• sen bir harikasin dostum again!

    --- spoiler ---
    s03e10:
    maalesef tum dunyanin sorunu olan kadin tacizlerine ince ama etkili dokunusu var. #metoo hareketi ile ortaya cikan bircok igrenc hikaye gibi... biraz sert ama meggie gary diyalogu harikaydi.
    --- spoiler ---
  • 5. sezon ile veda etti ve maalesef honkurerek aglatti. bu diziye sans vermeyenleri anlayamiyorum. gerci ben son 10 yildir yasami da pek anlamiyorum…

    hayatimda bana “yalnizlik en ulasilmaz guctur” lafini yedirten bir dizidir. iyi arkadasliklarin, kosulsuz, yargisiz sevgi ve bagliligin, fedakarligin, anlayisin ne kadar onemli oldugunu gosteren olaganustu yapim. seinfeld seviliyor, himym seviliyor ama nedense bu dizi gundeme getirilmiyor.

    underrated bir dizi. muthis cast ve diyaloglar var. her sezon bambaska hayat gercekleri yuzlestiriyor. keyifli, dusundurucu ve de heyecanli.

    son 3 yildir merakla, bolum bolum bekledigim nadir dizi. benim icin hep bir yerlerde kalacak ve ihtimalle tekrarlarca izlenecekler arasinda olacak.
  • bugüne dek bu başlığa nasıl yazmadım bilmiyorum. sanırım tanımlayacak kelimeler yetersiz geldi. hayatımın dizisi. diziden çok çok fazlası. her bölümde burnumu sızlatan diyaloglar. imrenilen dostluklar. ve tabii ki gary; herkesin, kesinlikle hayatında olmasını isteyeceği karakter. kanka, sevgili, baba, kardeş, eş, iş arkadaşı vs. her ne şekilde olursa olsun. umarım karşıma bir gün senin gibi biri çıkar *
  • ikinci sezonu gayet güzel giden dizi.
    hayatınızı sorgulamak istiyorsanız gerçekten izlemeniz gerek.
    hatalar, telafiler, gerçekler...
    ayrıca gary gibi sevgilim olsun, bir trilyon borcum olsun.*
  • üçüncü sezonu başladı. ilk bölümü gerçekten çok güzeldi. arkadaşlık, aile ve ilişkiler hakkında şahane bir dizi. final yapmasını istemediğim tek dizi belki de.

    --- spoiler ---

    arkadaşlık büyük bir şey değil, milyonlarca küçük şeydir.
    --- spoiler ---
  • 4. sezon finali ile beni üzen dizi. izleyenler bilir a million little things hayatın içinden bir dizidir. dizide bazı karakterleri pek sevmem özellikle rome sürekli gergin ve mutsuz haliyle beni sinir eder.

    en sevdiğim ise gary'dir. gary herkesin hayatında olmasını isteyeceği bir karakter, bana göre dizinin bel kemiği o ama sevgili senarist izleyenleri sinir etmek için tam mutluluğu yakalamış olan karakteri başladığı yere döndürdü.

    beşinci sezonda dizide olmazsa izleyeceğimi sanmam.
  • dün final yaptı. diziyi o kadar benimsedim ki finali izledikten sonra bir süre oturduğum yerde boş boş etrafa baktım. belki birkaç damla gözyaşı dökmüş olabilirim. zaten gergindim final tuz biber oldu.

    benden başka izleyen yok ama yine de spoiler geliyor. senaristine aşırı sinir oldum son üç bölümdür. evet senarist sana laflar hazırladım.

    --- spoiler ---

    sevgili senarist,

    öncelikle gary mendez gibi harika bir karakteri yaratıp sonra neden burnundan getirdin acaba?
    kanser oldu, iyileşti, maggie ile işleri yoluna koydu tekrar kanser oldu. hadi yine iyileşti dedin sonra yine kanser. sayende ben de kenarından döndüm sanırım.
    en sonunda öldürdün, mutlu musun?
    rome ölebilirdi mesela o bunalım abidesi bile yaşarken gary'e bunu yapman hiç olmadı.

    --- spoiler ---

    ayrıca sadece son sezonu arşivinde barındıran bein connect'i de esefle kınıyorum. onca para veriyoruz nerde diğer sezonlar, yok.
  • tam da başlığındaki dört entirinin ikisinde adı geçen this is us bir ay kadar sürecek bir sezon arası vermişken rastladığım, her bölüm ciğerimi parça parça etme görevini layıkıyla sürdüren dizi.
    bir yandan neler olacağını, olduğunu aşırı merak ediyorum. diğer yandan hiçbir şey öğrenmek istemiyorum bu dizi, bu insanlar hakkında çünkü iki bölümüyle bile beni mahvetmeyi başardılar.

