• ahmet sever'in kaleme aldığı, çıktığı gibi tükenen kitap.
  • kitabın tanıtım bülteni de şu şekilde;

    - 27 nisan muhtıra gecesi konutta neler yaşandı, karşı metin nasıl hazırlandı?
    - 1 mart tezkeresi kabul edilseydi türkiye'nin rotasını değiştirecek hangi gelişme olacaktı?
    - gül cumhurbaşkanlığı sırasında en çok neye üzüldü ve kırıldı?
    - cemaat'e yakın mı?
    - gezi olayları'nı nasıl gördü, neler yaptı?
    - berkin elvan'ın babasına ne dedi?
    - 17/25 aralık yolsuzluk iddialarına tepkisi ne oldu?
    - hangi olaydan sonra sabrı taştı?
    - pişmanlıkları ve keşkeleri nelerdi?
    - bugüne bakıp hatırladığı çocukluk hatırası neydi?
    - twitter yasağını nasıl deldi?
    - erdoğan ile hangi konularda ayrıştı?
    - bülent arınç'ı istifadan nasıl vazgeçirdi?
    - hayrünnisa hanım ne zaman "artık yeter" dedi?
    - hakan fidan krizinde ne yaptı?
    - çekilme kararını ne zaman ve neden aldı?
    - hangi ünlü gazeteciyi hapse girmekten kurtardı?
    - suriyeli ermenileri türkiye'ye getirmek için hazırlanan gizli plan neydi?
    - erivan'a gitmeye nasıl karar verdi, bu karara kimler karşı çıktı?

    (bkz: vaziyet alın burası karışacak)
  • ayırın ordan tayyip ağbime bir adet

    http://www.idefix.com/…asp?sid=m5xinkcn8g0giahgybf0
  • rte kitap değil kitap özeti okuduğu için avaneleri eleştiri içeren kısımları özetlemeyecektir.
  • ahmet sever'in seçimden önce yayınlamak istediği fakat abdullah gül'ün "seçimlerden önce yayınlarsan senle tüm hukukumuz biter" diyerek rest çektiği, allah bilir ne bombalar barındıran kitap.
    ön siparişi verdik, 15 haziran'ı bekliyoruz. okuyunca bir kaç bir şey yazarım buralara..

    edit : kitabı yenice bitirdim. öncelikle kitap bana abdullah gül üzerinden yakın tarihte şöyle baş döndürücü bir tur attırdı. abdullah gül'ün jet hızıyla geçen başbakanlık süreci, dışişleri bakanlığı, köşk'e çıkma sürecindeki önemli virajların çoğu irdelenmiş. son olarak geçtiğimiz yıllarda gezi olaylarından itibaren başlayan süreçte internet yasası, yolsuzlukla mücadele, paralel yapı vs olaylarına karşı gül'ün kamuoyunda oluşan "akp noteri" algısını değiştirmek için de "gül aslında gidişattan rahatsızdı" mesajı veriliyor. ve ahmet sever bu kitabın "yazdırılmadığını", aksine abdullah gül'ün yazılmamasından yana olduğunu belirterek kitabı noktalıyor.
    şimdi, yorumlarıma gelirsek.. ak parti içinde başından beri en kıymet verdiğim isimlerden biridir abdullah gül. türkiye'yi ortadoğunun batıya açılan bir kapısı olarak gören ve bu kapıyı kapatıp ortadoğu toplumları ile beraber batıyı dışlamak yerine, kapıyı açıp ortadoğuyu türkiye ile beraber batıya entegre etmenin derdinde olan bir adam. farklı kesimlerle iletişim kurmakta sorun yaşamıyor, bu yönden ayrıştırıcı değil bütünleştirici bir isim. bir çok yerde rasyonel tutumu ve liberalliğini ortaya koyan tavırları var. fakat adının önüne ne kadar hoş sıfat eklersek ekleyelim, bu adam siyasetçi. temiz siyasetçi yoktur, temiz başlayanı vardır elbet ama o da siyaset yaparken elbet kirlenir. bu sebepten, ben kitabı okurken açıkçası biraz rahatsız oldum, abes duracak ölçüde haddinden fazla masumlaştırılmış.
    kitaba göre : 2002-2007 yılları arasında yapılan her köklü reformun baş mimarı abdullah gül, bu reformları yer yer korkakça yer yer de dogmatik sebeplerden ötürü o koşullarda lüzumsuz bulan rte, 2010'dan itibaren ülkenin tepetaklak gitme sürecinde tüm kötü şeyleri yapan rte, onu durdurmaya çalışan fakat söz geçiremeyen abdullah gül.
    "abdullah gül iyiydi de, arkadaş kurbanı oldu" gibi bir mesaj verilmeye çalışılmış. kitap temel olarak rte-gül uyuşmazlığı üzerinden, gül'ü aklamak üzere yazılmış olsa da sadece rte üzerinden değil, diğer tüm konularda da olayları çok subjektif olarak ele alıyor.

