• rutbelilerinizin isimlerini verdiğinize gore 3 haftada size hiç bir bok öğretememişler.

    edit :

    silin verdiğiniz isimleri düşüncesiz herifler sizi. o isimlerini verdiğiniz adamlar muhtemelen o.hal bölgesinden gelen çoluk çocuk sahibi insanlar. bu kadar mı malsınız.
  • efsane taburdur, en azından orda öyle bilinir, tıpkı ordudaki diğer yüzlerce tabur gibi. ayrıca en efsane devreler o taburda askerlik yapmıştır, duvarlar, tuvalet kapılarının içleri "efsane devre 2009/2", "efsane devre 1967/4" gibi onlarca yazıyla doludur. tıpkı diğer taburlardaki diğer devreler gibi.
  • kısa dönem eğitimimi alemdağ'da alacağımı öğrendiğimde tam da geçen yıl bu zamanlar içmelerdeydim. lan dedim komando ne ayaktır sakata gelmiyelim falan derken 12'si sabahı kendimi taburun kapısında sırada buldum. ilk anın verdiği şaşkınlıkla birlikte girişin solundaki kapalı salonda 350 kişinin sıralanıp çantalarındaki bilimum kolonya, deodorant, ilaç, cep radyosu ve zararlı içeriğin toplanmasına başlandı. uzun bir beklemeden sonra bavulumuzu orda bırakıp kıyafet ve malzeme almaya gidildi, kıyafet diyorum lakin kamuflajın yanında 2 şer don tshirt, 2şer içlik takım, eşofman takımı, terlik, bot, kamuflaj takımı, parka ile 2 küçük şişe şampuan, diş macunu-fırçası, sabun ve hepsini içine koyduğunuz büyükçe bir valiz verdiler. askerliğini yapan hiçbir arkadaşımdan böyle bir done almadığım için bu saydıklarımın hepsinden bende götürmüştüm. sonradan öğrendim hemen hiçbir birlikte böylesi bir malzeme bolluğu yokmuş. neyse akabinde tekrar sıraya girildi gidildi bavullar alındı herkese koğuşları söylendi, yatağımıza badimize kadar herşeyimiz yazıyordu ranzalarda hiç sıkıntı çekmedik.lakin traş olayına dikkat ettiler ve saçı istedikleri gibi olmayan herkesi uzuuun soluklu bir berber sırası daha bekledi haberiniz ola. badiyle, koğuşla tanışıldı, kaynaşma kısmı ileri günlere ertelendi ve ilk gece uykusuna geçildi efendim. filmlerden bildiğimiz koğuşşş kalk gerginliğiyle zaten kimse pek uyuyamadı, sabahın köründe hava daha karanlıkken kapı açıldı ve "arkadaşlar günaydın" dedi bir çavuş , hepsi buydu şaşkınlığın yerini ilk traş telaşı ve sonraki 4 günde de gerçekleştirilemeyen tuvalet faslı aldı sonrasında ilk kahvaltı ve ilk içtima. her takıma birer başçavuş ve birer körpecik uzman çavuş verildi başlandı yanaşık düzen eğitimine,ilk hafta bitti arkadaşlıklar kuruldu, ortam şenlendi, silah eğitimi, o daha da soğuk günler, o balçık içindeki atış sahası bile artık keyifleri kaçırmıyordu.her şey olanca sıradanlığıyla devam ederken herkesi dumur eden bir sürprizle karşılaştık, acemi bölüğünde "çarşı izni". iznin hakkı verildi, kalan günlerin de. ha birde söylemek isterim ki eğitim burada sanıldığı gibi 4 hafta değil 3 hafta sürüyor haberiniz olsun, ve daha bölüğe girildiğinde sizin nerenin askeri olacağınız belli oluyor. 7 takım var 50şer kişi, söz gelimi ilk takım istanbul il jandarma komutanlığı, 2den 3ün yarısına kadar düzce il jandarma komutanlığı, kalan yaklaşık 250 kişi de izmit il jandarma komutanlığı' na gönderiliyor. gerilmeyin, jandarma, komando, doğu bilmemne diye. rakamlar asker ihtiyacı göz önünde bulundurulsa dahi pek değişmiyor. ben ve alemdağ'dan sonra izmit'de görev yaptığım tüm arkadaşlarımın ortak kanısı alemdağ'ın neredeyse bir gençlik kampı gibi olduğu yönündeydi, ki usta birliğini çok rahat yaptığımı söyleyebilirim.
  • istanbul ve çevresindeki bölgedeki kısa dönem erlerin eğitim yeridir. 333. kısa dönem mevcudu yaklaşık 80, 335. kısa dönem mevcudu yaklaşık olarak 350 kişi olmuştur. acemilik sürem boyunca herhangi bir kötü muamele, ağır eğitim vs. ile karşılaşmamış olmakla birlikte, bana ve tertiplerime her gün duş alma imkanı, tertemiz yataklar ve ordu ortalamasına göre çok iyi olarak nitelendirilebilecek yemekler sunmuştur. yemekhanesinde görülen peçeteler ve kürdanlarla nereye geldik lan dedirtmiştir. yemekleri beğenmeyenler için kantininde tost ve döner de bulunmaktadır. mevcudu içerisinde üst düzey mevkilerden torpilli adam çoktur, bu sebeple komutanlardan pek hakaret işitmezsiniz. kış ayında gidecekler için tek kötü yanı götlerinin donacak olmasıdır. buradan muhtemelen düzce ve kocaeli'ne dağıtılabilirsiniz, istanbul içerisinde ise istanbul il jandarma komutanlığı, jandarma bölge komutanlığı ve çeşitli ilçe jandarma karakolları sizi bekleyen alternatifler arasında...
  • şu an hakkında bilgi edinmeye çalıştığım taburdur.
  • dün itibariyle bedelli askerlik görevimi tamamladığım tabur. tam anlamıyla komedi insanlarla dolu güzel günlerimizin geçtiği yer. isa başçavuş komedidir. binbaşı aydoğan çömel - kalk trickleriyle dizlerinizi siker. alaturka tuvaletlere alışmak çok uzun sürmedi. sıcacık duşları sıcacık koğuşları komedi uzmanlarıyla bi dönemi daha geride bıraktık. ayrıca yemekleri 10 üzerinden rahat 7 alır. onun dışında bol bol iştimada bekleyeceksiniz arkadaşlar. ahmet astsubay, uzman nihat , samet , ali kaan , ibrahim ,olcay , celal ve ismini yazamadığım güzel insanlar size buradan çokça selamlar. burayla alakalı sorusu olan yeşili yaksın herkese hayırlı teskereler.