    --- spoiler ---
    dizi, genel olarak her şeyin bir nedeni vardır diyen, buna inanan bir adamın, görünürde bir neden yokken gayet planlı bir şekilde intihar etmesinin ardından en yakın arkadaşları ve ailesi ve asistanı üzerinden, arkadaşlık, aile, depresyon, kanser, ve birtakım benim henüz bilmediğim başka konuları inceliyor.

    ilk bölümün girişini izlediğim an zaten tokat yemiş gibi oldum. bir insanın, intihar mektubunu yazmış, bir avuç ilacı ağzına doldurmuşken, ısrarla çalan telefonunu açmayı seçmesi - ben olsam o telefonu kapatmış olurdum muhtemelen- telefonda en yakın arkadaşının intihar ettiği haberini aldıktan sonra ağzındaki hapları tükürmesi, sanki intihar kontenjanı varmış gibi, yapmakta olduğu şeyden vazgeçmesi -gene ben olsam, bunu duyduktan sonra vazgeçmek yerine, bir avuç ilaç daha yutardım- çok garip, üzerine düşünülmesi gereken, düşünüldüğü taktirde insanın beyninde birkaç alarmın aynı anda çalmasına neden olan bir sahneydi.

    --- spoiler ---
  • underrated dizilerin en iyisi olan, hayatta başınıza gelebilecek silsileler hakkında ufkunuzu açabilecek kalitede bir dizi.
  • ruh hali, yaş ve yaşanmışlıklar -yaşanamamışlıklar- sebebiyle son zamanlar beni ekrana kilitleyen, klişe gelebilecek bir konuyu çok güzel işleyen dizidir kendileri.

    "yeni miymiş, izleyelim bakalım"la başlayan saatler zaman zaman gözlerimin dolmasıyla zaman zaman kahkahalara ama çoğunlukla tebessümle sürdü. bir sonraki bölümü açarken "hemen bitirmesem mi?" ikilemi kulağıma hep fısıldadı.

    sahip olunamayanlar insanın canımı hep acıtmıştır. onlara sahip olamayacağını bilmek her zaman üzmüştür beni.

    büyük bir tesadüf eseri başlayan ve 4 kişinin odağında geçen muhteşem bir dostluk hikayesi. birinin intiharı sonrası sorgulamaya başladıkları "herşey". belli bir yaşa geldiğinde insan keşkelerim azalacak sanırken artmaya başlıyor sanırım ya da benim öyle olmaya başladı. her sahneden böyle güzel insanların gerçek hayatta yanımda olabilmesini çok istedim. her sahnede bolca keşkelerim oldu.

    dizinin adının nereden geldiğini merak edenler olursa ve ilk gözümü dolduran sahneye gelecek olursak:
    ...
    john: friendship is when you don't care when your buddy throws up in your car when you're taking him back from chemo.
    gary: and yet he keeps mentioning it.
    john: friendship is believing that your friend will one day make his movie.
    rome: what do you think ı'm doing?
    john: friendship is holding a friend's hand when she loses her restaurant even though you know she's going to open up a better one. ıt's the person that you trust with your wallet, and your keys, and your wife, and your kids and it's being able to have the hard conversations and willing to listen. ıt's a million little things.
    everyone: a million little things.
    john: a million little things.
    ...

    keşkeleriniz olmasın hayatta. illaki olacaktır ama çevrenizdeki insanların nasihatlerine kulak verin.
    sahip olduğunuz dostlarınıza sıkı sıkı sarılın ve onları anlamsız bahanelerle hayatınızdan çıkarma hatasına düşmeyin. sonra hiçbirinin yeri dolmuyor, geçte olsa öğreniyorsunuz. yalnızlık size bunu çok güzel öğretiyor.

    not: dizinin çevirmenleri, sizlere her daim -ne kadar parada alsanız bu işten- minnet duyarım ama rome ismini neden ısrarla roma diye çeviriyorsunuz? bir zahmet diziyi izleseniz, onun bir isim olduğunu anlarsınız ama sanırım sezon bitti. geç kalmadınız mı acaba?
hesabın var mı? giriş yap