• (bkz: cameo)
  • hitchcock büyük eski* amerikan yönetmenlerindendir (ingiliz asıllıdır, o ayrı). bir sahnenin nasıl çekilebileceği üzerine, bir hikayenin nasıl görsel olarak anlatılabileceği üzerine uzun uzun düşünen yönetmenlerdendir kendisi. anlattığı hikayeler felsefi derinlik, vs.. içermiyor olsa bile, onu büyük yönetmenler arasına sokan şey anlattığını en görsel bir biçimde aktarabilmesidir.

    truffaut ile yaptığı röportajda vertigo filmiyle ilgili konuşulurken anlattığı şu ayrıntı kendisinin yönetmenlikteki tavrını açığa kavuşturacaktır:

    "james stewart filmin başlarında kadını mezarlığa doğru izlerken sisli filtre kullanmak suretiyle kadına hayal gibi ve esrarengiz bir nitelik kazandırmıştık. bu filtre bize parlak güneş ışığı üzerine vurmuş sise benzer yeşil renkte bir efekt sağlamıştı. daha sonra, stewart ile judy'nin ilk kez karşılaştıkları sahnede madeleine'i post caddesindeki empire otelinde oturur gösterdim, çünkü bu oteldeki pencerenin dışında sürekli yanıp sönen yeşil neon lambası vardı. bu yeşil ışık, kız banyodan çıkarken onu aynı ince ve hayale benzer kimliğe bürümüştü. kamerayı kadına bakmakta olan stewart üzerinde odaklandırdıktan sonra yeniden kadına döndüğümüzde bu yumuşak efekti yavaşça kaldırdık. böylece stewart'ın gerçekle yüzyüze gelmesini de belirtmiş olduk."

    bu örnekte görüldüğü gibi, beceriksiz yönetmenlerin james stewart'a dış sesten "bir an için sevgilimi karşımda gördüğümü zannetmiştim" dedirteceği sahnelerde, hitchcock pratik görsel çözümlerle sinemasal anlatımda tavana vurmaktadır. sinemanın piçidir.
  • korku ve polisiye filmlerde ilklerin adami.. birds filmini o donemde hicbir ozel efekt kullanmadan nasil cektigini halen aklim mantigim almamakta.. psycho da dedektif in merdivenden dustugu sahnede kamerayi geri cekerken ileri dogru zoom yaparak cok guzel bir cekim teknigi ve gorsel etki bulmustur..bu teknik hala kullanilmaktadir..ayni filmde dustaki cinayet sahnesi 64 farkli plan (kamera acisi diyelim) dan olusmaktadir bıcak defalarca saplanir ama vucuda girerken bir defa bile gormeyiz..kan neredeyse yok gibidir..i$te hitchcock,i$te deha.. north by nortwest , the man who knew too much , to catch a thief , rear window benim favorilerim..
  • ayrica kameramaniyla "butun gece boyunca bu kameraya zincirli kalamazsin" $eklinde iddiaya girip..zavalli adami zincirlemeden once gizlice kahvesine mushil ilaci karistirmak,kendi oz kizini bir donme dolap a bindirip donme dolap en tepedeyken durdurtup saatlerce orda birakmak gibi hastalikli bir mizah anlayisina sahipti..
  • her filminde kadrajın kıyısından köşesinden geçmesi ile ünlü bir yönetmendir hitchcock, ama ufak bir şaka olarak başlattığı bu gelenek sonradan bir soruna dönüşmüştür. çünkü bir süre sonra filmi izlemeye başlayan seyirciler hitchcock'un nerede görüneceğini yakalama hevesiyle filmi adamakıllı izleyemez hale gelmişlerdir. ne yardan ne serden vazcaymaz hitchcock bu soruna çözüm olarak bir süre sonra filmlerinin hep başlarında bir yerlerde, seyircinin kaçırmayacağı bir şekilde gözükmeye özen göstermiştir (allah muhafaza seyirci filmin başındaki bu cameoyu kaçırırsa bütün film boşu boşuna bakınmasın diye).
  • 5 kez oscara aday gösterilmiş fakat hiçbirinde muvaffak olamamış,buna karşılık yaşam boyu başarı ödülüne layık görülmüş,ingiliz olup hollywoodda dünya çapında üne kavuşmuş yönetmen.biyografisini yazan bir yazar tarafından kadın düşmanı,sadist,tecavüze eğilimli,anne saplantılı tanımlamalarına maruz kalmış.ayrıca kuşlar filmindeki başrol oyuncusu tippi hendren filmde gerçekten kuşların saldırısına uğramış,filmde uğradığı psikolojik ve fizyolojik zararlar nedeniyle tedavi görmüş ve başka bir hitchcock filminde oynamama kararı alarak yönetmene rest çekmiş.karanlık bir kişilikmiş gerçekten ,başarılı olmasını sağlayan da buymuş.
  • psikolojik öğelerinin işlenişinde daliyle çalışıp, bilinçaltı yansımaları olarak gördüğü rüya ve kabusları ona yaptırtmıştır. hatta şöyle de demiş:" bütün filmlerde, rüyalar flu. ama aslında öyle değil. dali, rüyalar için olabilecek en iyi kişi çünkü tam olması gerektiği gibi, rüyalar, net. klişeyi engellemek istedim. dar açılar, uzun perspektifler ve gölgeler.."
  • kendi ağzından hayatını ve filmlerini sidney gottliebin hitchcock on hitchcock adlı kitabından okuyabileceğiniz yazar.
  • bir yonetmenin ticari basarisinin sanatsal basarisizligi anlamina geldigi onyargisina en cok kurban gitmis yonetmenlerden biri*. hic takmamasi sanat dunyasinin kendini uzun bir sure kucuk gormesini ise ayrica takdir edilesidir.

    lakin bu "sanatta hitchcock'a karsiyiz" ortaminda bir babayigit dergi (bkz: cahiers du cinema), kendisine cok ciddi saygi, sevgi, ovgu belirtileri gosteren yazilar yazmaya baslamistir*. cahiers du cinemanin onemli yazarlarindan olup ayrica film yonetmenligi de yapan francois truffautnun basindan gecen bir olay bu mahalle kavgasi haline gelen hitchcock sayilmali mi sayilmamali mi tartismasinin en iyi orneklerinden biridir kanimca:

    63 senesinde sanirim, francois jules et jimi tanitmak icin new yorka ayak basip basin toplantisi duzenlediginde, kendini bilmez bir sinema yazari, "niye hitchcock gibi birini bu kadar ciddiye aliyorsunuz, niye rear windowu oven bir yazi yazdiniz, bu film greenwich village hakkinda ve yazinizdan greenwich villagei hic bilmediginiz anlasiliyor" demesi uzerine* , hazircevap francois " hayir rear window zannettiginiz gibi degil esasinda filmmaking hakkinda ve inaniyorum ki filmmaking hakkinda cok sey biliyorum" diyerek densiz sinema yazarina oturtmustur*.

    cahiers du cinemayi gereksiz onyargilardan kendini arindirdigi ve sinema yazarliginda yine bir oncu oldugundan dolayi kutluyoruz. ayrica truffautya da densiz yazarlara pek anlamli bir sekilde cevap verdigi icin de yildizli aferin*. e zaten konu basligi alfred hitchcocka kendi bildigini okudugu icin on yildiz vermistik basindan.
hesabın var mı? giriş yap