    edit: burada askerlik yapacaksanız muhakkak yanınızda bankamatik veya kredi kartınız bulunmalı. nakit geçmiyor çok zor durumda kalırsınız haberiniz olsun.
  • 8 şubat 2019 tarihi itibariyle bedelli askerlik görevimi tamamladığım yer.

    bir sonraki celp döneminde gidecek olan arkadaşlardan aldığım mesajlar doğrultusunda biraz detaylı yazmak istedim. *

    21 ocak pazartesi günü 15:00 sularında birliğe teslim oldum. nizamiyede büyük bir güvenlik açığı olduğunu düşünüyorum çünkü ne bavulumun içi arandı ne de tarafıma güvenlik ile ilgili herhangi bir soru yöneltildi. x-ray cihazı da yoktu üstelik. rahatlıkla akıllı telefon içeri sokulabilir fakat 20 gün için bu riski alıp almamak size kalmış. merdivenleri çıkmamla onlarca adamın kayıt için sıra halinde beklediği uzun bir kuyruk ile karşılaştım ve müthiş yavaş bir şekilde işlemlerin yapıldığına tanık oldum. ne yazık ki sıraya girmemle uzun günler sürecek olan bekleyiş maratonu daha ilk günden başlamış oldu. uzman çavuşlardan biri sırada bekleyenleri 34 kişilik gruplara ayırarak numaralandırmaya başladı. evrak, kimlik, ehliyet teslim etme ve kalınacak koğuşun tespiti için yaklaşık 2 saat ayakta dikildik. kayıt işlemlerinden sonra koğuşlara dağıtıldık. yıkandığı ve temiz olduğu iddia edilen, askerliğin sonuna kadar değiştirilmeden kullanılacak olan nevresimler ellerimize tutuşturuldu.