    mesela çok bariz bir örnek vereyim (syf : 160-161)
    abdullah gül'ün yurtdışı ziyaretlerinden, o ziyaretlerde iş adamlarını yanında götürmesinden, ekonomiye yaptığı katkıdan vs söz ediyor ve ahmet sever, yaşadığı bir anıdan söz ediyor :
    "tav havalimanları holding yönetim kurulu başkanı hamdi akın, tunus havaalanı'nın ihalesini almıştı. ancak, bir tıkanıklık yaşanıyordu ve bunun giderilmesi sadece bakanlar kurulu kararıyla mümkündü. ama bu bir türlü gerçekleştirilemiyordu. cumhurbaşkanı gül'ün 8 mart 2012 tarihinde tunus'a resmi bir ziyareti vardı. gül ziyaretten iki gün önce dışişleri bakanlığı'na talimat verdi.
    'eğer bakanlar kurulu benim ziyaretimden önce bu sorunu çözmezse tunus ziyaretimi iptal edeceğim' dedi.
    mesaj, suretle tunus'a iletildi. bakanlar kurulu olağanüstü toplanarak sorunu çözdü."
    şimdi durum bu açıdan bakınca fevkalade bir jest, ne hoş bir davranış değil mi? bir iş adamının derdini, gezi iptal etmeye vardırıncaya kadar sahipleniyor bir cumhurbaşkanı. peki.. tav tunus havaalanının ışıklandırmalarını yapan şirket, gül'ün aile şirketi ise durum ne oluyor? kaynak eğer ailesinin işi için "cumhurbaşkanı" olarak gezi iptalini koz olarak kullandıysa ne acı.. yok bu iyiliğine karşılık hamdi akın ışıklandırma işini gül'ün ailesine verdiyse gene tatsız durum. işin altında başka mevzular da vardır belki ama sıradan bir vatandaş olarak benim bu hikayeden çıkarttığım sonuç çirkin.

    işte ne kadar parlatılırsa parlatılsın, hakkında 100 güzel şey okusanız yukarıdaki gibi farkına vardığınız bir detay tüm samimiyeti sorgulattırabiliyor. ne olursa olsun, ülkeye verdiği emekler görmezden gelinemez. siyasetçiyi sevme peşindeyseniz, bir takım çirkinliklere göz yumacaksınız çünkü hiçbir siyasetçi püripak değildir. biraz daha gerçeklere gözünü açmış, mantıklı düşünen bir insan ise siyasetçi ile arasına daima eleştirebileceği kadar mesafe koyar. iyi icraat yaptığında alkışlar, destek çıkar bu vatandaşın görevidir, hakeza işler kötü gittiğinde yanlışını söyler, desteğini çeker bu da aynı şekilde görevdir. kamudaki 24 yılında, iyi işler yaptığında desteğimizi esirgemediğimize göre yük bizim omzumuzdan kalkmıştır, görevi başında yaptığı her eylemin vebali ise onun üzerindedir. kitapta anlatıldığı kadar iyi bir insan olması ise ancak temennimizdir.
  • pazartesi raflarda yerini alacak.. çok kritik şeyler anlatacağını zannetmiyorum. fragmanda gaz verip, izlendiğinde hayal kırıklığı yaratan şeyler kervanına katılacağını düşünüyorum.
  • kitabı henüz okumadım. radikal'deki "pr çalışmasına" denk geldim. daha doğrusu hürriyet'te yayınlanıp radikal'e de yansıyan "mülakata". maşallah, mülakata bakarsak abdullah gül tam "aradığımız lider". gezi sırasında vali'yi durdurmaya çalışmış, 17-25 aralık'ta "çok üzülmüş, inanamamış", bakanların yargılanmasını istemiş, yasaları "taktik gereği" onaylamak zorunda kalmış yoksa neler neler yaparmış, türkiye'yi ab yolunda ilerletmek istemiş vs vs. tayyipsiz tayyibizm olacaksa, gül bu hareketin başında olmak için tüm özelliklere sahip diyor mülakat. kitap da farklı olmayacak, açık bir aklama çalışması olacak diye tahmin ediyorum. yemezler.
  • abdullah gül'ü güzellemek, seçim sonrası gül'ü kuvvetlendirmek ve olası seçim sonrası yeni oluşumun başına geçirmek için hazırlanan projenin ilk ayağı
    bir kısmını yazarının hürriyet'e bugün verdiği röportajdan okudum ve gül'ün tam bir melek(!) olduğunu anladım.
  • 11. türkiye noterinin maceraları
hesabın var mı? giriş yap