• umutsuzluk duygusudur asil aglatan insani
  • insanın teni çizildiğinde kan akar, yüreği çizildiğinde ise gözyaşı.
  • her şey bittiğinde artık bir tek o vardır. tuzlu, ıslak ve geçtiği yeri kızartarak.. sadece ağlamak.
  • yanaklarından süzülmeden gözlerindeki öpücüklerle kurutulduğunda güzeldir...
  • doğru yerde ve zamanda doğru şarkının çalmasıdır. ya da tam tersi..
  • işlemci overload olduğunda onu korumak için evrimleşmiş bir savunma mekanizması. daha fazla yüklenme yakacaksın sen en iyisi git ağla diyor mekanizma. "bir de şuradan sana bir iki hoşa giden kimyasal salgılattık mı tamamdır, oh iyi oldu ağladığım dersin" diye de ekliyor.

    ağlamaklı filmlere gitmeyi bu yüzden seviyoruz diye bir hipotezim var. ağlamanın verdiği kimyasal hoşluk duygusunu alıyoruz ama izlediğimiz olaylar bizi üzen şeyler değil bu yüzden içimiz de rahat, "çok güzel filmdi ühü ühü" diye çıkabiliyoruz sinemadan.
  • parcalanan kalbin, parcalarini gozyaslari vasitasiyla atmaya calismak... agladikca daha fazla parcalanmak, daha fazla bolunmek... kirilmisligi ustunden atamamak ve kendi gozyaslarinda bogulmak istemek...
  • çok büyük bir silahtır.eğer sizi seven ya da daha önceden sevmiş bir kişiye karşı kullanırsanız silahın gücü daha da artar.bana karşı kullanıldığında bir kılıcın kalbimi oyduğunu düşünürüm.yavaş yavaş parçalar; acı çektirerek. dayanması çok güçtür.
  • gizli yapılanı makbul olan iç boşaltma eylemi.
hesabın var mı? giriş yap