    yatakhaneler çok eski. dolaplar da keza dar, eski ve kullanışsız. ilk günün akşamı sık sık ben neredeyim ne yapıyorum sorusuyla başlıyor askerlik. sabah ilk kalkış, ardından ilk tuvalet ve ilk duş deneyimiyle nerede olduğunu anlamaya başlıyor insan. horlayanlar, ayak kokuları havasızlık gibi şeylere alışıp uyumaya başlayınca insan oğlunun her şarta alışabildiği fark ediliyor. koğuşlar 34 kişilik ve gerçekten havasızlık had safhadaydı. gece oksijen sağlanması amacıyla ara ara açılan camlar nöbet tutanlar tarafından kısa sürede kapatılmadığından mütevellit ilk haftadan itibaren hapşırmalar, öksürmeler ve neticede hastalıklar kol gezmeye başladı.

    sabah 06:00'da koğuş kalk sesiyle uyanıyorsunuz. tabi o saate kadar uyuyabildiyseniz... yatak toplama, yüz yıkama, tuvalet ihtiyacı, tıraş, giyinme, kahvaltı derken saat 7'yi geçiyor ve mıntıka temizliğini de tamamlayıp 08:00'de içtima denen ucube olayın içinde buluyorsunuz kendinizi. içtimaya ne kadar erken gelirseniz o kadar iyi, bunu sizden bekliyorlar. bol bol gereksiz şekilde soğukta bekliyorsunuz, hele hele ilk günler.. sürekli bir şeyler bekleniyor. sabretmeyi pekiştiriyorsunuz. neden diye sormayın, kendinizi şartlandırın ve boş verin. her sabah içtimada isa başçavuş askerlere "günaydın" ve "nasılsınız?" çekiyor sonrasında erlere eğitim veren uzman çavuşları yanına toplayarak kendi aralarında toplantı düzenliyor. tabi bu süreçte yine uzuuuun uzun bekliyorsun, soğuk iliklerine işlerken.. toplam 244 bedelli er 4 takıma, 4 takım da kendi içinde 4 mangaya ayrılıyor. takımlar koğuş sırasına göre, mangalar ise boy sırasına göre düzenleniyor. takımlar ve mangalar oluşturulduktan sonra daha kamuflaj ve botlar ortada yokken eğitimlere start veriliyor. 3. gün verilen kamuflaj ve botlar dumura uğratıyor. yıkandığı, temizletildiği iddia edilse de kesinlikle kocaman bir yalan. parkamın cebinden mendil ve bozuk para çıktı. botların içi leş gibi kokuyordu.

