteye gidemeyen bu görüntülere vereceği cevapta (bkz: degiştim) beni şaşırtmayacaktır.
    insanların zaman içinde düşünce bazında değişim göstermelerinin olasıdır. değişim, bir insanın hayatı boyunca geçirdiği düşünsel evrimlerin bir parçasıdır. elbetteki istisnai durumlarda vardır. fanatik derecesinde bir ideolojinin savunucuları olan insanların bu kadar kolay değişiceklerine inanmanın saflık olduğu kanaatindeyim. iktidar mücadelesi ve politikanın gerekleri zaman zaman söylem değiştirmeyi gerekli kılar. başarısızlığa uğrayan iktidar mücadelerinin, kaybeden tarafa öğretiklerinden biri de değişimdir. burdaki değişim nihai amacın değil o amaca giderken izlenecek yolun değiştirilmesidir. belki uç bir örnek olmakla beraber başarısızlığa uğrayan birahane darbesinden sonra adolf hitlerin iktidarı ele geçirmek için seçtiği yolu değiştirmesi, daha demokratik görünümlü bir yola girmesi, almanya nın koşullarını yarattığı boşluklardan faydalanarak iktidara gelmesi ve bunu başarırken işçilerin, ordunun ve burjuva sınıfının desteğinden bir şekilde yararlanmayı başarması değişimin farklı bir yüzünü ortaya çıkartır.
    burada dikkatle incelenmesi gereken nokta ise bu videodaki gibi söylemlerin iktidara ulaşmak için izlenen (ve başarısızlığa uğrayan) bir yol mu olduğu yoksa gerçek hedeflerini açıklayan adanmışlık söylemleri olup olmadığıdır.
    gerçi sonuçta her iki seçenekte bizi iktidar için her şeyi yapmaya hazır insanlara götürmektedir. birinde demokrasi aşığı romantik kabadayı imajı çizilirken diğerinde şeriat aşığı molla imajı çizilmektedir.
  • iktidar-medya savaşında, (bkz: recep tayyip erdogan vs aydin dogan) medya cephesinin cebinde tuttuğu yüzlerce karttan bir tanesini oynaması şeklinde nitelendirilebilecek olayın kahramanıdır (bkz: seni sectim pikachu) . kanımca ortaya çıkan görüntülerde veya sözlerde şaşılacak hiç bir şey yok çünkü bunlar herkesin bildiği şeyler (bkz: doga olaylarina sasirmak) , 1993 yılında veya o dönemlerde refah partisi milletvekili olup aynı doğrultuda sözler sarfetmiş bir çok kişi olduğuna eminim, bu olayda önemli olan medyanın cebindeki kartların niteliği ile ilgili bu savaşın diğer tarafına gövde gösterisi yapması. tek yapılan şey arşivlerden, ak parti'nin zayıf karnı olan ve anayasa mahkemesi kararı ile de tescillenmiş laiklik konusuna uygun bir haberin seçilip piyasaya sürülmesi. (bkz: guzeller icinden bir seni sectim)
    "bu ülkede siyasetin danıskanını medya yapmaktadır" fikrini destekleyen aşağıdaki örnekler ile ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.

    --- spoiler ---
    eğer dönemin meclis başkanı mustafa kalemli cumhurbaşkanlığına biraz niyetlenir gibi olmasaydı, meclis koltuklarının yenilenmesinde suiistimali olduğu gerekçesiyle medyada afişe edilir miydi dersiniz?

    ya bir başka meclis başkanı ismet sezgin...

    ismet sezgin yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde siyasetin karıştığı bir ortamda, yıllarca beraber çalıştığı kızı yaşındaki sekreteri ile mahrem bir alanda değil herkesin gözü önünde elini tutup resim çektirdi diye sanki aralarında gönül ilişkisi varmış edasıyla gazetenin manşetinde yer alması söz konusu olur muydu acaba?

    bu haberler, cumhurbaşkanlığına ölümüne niyetli hangi siyasetçi ile hangi medya grubunun kirli ilişkisiyle gazete sayfalarına ve televizyon ekranlarına taşındı dersiniz?

    akçeli işlerdeki dürüstlüğü ve mütevazılığiyle tanınan dönemin cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer, önünde imzada bekleyen hangi kanun tasarısını ya imzalamazsa endişesiyle, çankaya’nın banyosunda tadilat yaptığı ve jakuzi koydurduğu gerekçesiyle aleyhte haberlere konu edildi acaba?

    2000-2001 yıllarında bankalara birer birer el konulurken, hangi medya patronunun bankasının durumu el konulan bankalardan çok daha kötü olmasına rağmen, konuyla ilgili incelemeler yürüten dönemin bakanı şükrü sina gürel’i zora sokmak ve gerekli adımı atmasını engellemek için bir kadınla ilişkisi olduğu haberi manşetten patlatıldı acaba?
    --- spoiler ---

    şimdi sıra iktidarda yani rte'de, bakalım karşılığında ne gelecek...
  • aynı olaydan birden çok malzeme çıkarılabilen adam. tamam anladık çağdaş ve benimsenen sistemimiz için sapkın sözler söylemiş ama 2003 yılında zaten bu sözleri gündeme gelmiş, (bkz: #3264256), iki tayyip-aydın kavgası yaptınız diye niye yepyeni bir olaymış gibi manşete sürülür ki,

    yarın sabah gazetede "galatasaray uefa şampiyonu" diye başlık atsalar 2000 senesinden, millet bayraklarını kapıp sokağa mı dökülecek acaba.
  • tbmm plan ve bütçe komisyonu’ndaki bütçe görüşmelerinde meclisin, vekillerin durumunu çok güzel açıklamış.
    - cep telefonumuza ‘genel kurula gidin’ mesajı geliyor. mesaj gelir gelmez, koştura koştura genel kurul’a giriyoruz. girerken de ‘bu ne tasarısı’ diye soruyoruz. biz neye evet dediğimizi bilmiyoruz, siz de neye hayır dediğinizi bilmiyorsunuz.

    http://www.hurriyet.com.tr/…em/12861787.asp?gid=229

    lider sultası diycem ama milletvekili, bakan olmuşsunuz ilkokul bir çocuğu gibi bir işaretle "hop hop hop eller havaya" oynuyorsunuz.
    + bu ne?
    - demokraaasi
    + e güzel.
  • şubat 1994'te dep milletvekilleri ile atatürk'e suikast düzenleyenlerin itibarlarının iadesi hususunda ittifak yapan 12'ler hareketi milletvekili.

    bugünlerde ise olası chp-bdp ittifakı hakkında ilginç yorumlara sahiptir.
  • türkiye cumhuriyeti hükümetleri’nin ikisinde kabine üyesi olarak bulunmuş şahsiyettir. hükümet üyesi olarak görev alışlarına ilişkin bilgiler aşağıdadır:

    s.n./kabine/görevi/görev başlangıcı/görev bitişi/seçim çevresi/partisi/görev süresi/toplam görev yapma süresi
    ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    1. 58.hükümet/bayındırlık ve iskan bakanı/18 kasım 2002/14 mart 2003/bitlis/akp/3 ay 26 gün/3 ay 26 gün
    2. 59.hükümet/bayındırlık ve iskan bakanı/14 mart 2003/02 haziran 2005/bitlis/akp/2 yıl 2 ay 18 gün/2 yıl 6 ay 14 gün

    not: resmi değil bu verilen süreler, ben saydım ve yazdım. nasıl saydım? bir yılda 12 ay var kuşkusuz ve her ay (istisnasız) 30 çekiyor.
  • vefat etmiştir.

    kaynak
hesabın var mı? giriş yap