• yan yana balık istifler gibi, insanlar mobilya koysun diye beton. ortaya çocuklar oynasın diye beton. toprağın altına araba dursun diye beton. gezmek isterlerse meydan beton, para harcasınlar diye avm beton. kısa özeti; yer gök beton.
    hop unutmuşum dört şerit asfalt. betonlar arasında kolay gidip gelmek için.
  • en önemli örneklerinden biri de istanbul anadolu adalet sarayıdır.

    geçenlerde, işim düştü buraya gitmek zorunda kaldım. metrodan çıkıca, çok geniş boş bir alan karşılıyor önce sizi. uzaktan kafanızı kaldırıp yeni yapılan bu adalet sarayına baktığınızda binanın ölçüsüzce büyük olduğunu ve hem kendinizin hem de buraya ulaşmaya çalışan yüzlerce kişinin bu yapı (akp'nin yeniden dizayn ettiği adalet olarak da okunabilir) önündeki küçüklüğünü (aslında acizliğini) iliklerinize kadar hissediyorsunuz. bu psikolojik üstünlük ya da psikolojik tahribat planlı bir şekilde tertip edilmiş olmalı. daha binaya ulaşmaya çalışırken, bireye bu hehüylanın hissettirdiği adalet, ölçü, hakkaniyet değil sadece sindirilmişlik ve büyüklük karşında boyu eğme hissi.

    binaya yaklaşınca bu sefer bu devasa beton kütlesinin oldukça zevksiz bir şekilde dizayn edildiği daha yakından görülüyor. dikkat çeken en önemli noktalardan biriyse bina yapılırken ölçüye pek dikkat edilmemiş olması. mimarideki bu ölçüsüzlükle, akp döneminde yaşanan ölçüsüzlükler arasında paralelik kurmak son derece mümkün.

    bana kalırsa , bu tip binalar yapılırken dikkat edilmesi gereken noktalar olmalı, diğer yapıları bir kenara bırakacak olursak bile özellikle , adaletin sağlandığı bu gibi binalarda hendesenin, mimaride kullanılan ölçünün o binada işi olan, adalete işi düşen kişilere güven vermesi gerekir ilk başta. belirli bir oranla, ölçüyle ve stille yapılmış adliye binalarının kişilerde bıraktığı intiba, güven, hakkaniyet ve adalet duygusunu pekiştirir. fakat bu, tamamen ülkedeki yaşanan dönemin, ülkeyi yöneten egemenlerin adalet kavramına nasıl baktığının bir göstergesidir. herkesin yasalar karşında eşit olduğu, hukukun üstünlüğünün kayıtsız şartsız kabul gördüğü bir anlayıştan ziyade adaleti, ele geçirilmesi gereken bir kurum olarak gören, beğenmediği -çıkarına ters kararlar veren savcıyı-hakimi kafasına göre o davadan alan, sermaye kesiminin çıkarlarının korumak için dizayn edilen bir kurum olarak görülüyorsa eğer adalet, saraylarının da böyle inşa edilmesi son derece normaldir. akp iktidarının hukuka ve adalete bakış açısına göre tasarlanıp buna uygun yapıldığını söylemek mümkün`.`

    yaşanılan her dönem beraberinde kendi anlayışını da getirmiştir. bu anlayış mimariye de yansır. normal bir ülkede belki yüz seneye yayılarak yapılması gereken projeler son 10 yıl içerisinde büyük bir hızla ve özensizlikle yapılmıştır . akp'nin ceberrut , estetiğe önem vermeyen , sanat düşmanı yapısı ne yazık ki günümüzün mimarisine de yansımaktadır.
  • düz betondur. onun dışındakiler için zaten akp denince akla gelen ilk gelen şeye bak. misal bhutan kraliyet sarayına biraz anıtkabir sosu ekle, al sana çakma saray. link
  • toplumsal hafızayı yok etmeye ve ranta dayanır.

    bu konu hakkında yazacak o kadar çok şey var ki insan nereden başlasa bilemiyor gerçekten...

    yazıyı uzun tutmak istemiyorum. bu yüzden öncelikli konuyu başa alıyorum;

    15 temmuz darbe girişiminde meclise yapılan saldırıda zarar gördüğü öne sürülerek meclisin, türkiye'nin en önemli mimarlarından behruz çinici tarafından tasarlanmış meclis camisi yıkılmak isteniyor. 1995 yılında ağa han mimarlık ödülü'nü kazanan meclis camisi bazı çevrelerce "minaresiz ve kubbesiz" olduğu için eleştiriliyordu. islam mimarisinin özünde kubbe ve minare olmadığı konusuna değinmeyeceğim bile.

    ankara'da cumhuriyet döneminin çok önemli yapıları tek tek yıkılıyor.
    bu gidişe kimse ses çıkarmazsa daha kimbilir neler yıkılacak.

    şehri şehir yapan kentin hafızasıdır, tarihidir.
    geçenlerde ankara'nın en önemli yapılarından biri yıkıldı ve melih gökçek bu enkazın önünde gülerek poz verdi.foto.

    aynı şeyin meclis camisine olmaması için lütfen oy kullanın.
    kampanya aslında 8 ay önce başlamış.

    (bkz: tbmm camii)

    kampanya linki bu camiyi yıkmanıza izin vermeyeceğiz.
  • üstünde kat başına 7-8 daire olan, tahmini 4-5 katlı, altında da dükkan olan, cephede yukardan aşağıya x inşaat ve altında osmanlı tuğrası, bina girişinde kelime-i tevhid olan, bahçesi, havuzu vs. olmayan estetik yoksunu betonarme binalar.

    ankara keçiören, etlik dolaylarında sıkça görebilirsiniz.
  • neredeyse bir asır önce ornament is crime diyen adolf loos'un kemikleri barok dönemi mimarisinden bu yana böyle zulüm görmedi.
  • (bkz: ankara'da yok edilen yapılar/@haydi abbas vakit tamam)

    tbmm camisini kurtarmak için lütfen oy verin: kampanya linki
  • binalarda selçuklu mimarisi esintisi olsa da çevre düzenlemeleri ve ışık etkileri bomboktur. tarz olarak eski mimarinin kullanılmasında bir sakınca yok bence göze hoş geliyor ancak etrafını betondan bir düzlükle çevirip sağını solunu da beton yığınlarıyla çevirince çok iç karartıcı yapılar ortaya çıkıyor. bunun dışında inşaat çılgınlığı sonucu ortaya çıkan ne idüğü belirsiz şeyleri mimariden saymamak lazım
  • modern türk mimarisiyle alakası olmayan ortadoğu-körfez ülkelerinden çakma arada osmanlı ve selçuklu motifleri de içeren mimari.cumhuriyet dönemi binalaranın yıkılıp yerine bu çirkin,ucube binalarının yapılıdığını her şehirde görebilirsiniz
hesabın var mı? giriş yap