    nasıl olsa 21 gün deyip kendi köşenize çekilmeyin. askerlikte kuracağınız arkadaşlıklar çok değerli oluyor. ne demek istediğimi anlayacaksınız. belki sivilde iki kelime etmeyeceğiniz insanlarla aynı imkansızlıkları yaşayacaksınız. mecburiyetten kurulan ve imkansızlıklarla dolu bir ortamda en değerli şey dostluklar ve muhabbet olacak. ucunu kaçırmadan, küçük paylaşımlarda bulunmak bu dostlukların değerini arttıracaktır. askerlikten sonra geriye dönüp bakıldığında özlenecek yegane şey arkadaşlarla geçirilen vakitler oluyor. koğuşta dönen akıl almaz muhabbetlere bir süre sonra mecburen alışıyorsunuz. bedelli askerlik yapıyoruz, seviye yüksek olur diye düşünenler pek umutlanmasın. her kültürden, yaştan ve kesimden insan var. 34 erkeğin bir araya geldiğinde *am göt meme konuşması 25 yaşını aşmış olmasına rağmen tabii ki kulağa çok normal gelebilir lakin bizim koğuşta genellikle sik ve taşak üzerine uzun uzun muhabbetler döndü. zenci sikinin santim tartışmasından tutun da tek testisi olan erkeklerin yaşadığı zorluklara kadar. üstelik işin en trajikomik kısmı koğuşta bu muhabbeti döndürenlerin çoğunun evli ve öğretmen olması. bunun yanında koğuş genel olarak iyiydi. hatta ara ara kendimi hababam sınıfı filminde hissettim diyebilirim. herkes birbirine son derece saygılı ve yardımcıydı. müzik öğretmenliği yapan bir arkadaşımız, sazıyla ve muhteşem sesiyle her akşam koğuşa resital verdi. tanıştığım ve gerçek anlamda dost olarak benimsediğim 7 muhteşem kişiye buradan sevgi ve saygılarımı gönderiyorum. özellikle kahramanmaraş'lı proaktif, takımın enerjisini daima yüksek tutmaya çalışarak motivasyonu arttıran çalışkan murat'a. sizi seviyorum beyler. bu arada bizim dönemimizde pisuvara sıçan olmadı ama farklı bir efsanevi sıçma olayı yaşandı. elemanın biri banyoya sıçıp temizlemeden etmeden öylece bırakıp çekip gitmiş. ertesi gün isa başçavuş içtima esnasında bunu her kim yaptıysa ortaya çıkması için çağrıda bulundu :) tabii ki doğal olarak kimseden ses çıkmadı.

    ilk hafta; sağa-sola-geriye dönme, tekmil verme, yanaşık düzen, esas duruş, sıra açıl hiza ve istikamet, uygun adım yürüme, çark yapma gibi komutların eğitimi veriliyor. tekmil vermeyi iyi öğrenin. ben bedelliyim n'olcak demeyin. bizim takımdan biri yüksek sesle tekmil veremediği için tüm bedelli askerlerin önünde onlarca kez tekmil vermek durumunda kaldı. tabiri caizse alay konusu oldu. bunun yanında jandarmanın tanımı ve görevlerini ezbere bilmeniz gerekiyor, soruyorlar.

    ilk haftayla birlikte akşam 7 sabah 7 saatleri arasında 34 kişinin sırayla birer saat tuttuğu koğuş nöbetleri başlıyor. toplam 6 kere nöbet tutmuş oluyorsunuz. bir kere yapacağınız tuvalet, banyo ve nizamiye temizliğinden de kaçışınız yok. sıra size geldiğinde iş başa düşüyor.

    gelelim en zor göreve; yemekhane! ilk koğuştan başlayarak son koğuşa kadar sırayla her gün toplam 13 kişi sabahtan akşama kadar yemekhane işleriyle görevlendiriliyor. bu görevler yemekhanenin temizliği, bulaşık, kazan olmak üzere 3'e ayrılıyor ve sırayla tüm görevleri canınız çıkana kadar ifa ediyorsunuz. uyanık olun kazana akşam kalmamaya çalışın diyeceğim de fevkalade badileriniz varsa kendi işlerini bitirip size yardıma gelebilirler. buradan o güzel insanlara teşekkürü bir borç bilirim :) artan yemeklerin hepsi sorgusuz sualsiz yemekhanenin arka tarafında bulunan bir gidere dökülüyor, çöpe bile değil. büyük bir israf söz konusu.

    cumartesi ve pazar kalkış saat 07:00. normal şartlarda içtimalar dışında istirahattesiniz ancak bize iş güvenliği eğitimi kilitledikleri için günün yarısı eğitimde heba oldu diyebilirim. zaten herkesin uyuklayarak geçirdiği bomboş bir eğitim oldu.

    ikinci hafta; silah kullanımıyla geçti. eğitim öncesinde defalarca bu işin şakası olmaz, kesinlikle silahı bir canlıya doğru tutmayın gibi talimatlar verilmesine rağmen silahı eline alan rambo kesildi. g3 silahının tanımı, özellikleri, söküp takılması, tetik düşürmesi, nişan alması ve boş silahla atış talimatları yapıldı. perşembe günü herkes kontrollü olarak 25 metreden 3 atış yaptı. cuma itibariyle ise yemin töreni için eğitimler başladı.

    komutanlar genel olarak samimi, iyi niyetli, sıcak insanlardı. her gün takımlara bir sıkıntısı, derdi olan var mı diye soru yönelttiler. eğitimde sergiledikleri davranışlar takımın gösterdiği reaksiyona göre şekillenmekte. uygun adım yürüyüşü takım olarak ne kadar iyi yapar bu sırada söylenen yürüyüş kararlarını ne kadar iyi bağırırsanız o kadar çok istirahat alıyorsunuz. bireysel ceza yok, takım cezalandırılıyor. bizim takımdan bir eleman, koğuş arkadaşının cep telefonundan bir kişiye sms göndermiş. attığı sms'e gelen yanıtı koğuştan bir başkası görüp komutanlara şikayet etmiş. (ilgili kişi ve sms içeriği takımla paylaşıldı ancak burada yazmaya gerek duymuyorum.) o gün takım olcay komutan tarafından akşama kadar molasız, yağmurda çamurda eğitim yapmakla cezalandırıldı. yemekhaneden sonra en yorulduğumuz gündü. belirtmekte fayda var, favori komutanımız celal'di...

    üçüncü hafta; herkesin artık iyice gerilip yorulduğu, hem bitse de gitsek moduna girdiği hem de öteki açıdan bakıldığında alıştığı ve benimsediği arkadaşlarından ayrılacak olmanın verdiği hüznü yaşadığı haftaydı. yemin töreni için yeniden boy sırasına göre 2 takım oluşturuldu. bir kaç kere prova yapıldı ve boşluklarda istirahat verildi. bu süreçte metin komutanın verdiği talimatları yerine getirirseniz siz kazanırsınız. kendisine selam olsun!

    yemin töreni sonrasında sivil kıyafetlerinizi giyip kamuflajı ve botu teslim etmeniz gerekiyor. tabi bu süreçte yine bekliyorsunuz. ardından size terhis belgeniz, kimliğiniz ehliyetiniz veriliyor ve bavulunuzu alarak taburdan ayrılıyorsunuz.

    tavsiyeler ve ekstra bilgiler:

    -yol izninizi kesinlikle kullanın, boşu boşuna hemen katılmayın. tavsiyem yol izninden sonraki gün en geç öğleden sonra 2,3 gibi teslim olmanız yönünde.
    -alemdağ konum olarak deniz seviyesinden 442 metre yüksekte olduğu için havalar genel olarak hep soğuk oluyor. bu yüzden içliksiz gitmeyin. ezkaza gittiniz, unuttunuz kantinde satılanlardan alabilirsiniz.
    -askercell'e gerek yok. kendi sim kartınızı tuşlu telefona takıp içeri sokabilirsiniz. ayrıca askerlik boyunca eğitim dışındayken telefonla görüşmeye kesinlikle birşey demiyorlar.
    -mıntıka temizliği takım takım veriliyor. her takımın sorumlu olduğu bölgeler belirleniyor ve gün aşırı temizlikler yapılıyor.
    -içtimalar; 08:00 (sabah), 12:00 (yemek), 13:30 (eğitim), 17:00 (yemek) ve 21:30 (yat) şeklindeydi. akşam 5 ile 9:30 genelde serbest zaman.
    -bir çok birlikte ısınma, şınav, mekik ve barfiks gibi sporların yaptırıldığını okumuştum. ancak bize herhangi bir spor hareketi yaptırmadılar.
    -yemekler beklemediğim kadar güzeldi. uzun dönem, yemek eğitimi almış askerler tarafından yapılıyor. ayrıca şap yok :) komutanlar, uzman başçavuşlar da dahil herkes yemekhanede yemek yiyor.
    -uzun dönem askerlerle karşılaşmıyorsunuz. bir kaç görevliyi saymıyorum.
    -ziyaretler hafta içi 12:00 - 13:30 / 17:00 - 21:30 arası. hafta sonu 08:00 - 21:30 arası.
    -2. hafta yalnızca bir çift çorap, bir çift eldiven ve bir adet atlet verildi.
    -aşılar 2. hafta yapıldı. tercihe bağlıydı, isteyen yaptırmadı.
    -kantinde nakit para da kredi kartı da geçiyor. genel olarak herşey satılıyor. askeri malzemeden kişisel bakım malzemelerine, sigaradan cipse çikolataya kolaya kadar. kuyruklar biraz sıkıntı. koğuşta içeceğimiz suları sıra beklememek için genelde 5 kiloluk aldık.
    -12 kişilik internet kafe mevcut. arkadaşlarınızla bir mühlet sıra beklemeyi göze alarak counter atabiliyorsunuz.
    -3. hafta birliğe isteğe bağlı kan bağışı için kızılay geldi. bağışta bulunanlara o gün istirahat verildi.
    -koğuşlarda kaloriferler cayır cayır yanıyor. içerdeyken üşüme gibi bir durumunuz söz konusu değil.
    -tuvaletler alaturka. alışıyorsunuz..
    -duş almakla ilgili bir sorun yaşamadık. genelde su hep sıcaktı. saat 18:00 ile 21:30 arası istediğiniz kadar duş alabiliyorsunuz.
    -botlar yazlık biçimde verildiği için yan taraflardan su alabiliyor. yanınızda gelirken su geçirmez bir ayakkabı olması durumunda yemekhane görevinde rahat edersiniz. terlik giymekte bir seçenek.
    -tuvalet ve duş için decathlon'un 12 tl'ye satılan küçük sırt çantalarını satın alabilirsiniz. elinizde tuvalet kağıdı vs. ortalıkta gezinmemiş olursunuz.
    -yastıklar temiz olmadığı için kapişonlu bir sweatshirt yatarken işinizi görebilir. göz bandını takarak kombo yapabilirsiniz.
    -tuşlu telefon götürecekseniz ve şayet radyosu varsa yanınıza kulaklık almayı unutmayın. yatarken gündemi takip edebilir, müzik dinleyebilirsiniz.

    yanınızda giderken götürmenizi şiddetle önerdiklerim:

    tabanlık(2x), mendil (10x), ıslak mendik(4x), tuvalet kağıdı(4x), tıraş köpüğü ve bıçağı, şampuan, duş lifi, sabun, pastil, ağrı kesici, soğuk algınlığı ilaçları, vicks, nurofen, bol kitap, bot boyası ve fırçası, kol saati, terlik, spor ayakkabı, yara bandı, pijama takımı veya eşofman(3x), ipli cüzdan, bir adet küçük not defteri ve tükenmez kalem, alabildiğiniz kadar termal içlik, el ve yüz nemlendirici krem, dudak bakım kremi, diş fırçası ve macunu, kulak tıkacı (gece herkes çılgınlar gibi senkron halinde horladığı için muhakkak götürmenizi tavsiye ediyorum.), kulak temizleme çubuğu, askı(2x), latex eldiven (bulaşık yıkarken, tuvalet temizlerken "keşke alsaydım" diyebilirsiniz.)

    açıkçası hayatta her alanda olduğu gibi bedelli olsun, kısa dönem olsun, uzun dönem olsun askerlikte de şans gerçekten çok büyük bir faktör. okuduklarım, farklı illerde bedelli askerliğini yapmış olan arkadaşlarımın anlattıkları doğrultusunda söylemeliyim ki alemdağ jandarma komando taburu'nda rahat bir askerlik geçirdik. genel olarak tavsiyem kendinizi sıkmayın, bunaltmayın. geçici zaman olduğunu düşünerek keyifli vakit geçirmeye çalışın. şimdiden gidecek olanlara bol sabır ve kolaylıklar diliyorum.

    edit: imla ve eklemeler.
  • bugün itibari ile burada bedelli askerliğimi tamamladım.

    şimdi 19 günden bahsedeyim biraz.

    sabah 6 da kalkılıyor. 8 ceyrek te içtima yapılıyor. arada yemekhaneye gidip yemek yiyorsunuz ve mıntıkanızı temizliyorsunuz (mıntıkalar bahçe, tuvaletler, duşlar ve koridor olmak üzere 4 adet. her birine hep aynı takımlar bakıyor. takımlar içerisinde 15er kişilik mangalar var, 15 kişilik mangalarla da dönüşümlü yapılıyor bu görev.)

    çarşaflar sözüm ona temiz veriliyor. ama bazıları doğru dürüst kurumadığı için rutubet kokusu olabiliyor. biz gittiğimizde yatakların üzerine bulduk bu çarşafları..

    kıyafetler ve botları ikinci gün aldık. komutan temizlendiğini söyledi herbirinin ama bu konuda ciddi şüphelerim var. alır almaz parkanın cebinden şeker çıktı ve bildiğin depo kokusu vardı. botlar da keza, kullanılmış, sözümona dezenfekte edilmiş. benim aldığı botun içinde bi önceki sahibinin tabanlıkları duruyordu. o ayakkabıyı, üniformayı giymek iğrenç bi duyguydu benim için. ve unutmadan, xs giyen biri olarak, xlarge üniforma giydim 19 gün boyunca. daha küçük beden talebim takımın önünde komik bi şekilde reddedildi.

    havlular 4.gün verilmişti. geç kalmış mıymış neymiş. yeni açılmamış havlulardı, biri büyük diğeri yüz havlusu. bu 4 gün için yanınıza alabilirsiniz bi havlu.

    sıcak su... 19 günün her birinde duş alabildim. saatleri sadece bilmekte fayda var 17-21 arası sıcak su akıyor duşlarda. ama uzun dönem kekoları hiç bir zaman vaktinde çalıştırmıyor su sistemini. en erken 18 de akmaya başlıyor sıcak su. hatta bi gün 20:30 da geldi.

    tuvaletler.. üzgünüm arkadaşlar, tüm tuvaletler malesef alaturka. ama çömelme konusunda ilk haftadan sonra alışacaksınız. zira içtima sırasında uzuun dakikalar ayakta dikilirken size sık sık ama gerçekten sık sık ''çömel'' komutu verilecek. bazen sadece alay etmek, kendilerini tatmin etmek için izlenimine kapılacaksınız. ( ilk günlerden sonra çömel diyince ayakta dursanız da sorun etmiyorlar. çömelemeyenler arkaya geçsin diye söylüyorlar, hemen geçiyosunuz.)

    ilk hafta selam verme eğitminiz oluyor. ve istisnasız herkesin ses telleri kısıldı. bağırabilen bi insan hiç olamadım. hayatı boyunca her tartışmamı normal tonda yapmışımdır çünkü mizacım bu şekilde sanıyorum. ancak köpek gibi bağırarak selam vermek zorunda kaldım. adam son raddede bağırdığına inanmadan tekrar tekrar ve tekrar verdiriyor o selamı çünkü.

    umarım tertip arkadaşlarınız kültürlü, bilinçli insanlar olur. içtimada sigara içip izmaritleri yere atmazlar. sonra komutan içmeyenlere de toplatıyor o izmaritleri.

    kışın gidecek arkadaşlar.. kantinde termal içlikler satılıyor. erinmeyin alın. halinize acımadan 3-4 saat kesintisiz dışarda bekletiyorlar. yeşil renkte dahi olsa boyunluk takmanıza izin vermiyor. parkanın yakasını bile kıvıramıyorsunuz, ''arkadaşım, yasak yah!'' diye bağırıyorlar tepenizde.

    bu arada yanınıza muhakkak bir göz bandı ve kulak tıkacı alın. horlayan illaki olacaktır. çat diye ışıklar açılıyordu gece koğuşta. göz bandı hayat kurtarabiliyor.

    bir önemli nokta koğuş nöbeti ve ciddi bi önerim var.. 8 koğuş var ve her birinde 34 kişi. bir saatlik nöbet yazılıyor her bir kişiye ve 19 gün boyunca en az 5 defa nöbet tutuluyor. bir çoğu gece, abuk bir saate denk geliyor.
    isa komutanla en başında nöbet mevzusunu görüşüp, bir saatlik değil 2 ya da 3 saat nöbet tutmak istiyoruz diyin. bi kere kalkın gece, nöbet mevzunuz bitsin hemen. öteki türlü dediğim gibi 1 saat için gece uykunuzu bölüyorsunuz.

    girişte arama yapılmadı. akıllı telefon, ilaç çok rahat bir şekilde sokarsınız. benim valize bakmadılar bile. bi kaç kişiye üstünkörü açıp kesici delici bişi var mı diye sordular, onlar da yok deyince ellemediler bile. tabi bi emirle bu durum değişebilir ama, sanmıyorum ki iyice gizlediğiniz telefonunuzu bulabilsinler. x-ray cihazları zaten yok girişte.

    ilaç yanınıza alın, soğuk algınlığı için. çok soran olduğu için tekrar yazıyorum. girişte aramada yakalanırsanız çok çok gidip yanınızdaki çöp kovasına atarsınız.

    kediler ve köpekler.. yemekhanedeki işiniz bittikten sonra kalan yemekleri lütfen alıp bu hayvanlara verin çaktırmadan. sözde askeriyenin yemeğini vermek yasakmış hayvanlara. ama çaktırmadan yapabilirsiniz gerçekten. ki ben takımlar yedikten sonra biraz daha bekleyip torba torba köfte aldım kazandan, kapının önünde komutanların gözlerinin içine bakarak da verdim hayvanlara. yasak ama sözüm ona.
    ayrıca gidecek olan veteriner bir arkadaş olursa, köpeklerin üzerinde kene mevcut.. çok üzülüyor insan hallerine..

    şimdilik not aldıklarım ve aklıma gelenler bunlar. bir de unutmadan, 35 kişinin kaldığı koğuşlarda sadece 1 adet elektrik prizi var. çoğaltıcı götürürseniz, bulunduğunuz koğuşun yükselen yıldızı olabilirsiniz.

    arkadaşlar aynı soruları yanıtlamak inanın bunaltıyor bi süre sonra. yanıt veremediklerim şimdiden kusura bakmasın.
  • zaten başlıkta yeterince bilgi vermiş içerisi ile ilgili özet geçmek gerekirse, bedelli askerlik görevini ifa edebileceğiniz türkiye'deki en rahat yerlerden biri olabilir.

    birkaç tüyo vereyim; verilen çarşaf, yorgan ve yastık kılıfları çamaşırhanede yıkanıp kurutularak size teslim ediliyor. fakat bu yıkama ve kurutma işlemi pek de hijyenik değil. o yüzden mavi renkte olmak kaydı ile çarşaf, yastık kılıfı (mümkünse birkaç tane) hatta yorgan kılıfı götürebilirseniz rahat rahat uyursunuz. bize askerliğin artık son günü bir baksır, bir atlet, bir çorap verdiler bu sebeple iç çamaşırı, çorap, havlu vs hepsini götürün orada veriyorlarmış deyip de hazırlıksız gitmeyin. akşamları serin oluyor, bir polar alın yanınıza iş görecektir. gönüllü işlerden kaçmayın, komutanlarınız sizi bir şekilde ödüllendirecektir. birkaç tane kitap, mümkünse mp3 çalabilen sd kart takılabilen kamerasız bir asker telefonu yanınıza alın bol bol boş zamanınız olacak.

    son olarak 5 tane sokak köpeği ve birkaç tane de kedi var tabur içerisinde, sizlere muhtaç olan. biz bir kedinin tedavisini ve golden kırması olan bir köpeğin iç dış parazit aşıları ile pire tasmasını aramızda para toplayarak karşılamıştık. yine mama satın alarak destek olan arkadaşlar da vardı. o canlara bu şekilde destek olabilirseniz, en azından bir iyilik yapmış olarak ayrılırsınız oradan.
  • bugün katılarak bedelli olarak askerliğimi yapacağım tabur.
    teslim olmak için öğleden sonrayı bekliyorum. bitince burası editlenecek.
    vesilesiyle istanbul havası iyi geldi*
hesabın var mı? giriş yap